(Disruption) Türkçeye “bozulma” diye çevrilen İngilizce “disruption” kelimesi, pazardaki mevcut dengeleri bozan ve eski teknolojiyi gereksiz kılan inovasyonlar için kullanılmaktadır. Terim ilk kez Clayton M. Christensen ve Joseph Bower tarafından 1995 yılında yazılan bir makalede kullanılmıştır. Christensen’e göre piyasayı derinden sarsan değişimler, büyük icatlar değil icatların ticarileşmesi ve geniş kitlelere ulaşmasıdır. Otomobil 1878’den itibaren kullanılmış ancak çok pahalı olduğu için yaygınlaşamamış ve at arabaları varlığını sürdürmüştür. 1908’de Henry Ford, üretilen otomobilleri göreli olarak ucuz fiyatlarla piyasaya sürdükten sonra önce ABD’de daha sonra diğer ülkelerde at arabalarının sayısı hızla azalmaya başlamıştır. Bilgisayarların elektrikli daktilo veya hesap makinelerinin yerini alması ise boyutları küçüldükten, kişisel kullanım imkânı ortaya çıktıktan ve fiyatları düştükten sonra mümkün olmuştur. ABD’nin Xerox firması kendi bünyesinde icat edilen fotokopi, faks ve tarama cihazlarını tek parça olarak yüksek fiyatlarla şirketlere satmayı amaçlamış, ancak bu cihazların kitleselleşmesi Japon şirketlerinin bunları ayrı ayrı üretip hesaplı fiyatlarla pazarlamalarından sonra gerçekleşmiştir. Dijital fotoğraf çekme teknolojisi Kodak şirketinin mühendisleri tarafından geliştirildiği halde ticarileşmenin ertelenmesi bir “şirket intiharı” olayına dönüşmüş, dijital kameralar 10 yıllık bir süre içinde filmin kullanıldığı fotoğraf makinelerini pazardan silmiştir. Fotoğraf da çekebilen akıllı telefonlar ise 2007’den sonraki on yıl içinde dijital fotoğraf makineleri satışlarını azaltmıştır. Kodak ile aynı sektörde faaliyet gösteren Japon Fuji firması ise ürünlerini farklılaştırarak “bozulma” fırtınasına karşı direnebilmiş ve ayakta kalmıştır.
Bir ürünün piyasaya ilk çıkışından “bozulmasına” kadar geçen süre zaman geçtikçe daha da kısalmaktadır. Gramofon, pikap, taş plak ve bakalit ses plakları yaklaşık 50 yıl ses kayıt sektörüne egemen olmuş, 60’lı yıllarda yerini teyp cihazlarına bırakmıştır. Teyp kasetlerinin müzik dünyasındaki saltanatı ise 25 yıl sürebilmiştir. 1981’de ilk CD’nin üretilmesinden sonra 1985 ile 2000 arasında CD ve DVD kullanımı hızla yaygınlaşmıştır. 15 yıl süren bu dönemin ardından Napster ve benzeri şirketler internet aracılığı ile müzik eserlerini kitlelere iletmeye başlayınca müzik endüstrisi de sarsıntı geçirmiştir.
2020 ile 2040 arasında internetin, yapay zekânın, nanoteknolojinin ve ileri elektronik teknolojisinin ortak etkisi ile tüm sanayi dallarında geçmişte yaşanan “bozulma” olgularına benzeyen süreçler ortaya çıkabilecektir. Christensen bir kitabında, entegre demir-çelik tesislerinden orta boy ark ocaklı tesislere geçişi, metalürji sanayisinde bir “bozulma” örneği olarak göstermektedir. Ancak ABD için doğru olan bu tespit, ark ocağında kullanılan hurda demirin önemli bir bölümünü ithal eden ülkeler ve bu arada Türkiye için tam anlamı ile geçerli değildir. Bu durum, herhangi bir üründeki veya sektördeki bozulma olgusunun genel olarak tüm dünya ülkeleri için geçerlilik kazandığını ancak bazı özel durumların da söz konusu olabileceğini ortaya koymaktadır.