La Nina riski: Dünya bu kış üst üste dördüncü dalgayı yaşayabilir
Gezegen genelinde aşırı hava olaylarına neden olabilen La Nina bir kez daha etkisini gösterebilir. Etkileri bölgeden bölgeye değişse de La Nina dönemi boyunca kış sıcaklıkları Güney'de normalden daha yüksek, Kuzey'de ise normalden daha soğuk seyrediyor.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA) İklim Tahmin Merkezi, bu sonbaharda bir La Nina olayının gelişme olasılığının yüzde 60 olduğunu ve olayın yaratacağı koşulların mart ayına kadar sürebileceğini belirtiyor.
La Nina, gezegen genelinde aşırı hava olaylarına neden olabilen doğal bir iklim döngüsü olayı. Etkileri bölgeden bölgeye değişse de La Nina dönemi boyunca kış sıcaklıkları Güney'de normalden daha yüksek, Kuzey'de ise normalden daha soğuk seyrediyor.
Associated Press (AP)haber ajansına konuşan uzmanlar, La Nina nedeniyle Güney Amerika'nın kuzey kesimlerinde normalden daha fazla yağmur görülebileceğini düşünüyor.
Buna göre, ABD'nin güney bölgeleri ve Meksika'nın bazı bölgeleri ortalamadan daha kurak, ABD'nin kuzey kesimi ve Güney Kanada ise ortalamadan daha yağışlı olabilir.
El Nino ve La Nina arasındaki fark
Dünya son yılların en sıcak yaz mevsimlerini geçirirken, aşırı sıcaklıkların arkasındaki bir faktör olarak El Nino'dan sıklıkla bahsedildi.
Pasifik Okyanusu'nun ekvatoral bölgelerindeki yüzey sularının normalden daha sıcak olmasına sebebiyet veren El Nino, okyanus yüzeyini ısıtarak bazı bölgelerde kuraklık ve yangınları, bazı bölgelerde ise yağış ve aşırı hava olaylarını tetikliyor.
El Nino ve La Nina, küresel hava durumlarını etkileyen iki karşıt iklim olayı. Ancak her ikisi de El Nino-Güney Salınımı (ENSO) adı verilen iklim döngüsünün bir parçası. ENSO, tropikal Pasifik Okyanusu'nda gerçekleşen deniz yüzeyi sıcaklığı değişikliklerine bağlı bir iklim döngüsü.
Öte yandan La Nina, Pasifik Okyanusu'nun ekvatoral bölgelerindeki yüzey sularının normalden daha soğuk olması durumunu ifade ediyor.
La Nina hava durumu etkileri
NOAA'dan iklim bilimci Michelle L'Heureux, La Nina'nın hava durumu üzerindeki etkisinin konuma ve mevsime göre değişebileceğini aktardı. Buna göre, Güney Amerika'nın Doğu Arjantin gibi bazı bölgeleri ortalamadan daha kurak olabilirken Kolombiya, Venezuela ve Brezilya'nın kuzey bölgeleri normalden daha yağışlı geçebilir.
L'Heureux, "Tam olarak nerede olduğunuza bağlı. Bunun bir kısmı, Orta Amerika ve Güney Amerika'dan geçen bir muson döngüsü," dedi.
"Alışılmadık bir durum"
Dünya, yakın zamanda, 2020 ve 2023 arasında üst üste üç kez La Nina olayı yaşadı.
L'Heureux, "La Nina koşullarının yaşandığı üç ardışık kış geçirdik. Bu alışılmadık bir durumdu çünkü bunun yaşandığı tek diğer örnek 1973 ve 1976 arasındaki dönemdi," dedi.
L'Heureux, La Nina'ların El Nino olaylarından daha uzun sürme ve daha tekrarlayıcı olma eğiliminde olduğunu da sözlerine ekledi.
NASA Goddard Uzay Çalışmaları Enstitüsü'nden iklim bilimci Ben Cook, bu yıl olası bir La Nina tahmini hakkında, "Bu alışılmadık bir durum ama eşi benzeri görülmemiş bir şey değil," ifadelerini kullandı.
Cook, La Nina olaylarının sıklığının Doğu Afrika gibi son zamanlarda kuraklıkla mücadele eden bölgeler için ekstra stres yaratabileceği konusunda da uyardı.
"Başka bir La Nina olayına doğru ilerliyorsak, bu gerçekten kötü koşulların bir şekilde devam edeceği anlamına geliyor."
Aradaki bağlantı net değil
Diğer yandan bilim insanları, iklim değişikliği ile La Nina ve El Nino arasındaki bağlantının tam anlamıyla net olmadığını belirtiyor.
Albany Üniversitesi'nden iklim bilimci Paul Roundy, iklim modellerinin daha sık El Nino ve daha az sıklıkta La Nina gösterdiğini, ancak tüm modellerin aynı sonucu vermediğini ifade etti.
Bilgisayar modelleri ayrıca El Nino ve La Nina evrelerindeki normal değişimi, iklim krizinin okyanuslar ve atmosfer üzerindeki ısınma etkisinden ayırmakta zorlanıyor.
Roundy, "Bundan iklim değişikliğinin aslında daha fazla El Nino oluşumuna neden olmadığı sonucunu çıkarmam," diye konuştu.
"Sadece doğanın kendisi kendi başına çok güçlü salınımlara sahip. Bu yüzden birden fazla La Nina olayı yaşayabiliriz ve belki 40 veya 50 yıl içinde tam tersini göreceğiz."