Yapı Kredi’de “Meydan” ve “Milat”
Beyoğlu’ndaki Yapı Kredi Kültür Sanat binasının ikinci katında sanatçı Deniz Gül’ün mekâna özgü yerleştirmesi “Meydan” ile üçüncü katında şair Lale Müldür’ün son resimlerini kapsayan “Milat” sergisi izleyici ile buluşacak.
Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, 22 Eylül’de iki sergi açıyor: Beyoğlu’ndaki Yapı Kredi Kültür Sanat binasının ikinci katında sanatçı Deniz Gül’ün mekâna özgü yerleştirmesi “Meydan” ile üçüncü katında şair Lale Müldür’ün son resimlerini kapsayan “Milat” sergisi izleyici ile buluşacak. Sergiler 31 Ekim’e kadar görülebilecek.
Milat Sergisi
Beyoğlu’ndaki Yapı Kredi Kültür Sanat binasının üçüncü katında açılan Milat sergisi, şair Lale Müldür’ün son dönemde üzerinde çalıştığı resimlerini bir araya getiriyor. Müldür’ün şiirlerinde beliren imgelerin izlerini taşıyan bu resimler, şairin dünyasıyla yeni karşılaşmalar öneriyor.
Milat sergisinde Lale Müldür’ün şiirlerinin davet ettiği imgesel alanın renkleri, jestleri ve figürleri resimsel bir üretim içinde yeniden yorumlanıyor. Sergilenen resimlerde öne çıkan temel öğelerin başında figür geliyor. Bu figürlerin birçoğu şairin dostlarına ait portreler. Aynı zamanda bu portreler arasında şairin Albert Durer gibi ruhsal yakınlık kurduğu sanatçılar da var. Müldür’ün resimleri dostlarına, yakınlarına ithafla başlayan ya da onlara hitaben yazdığı şiirleriyle ortaklık taşıyor. Adını Lale Müldür’ün son kitabı “Tehlikeliydi, Biliyordum”un ilk şiiri Milat’tan alan sergi, sanatçının üretiminde bir kırılma anını düşünmek arzusundan da besleniyor.
Meydan Sergisi
Meydan sergisi, sanatçı Deniz Gül’ün mekânları ve sokakta olmayı deneyimlemeye dair önerilerinden yola çıkıyor. Gül’ün son dönem çalışmalarını bir araya getiren sergi, bir arada yaşamanın çeşitli izlerini taşıyan kamusal alanlardaki mekânsal ilişkileri yüzeye çıkarmayı hedefliyor.
Deniz Gül, Meydan kelimesinin “alan, bulunulan yer ve çevresi, ortalık, karşılaşma yeri, imkân, vakit, oyun yeri, göz önü, çağrı yeri, açık yer, kavuşulan yer, görünülen, gösterilen” gibi karşılıklarını içeren sözlük anlamlarından ilham alıyor. İzleyiciyi, meydanla kurulabilecek ilişkilerin çoğulluğunu ve çeşitliliğini birlikte düşünmeye davet eden Gül, kamusal alanda olmanın biçimleriyle ilgilendiği yürüyüşlerinden doğan bu çalışmayla yazı ve meydan fikrini birlikte ele alıyor.