Opet yeni destek projesiyle geçmişimize ve köklerimize bir kez daha sahip çıkıyor
Bir arkeoloji tutkunu olmama rağmen ilk kez görme fırsatı bulduğum kazılarına Opet’in destek verdiği Sillyon antik kenti beni heyecanlandırdı. Tarihin derinliklerinde gizli kalmış bir alandı, korunması, araştırılması, görünür kılınması çok önemliydi.
Tarihi, mitolojik ve kültürel değerleri öne çıkaran destek ve çalışmalarıyla Opet’in çok önemli bir misyon üstlendiğini düşünürüm… Neler vardı bunlar arasında?
Opet, 2000 yılında önce kendi istasyonlarından başlayarak Türkiye’de tuvalet temizliği ve hijyeni yaygınlaştırmak amacıyla “Temiz Tuvalet Kampanyası”nı uygulamaya almıştı. “Yeşil Yol Projesi’ ile istasyon giriş ve çıkışlarında, bulvarlarda, karayolları üzerinde 700 binin üzerinde bitki dikilmiş, Opet ormanları oluşturulmuş; bilinçli toplum yaratma hedefiyle Anadolu’daki köylerin kendi kendine yetmesi, tarihi, coğrafi ve kültürel potansiyelinin değerlendirilmesi, eğitim düzeyinin yükseltilmesi ve çevre bilincinin gelişmesi için “Örnek Köy”ler oluşturulmuştu. 2006 yılında başlattıkları “Tarihe Saygı Projesi” ile Gelibolu Yarımadası’nın doğal dokusunu koruyarak çağdaş bir görünüme kavuşması için, bölgeye yakışır bir düzenleme yapılmıştı. “Trafik Dedektifleri Projesi” ile Türkiye’nin 81 ilindeki üç milyona yakın öğrenci “trafik güvenliği” konusunda aileleriyle birlikte trafik bilinci aşılanması için eğitilmiş; kazalara karşı emniyet kemerinin önemini hatırlatmak için “Yaşam Kemeri” projesi başlatılmıştı. Birçoğuna yerinde tanık olduğum sosyal sorumluluk projeleri kapsamında Çanakkale’de Tevfikiye Köyü’nü “Arkeo-Köy”, Çıplak Köyü’nü ise “Etno-Köy” olarak yenilemişlerdi.
Bu kez Opet’in yeni projesi için Antalya’daydık. “Tarihe Saygı Projesi” kapsamında Antalya Serik’e 16 kilometre uzaklıkta Perge ve Aspendos arasında yer alan bir Pamphylia şehri olan Sillyon antik kentinin kazı çalışmalarını desteklemek amacıyla T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile protokol imzalanacaktı.
Tarihe Saygı Projesi Akdeniz’e götürdü
Türkiye’de “Kurumsal Sosyal Sorumluluk” konusunda öncü kimliğiyle tanınan Opet Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi Nurten Öztürk, törende yaptığı konuşmada Çanakkale’deki Çıplak Köyü’nün Troya’nın keşfinde başlangıç noktası olarak kabul edildiğini belirterek “Opet olarak geçmişe saygı duyan, geleceğe umutla bakan bir anlayış ile yol alıyor, tarihi zenginliklerimize sahip çıkıyoruz. 2006 yılında Çanakkale ve Gelibolu Yarımadası’nda başlattığımız ‘Tarihe Saygı Projesi’, bizi Akdeniz’e götürdü. Troya Savaşı’ndan sonra bu savaşa katılan iki kahraman isim tarafından kurulduğu kabul edilen antik çağın en zengin şehirlerinden biri olan Sillyon antik kentinin kazı çalışmalarına destek vermekten büyük mutluluk duyuyoruz. Geçmişimize ve köklerimize sahip çıkmak, bizim için önemli bir değerdir. Bu projeyle, Türkiye'nin tarihi ve kültürel mirasına olan katkımızı bir adım daha ileriye taşımak bize gurur veriyor” dedi.
İmzalar atıldıktan sonra Sillyon’u gezme fırsatı da bulduk. Naçizane “Bir Arkeoloji Detektifinin Maceraları” isimle kitabı da olan bir arkeoloji tutkunu olmama rağmen ilk kez görme fırsatı bulduğum antik kent beni çok heyecanlandırdı. Sillyon, tarihin derinliklerinde gizli kalmış bir alandı. Sillyon’un korunması, araştırılması ve görünür kılınması, kültürel mirasımızın korunması ve gelecek nesillere aktarılması çok önemliydi. Nurten Hanım’a diğer sosyal sorumluluk çalışmalarında olduğu gibi yine çok doğru bir nokta seçerek destek sağladıkları için teşekkür ettim.
Dört bin yıllık kent
Tarihi dört bin yıl öncesine dayanan ve Büyük İskenderun Anadolu’da ele geçiremediği birkaç kentten biri olarak bilinen Sillyon nekropolü, stadyumu, hamamı, Osmanlı çeşmesi ve Selçuklu döneminde 13. yüzyılda inşa edilerek günümüze kadar ayakta kalmayı başarmış bölgenin en eski mescitlerin biri olan Kale Mescidi ile öne çıkıyor. Milattan önce dördüncü yüzyılda kendi adını taşıyan madeni parasını basmaya başlayan Sillyon’un bu paraların üzerinde adı Sylviys olarak geçiyor. Kentteki kazı çalışmaları, Pamukkale Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Klasik Arkeoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Murat Taşkıran’ın kazı başkanlığında, Pamukkale Üniversitesi, Akdeniz Üniversitesi, Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi, Belek Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa ve İstanbul Teknik Üniversitesi ile yurt dışından gelen uzman arkeologlardan oluşan 40 kişilik bir ekip tarafından yürütülüyor.
Stadion ve hamam kazılıyor
Kazıların yoğunlaştığı iki nokta stadion ve hamam:
Stadion çift tribünlü, 254 metre uzunluğunda, 48 metre genişliğinde. Gerçekleştirecek konservasyon ve restorasyon çalışmaları sonucunda yedi bin kişilik kapasitesiyle önemli kültürel ve turizm faaliyetlerine ev sahipliği yapması planlanıyor.
Dönemin geleneksel hamam mimarisini yansıtan iyi korunmuş örneklerden birisi olan hamamın kısa cephesi 21,80 metre, uzun cephesi ise 60,87 metre. Mevcut plan şemasına göre sıralı beş salondan meydana gelmiş. Dönemin geleneksel hamam mimarisini yansıtan iyi korunmuş örnekleri arasında sayılıyor.
Opet’in yeni sürdürülebilir sosyal sorumluluk projelerini heyecanla bekliyorum…