İnsanı odak noktası olarak gören müze
Ankara'nın ilk özel arkeoloji müzesi Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi mühendis koleksiyoner ve sanatsever Yüksel Erimtan'ın yıllar içinde biriktirdiği arkeolojik eserlerin bir koleksiyona dönüşmesi ile ortaya çıkmış…
Kale Tasarım ve Sanat Merkezi (KTSM) işbirliğinde Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi ve Ankara Galeri Nev ortak çalışmasıyla gerçekleştirilen “Bir Denizkestanesinin Anıları-Melike Abasıyanık Kurtiç” sergisinin bulunduğu Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi'nin mimarî değerini artıran en belirgin özelliği, Ankara Kalesi sur duvarı boyunca uzanan ve tarihi Hisar Meydanı ve Kale Kapısı ile sonlanan konumu. Uzun araştırmalar sonunda eski üç Ankara evi, arkeoloji ve sanat müzesine dönüştürülmüş.
Müze, mühendis koleksiyoner ve sanatsever Yüksel Erimtan'ın yıllar içinde biriktirdiği arkeolojik eserlerin bir koleksiyona dönüşmesi ile ortaya çıkmış. Binada, süren kalıcı koleksiyon sergisinin yanı sıra Melike Abasıyanık Kurtiç için olduğu gibi geçici sergiler de açılıyor. Çok amaçlı salonunda konser, seminer gibi pek çok etkinliğe yer veriliyor; kütüphanesi, tasarım objelerinin yer aldığı hediyelik eşya dükkânı ve kafesiyle yaşayan bir kurum olmayı hedefliyor. Hediyelik eşya dükkânındaki objeler harika. Ben de dayanamayıp oradan ilk görüşte sevdiğim Kristin Evihan imzalı bir bronz yüzük aldım… Ve tabii ki müzeyi de bir kez daha gezdim…
60’lardan bugüne sürüyor
Erimtan'ın koleksiyonu 1960'lı yıllarda Tarsus yakınlarında çalışırken Roma yüzük taşları almasıyla başlamış, sonraları arkeologların tavsiyelerinden faydalanılarak hem genişletilmiş hem de belirli eser gruplarına odaklanılmış.
Yüksel Erimtan, zaman içinde Anadolu kültürel mirasının yurt dışına kaçırılmaması ve yurt içinde özel koleksiyonlarda bulunan eserlerin, özellikle de kendi eserlerinin kamuya açılması ve toplumla paylaşılması düşüncesiyle 1996 yılında Kültür Varlıkları Koleksiyoncular Derneği'ni kurmuş.
Benzer düşüncelerle, kültür ve sanat bilincinin gelişmesi ve Anadolu kültür varlıklarının ülke içinde ve dışında tanıtılmasına katkı sağlamak amacıyla, 2009 yılında Yüksel Erimtan Kültür ve Sanat Vakfı'nı hayata geçirmiş.
Yenilikçe ve güncel
2015 yılında da Ankara'nın ilk özel arkeoloji müzesi olan Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi'ni açmış. Müze, yenilikçi bir müzeografi ile günümüz müzecilik anlayışına uygun olarak her yaş grubunun ilgisini çekecek katılımcı bir sergileme yöntemi ile düzenlenmiş. İnsanı odak noktası olarak gören müzede binlerce yıl önce kullanılmış nesneler, tekrar kendi hikâyelerinin içine yerleştirilmiş. İşlevselle estetiğin bütünleştiği bu nesneler, izleyiciyi geçmişe ve sanata dair küçük bir yolculuğa çıkarmayı amaçlıyor.
Koleksiyon M. Ö. 3 binli yıllara dayanan Eski Tunç Çağı ve Hitit ile başlayıp Geç Roma ve Bizans uygarlıklarına kadar uzanan özgün nesneleri barındırıyor.
Giriş katında koleksiyonun farklı tarihlenen eserleri yer alıyor. Kültepe tabletlerinden Urartu kemerlerine, Roma camlarından Bizans damga mühürlerine kadar uzanan bir seçki bu katta izleyicilere sunuluyor.
Ana sergi salonu
Ana sergi salonu ise, ağırlıklı olarak koleksiyonun Roma dönemi günlük yaşamından kesitler sunan eserlerine ayrılmış. Dönemin ticaret, sosyal yaşam, kozmetik, yeme içme alışkanlıkları ve şölen gibi hayata dair hikâyelerinin etrafında kurulmuş ve izleyicinin güncel yaşam ile benzerlikler kurabileceği bir sergileme yöntemi benimsenmiş.
Müze koleksiyonunda dünyanın en eski görsel belgeleri niteliği taşıyan Fayyum (mumya) portreleri, eski Kültepe tabletleri, Urartu dönemine ait işlenmiş kemerler, antik Roma dönemi camları, Bizans damga mühürleri, mitolojik hikâyeleri bulunan yüzük taşları, Roma ve Helenistik döneme ait sikkeler gibi iki bin civarında eser bulunuyor.