Tepebaşı Çok Çok Pera’da anılara yolculuk

Amerikan Başkonsolosluğu’nun eski yerinde bir ek binası vardı. Bugün orada bir Thai lokantası olan Çok Çok Pera hizmet veriyor. Geçtiğimiz günlerde restorana gittiğimde, o binayı da gezme fırsatı buldum.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Tepebaşı Çok Çok Pera’da anılara yolculuk

Tepebaşı’nda bulunan Amerikan Başkonsolosluğu’nun önünde vize için sıraya girmiştik. 1990’ların ortalarıydı ve Amerika’ya ilk kez gidecektim. Uzun bir süre her yıl yapacağım New York seyahatlerinin ilkiydi; ne kadar güzel ki vizenizi 10 yıllık alıyordunuz… O gün hâlâ belleğimdedir, konsolosluk binası dışarıdan güzel görünüyordu, içi kim bilir nasıldı? Tabii ki gezemedim. Yeniden vize için başvurduğumda ise başkonsolosluk İstinye’deki yeni yerindeydi…

Tepebaşı, TÜYAP Kitap Fuarlarından yanan tiyatrosuna o kadar çok anıyla yaşar ki bende… Bir gün sayfalarca yazacağımı düşünüyorum anılarla yüklü benim Tepebaşı’mı…

Sonraları Amerikan Başkonsolosluğu binasının hikâyesini de öğrendim, daha çok ilgimi çekti. Kısaca anlatayım:

Poker masasında el değiştirdi

1830 yılında Cenevizli Ignazio Corpi isimli Cenevizli bir denizci, ailesi ile İstanbul'a yerleşir. 1873 yılında Corpi ailesi kendilerinin adını geleceğe taşıyacak sarayvari bir konut inşa ettirmek için İtalyan mimar Giacomo Leoni ile anlaşır. Yapı malzemelerinin çoğu İtalya'dan ithal edilen sarayın en bilinen özellikleri, gül ağacından yapılan kapı ve pencere çerçeveleri, mermer döşeme ve kaplamaları, zemin kattaki mitolojik fresklerle döşeli resepsiyon salonu, büyük merdivenler üzerindeki freskler, klasik dönem eserlerini yansıtan üst katındaki Büyük Salon ve işlemeli parke zeminler, ince cam işçiliği ve şık şömineleridir.

İtalyan Corpi öldüğünde, sarayı ABD hükümetine Corpi'nin yeğenleri kiralar. 1948 yılında Robert Kolej'de İngilizce öğretmenliği yapan Harry Dwight ve dönemin ileri gelenlerinin katıldığı ve Washington'da düzenlenen bir partideki poker masasında binanın mülkiyeti ABD'ye geçer.

Bugün yerinde Soho House var, orada katıldığım etkinliklerde “interior” merakımı epeyce giderdim.

Başkonsolosluğun bir de ek binası vardı, orada Thai restoranı Çok Çok Pera hizmet veriyor. Geçtiğimiz günlerde restorana gittiğimde, bu binayı da gezme fırsatı buldum:

Ernest Hemingway ve Agatha Christie

Çok Çok Pera’ya adım attığınız anda âdeta bir zaman yolculuğuna çıkıyorsunuz. Hem mekânın genel ambiyansı hem de sanat eserleriyle canlandırılmış̧ duvarlar, hikâyenin içine çekiyor.

Girişin hemen solunda Ernest Hemingway’in isminden esinlenilen Ernest’s Bar yer alıyor. Frankfurt’ta çalıştığı ve işlettiği mekânlardan tanıdığım Barmaster Fatih Akerdem’in elinden Hemingway’in favori kokteyllerini, Thai bitki ve baharatlarıyla lezzetlendirilmiş̧ özel Thai kokteyllerini ya da kendi tercihlerinizle oluşturabileceklerinizi deneyimlemek mümkün.

Girişin sağ̆ tarafında ise Agatha’s Room, Orchid Room ve Isan Room’dan oluşan “Dining Room” bulunuyor. Önce, geçmiş̧ dönemin tropikal botaniklerinin illüstrasyonlarıyla Agatha’s Room karşılıyor misafirleri. Yanı başında bulunan Orchid Room, Tayland orkidelerinden ilham almış. Chef Khun Nuch’un doğum yerinden ismini alan Isan Room’daki 10 kişilik Chef’s Table’da toplantı ya da iş görüşmeleri yapmak mümkün.

Agastha’s Room’dan bahçeye çıkıldığında yeşillikler içinde keyifli bir teras bekliyor.

Kraliyet ailesinin şefi

Biz, gayet iyi serinleten klimaların yarattığı iklimde uzun yıllar Tayland Kraliyet Ailesi’nin yanında hizmet vermiş̧ olan Royal Chef Khun Nuch’un hazırladığı Thai menüsünden seçmeleri tadacağız:

Köri baharatlarıyla marine edilmiş Hindistan cevizi süsü, yerfıstığı sosu ile ızgara kuzu bonfile satay; Balık sosu, limon suyu, Thai bitkileri ile Isan usulü ördek; Karide, soğan, havuç, patates, soya sosu, köri tozu ile altın torbalar; Acılı ekşili karides çorbası; Soya sosu, susam yağı ile çörek otlu mevsim sebzesi; Acı sarı körili tavuk; dil balığı; Hindistan cevizi sütünde servis edilen renkli tatlı patates topları; Vişne, bitter çikolata, Tay acı biberi ile Chilli Chocolate… Hepsi çok lezzetli…

Bekir Kaya’dan memleketi Van için

Yemeğimizi yerken Bekir Kaya ile sohbet ediyoruz. Bekir Kaya, Thai mutfağını 2006 yılında Türkiye’ye taşıyan bir isim. Chef Khun Nuch da o günden bu yana onunla çalışıyor. Klasik Tayland mutfağı yemeklerini sunan Çok Çok Thai ile başlayan yolculuk, Tayland sokak lezzetleri sunan Az Çok Thai ve yemek yediğimiz Contemporary Thai konseptleriyle sürmüş.

Uzun yıllar İngiltere’de yaşayan ve çalışan Kaya On Coast Grubu Başkanı Bekir Bey’in memleketi Van’la ilgili kültür, sanat, gastronomiyi içeren harika projeleri var. Kahvelerimizi içtikten sonra, yankı uyandıracağını düşündüğüm anlattıklarıyla ilgili daha sonra ayrıntılarıyla konuşmak üzere vedalaşıyoruz.

Dönüş yolunda Tepebaşı anıları yeniden kafama üşüşüyor. Onlara artık bir de Thai yemekleri eklendi…

Yaşam Keyfi