“Rize Enfes Lezzetler Nefis”ti
Rize'nin doğası, kültürü ve yöresel lezzetlerinin tanıtıldığı GastroRize 2. Ulusal Rize Gastronomi Festivali’nden yine güzel anılarla ayrıldım. Rize’yi mutlaka görün, lezzetlerini tadın, doğasını yaşayın pişman olmayacaksınız…
Rize’ye indiğimizde tropikal, nemli bir hava karşıladı bizi. Rize Belediyesi ev sahipliğinde “Rize Enfes Lezzetler Nefis” sloganı ile düzenlenen GastroRize Festivali’ne katılmak için gelmiştim Karadeniz’in bu yemyeşil iline. Dağlara her zaman, şehre kimi akşamüzerleri, bazen geceleri yağmur yağıyordu. Rize Valisi Kemal Çeber “Rize’ye haftada iki gün yağmur yağar; biri dört, diğeri üç gün sürer!” diyerek bir gerçeği hatırlatmıştı. Sevgili Gökmen Sözen’in dokunuşlarıyla oluşturulmuştu içerik. İlk gün Ramada Otel’de, sonraki günler çay bardağı heykelinin bulunduğu meydanda gerçekleştirildi.
Kemal Çeber
Vali Çeber açılış konuşmasında “biz Rize’de her tarafın turistle dolmasını istemiyoruz. Koruma kullanma dengesi ile bu muhteşem doğayı bozmadan gelecek nesillere aynı güzellikle aktarabilmemiz lazım. Öncelikle bu coğrafyayı korumalıyız. Bu coğrafyaya turistin optimal sayıda gelmesi gerekiyor. Biz, turizme maksimum sayıda bu coğrafyanın kazanacağı gelir olarak bakıyoruz. Doğamıza zarar vermeyecek kadar turist gelsin” dedi. “Koruma kullanma dengesi” duymak istediğimiz anahtar sözcüklerdi.
Vali Kemal Çeber, bizim de çok hassasiyet gösterdiğimiz bir konuya daha işaret etti:
"Ben coğrafi işaret konusuna özel hassasiyet gösteren bir Valiyim. Rize'ye geldiğim zaman sadece iki coğrafi işaretli ürünümüz vardı. Geçen hafta en son Çayeli kolot peynirinin coğrafi işaret tecilini aldık. Bununla beraber 14 coğrafi işaretli ürünümüz oldu. Geçen yıl en fazla coğrafi işaret tescili yapılan yer Rize olmuştu. Ayrıca Rize çayı için Avrupa Birliği patentine de başvuracağız. Çayımızı uluslararası bir marka yapacağız.”
Rahmi Metin
GastroRize ile şehrin yemek kültürünü tanıtmayı istediklerini belirten Rize Belediye Başkanı Rahmi Metin de aynı konuya dikkat çekti:
“14 ürünü coğrafi işaretli olarak tescil ettirdik. Sırada bekleyen 10'a yakın ürün var. Bütün mor yiyecekler âdeta bu şehirde toplanmış. Bu iklimsel özelliklerin, coğrafi değerlerin dünyaya tanıtılması gerekiyor. GastroRize bu adımlardan birisi. Çayın yanında diğer ürünlerin tanıtılmasına bu çalışmalar renk katacaktır.”
Türkiye’nin önemli şefleri, gurme yazarları, ulusal ve uluslararası gıda firmalarının temsilcileri, butik tarımcılar ve işletmecilerin katıldığı festivalde gastronomi dünyasının temsilcileri; turistik değerlerin korunması, geliştirilmesi, katma değerlerinin artırılması ve Rize için sürdürülebilir kaliteli turizmin geliştirilmesi için çok sayıda öneri sundular.
Programda; Rize’nin biyoçeşitliliği, yerel gıda ürünlerinin tanıtımı, coğrafi işaret tescili, Rize mutfağının önemi, geliştirilmesi ve sürdürülebilirliği, Rize çayının markalanması ve çayın geliştirilmesi konuları ön plana çıktı.
Geleneksel lezzetlerimiz için
Benim moderatörü olduğum panelin konusu “Geleneksel Yemeklerimizin Gün Yüzüne Çıkarılması İçin Gereken Metodlar”dı. Mutfak kültürünün ülkenin en önemli miraslarından birisi olduğunu vurgulayarak açtığım panelde doğal güzellikler ve kültürel çekicilikler açısından zengin bir birikimi bulunan Rize’nin yöresel yiyecekler bakımından da zengin bir kültüre sahip olduğuna dikkat çektim, coğrafi işaretli yiyeceklerinin olmasının da bunun bir göstergesi olduğunu söyledim. Bu açıdan unutulmaya yüz tutmuş yöresel yiyeceklerin ortaya çıkarılması ve sürdürülebilirliğinin sağlanmasının önemli olduğunu vurguladım.
Panelde ilk konuşmacı gastronomi yazarı Zeynep Kakınç’tı. Kaybolan, unutulan yemeklerimizin yitirdiğimiz zenginlikler olduğunu vurgulayan Kakınç; “Türkiye’de gastronomi envanteri çalışmalarını geliştirerek ve tüm nesillere farkındalık aşılayarak bunları yeniden kazanabiliriz” derken diğer konuşmacım TURYİD Genel Sekreteri Ebru Koralı “Yöresel yemeklerimizin kazanımı için üniversitelerimiz kendi yöresinin yemeğine sahip çıkmalı ve gastronomi öğrencilerine öğretmeli. Yerel ürün, yerel reçete ve yerel teknik korunmalı” diyerek önerilerini sundu. TV programcısı, araştırmacı Asuman Kerkez ise çekimler için geldiği Rize’de tanıştığı pileki taşı ustasıyla ilgili bir anıdan yola çıkarak konunun önemini anlattı. Son konuşmacım, yemek Danışmanı ve TV Programcısı Elif Korkmazel ise Rizelilerin bu konuda öncü olması gerektiğini dile getirerek “Şef veya gastronomi öğrencisi olmanıza gerek yok. Anneannenizin, babaannenizin, ailede eli lezzetli kim varsa onların reçetelerini toplayın, yapın, paylaşın. Gelenek bu sayede taşınacaktır” ifadelerini kullandı.
Şehirdeki etkinlikler
GastroRize II. Ulusal Karadeniz Gastronomi Günleri bünyesinde Rize Gastronomi Günleri Şehir Etkinliği de vardı. Festivalin ikinci ve üçüncü günü Rize Sahil Otopark yapıldı. Lezzet ve kültür stantları, fotoğraf sergisi, şef workshop’ları ve konserler son iki gün programı içindeydi. Lahana sarması, mısır ekmeği, hamsi koli, etli kuru fasulye, hamsi tava, turşu kavurması, laz böreği, balık buğulama ve daha nice Rize geleneksel mutfağının lezzetleri standları süslüyordu.
Rize çay üreticilerinin standları da ziyaret edildi. ÇAYKUR başta olmak üzere pek çok çay firması Rize siyah çayın yanı sıra pek çok çeşit çay ürünlerini ziyaretçilerine ikram etti.
Yeşili mavi ile buluşturan doğası, tarihi kaleleri, evleri, şelaleleri ve yemeklerinin yanı sıra geniş kültürel çeşitliliği ve zengin gastronomi mutfağı ile çok önemli şehirlerimizden birisi olan Rize'den geçtiğimiz yılki ilk GastroRize Festivali’nde olduğu gibi yine güzel anılarla ayrıldım. Rize’yi mutlaka görün, lezzetlerini tadın, doğasını yaşayın pişman olmayacaksınız…