Her gün “Dünya Çevre Günü”
Birleşmiş Milletler Örgütü 1972 yılında Stockholm’de 133 ülkenin katılımı ile düzenlediği zirvede, 5 Haziran’ın Dünya Çevre Günü olmasına oy birliği ile karar vermişti. Bu tarihten itibaren üye ülkelerde 5 Haziran Dünya Çevre Günü olarak kutlanıyor.
Birleşmiş Milletler Örgütü 1972 yılında İsveç’in başkenti Stockholm’de 133 ülkenin katılımı ile düzenlediği zirvede, 5 Haziran’ın Dünya Çevre Günü olmasına oy birliği ile karar vermişti. Bu tarihten itibaren Birleşmiş Milletler’e üye ülkelerde 5 Haziran Dünya Çevre Günü olarak çeşitlik etkinliklerle kutlanıyor.
Faber-Castell
Bu etkinlikleri gerçekleştirenlerden birisi de Faber-Castell. Globalde olduğu gibi Türkiye’de de FSC belgesi taşıyan, endüstriyel amaçla yetiştirilen ormanlardan elde edilen lata ile üretim yapan şirket, bu sayede sürdürülebilir kaynaklara yönelmeyi hedefliyor.
Faber-Castell, dünya çapında sattığı birçok kalem için ham madde ihtiyacını endüstriyel ormanlardan elde ediyor. Her yıl yaklaşık 300 bin yeni ağaç, yaklaşık 10 bin hektarlık (100 km²) bir alana ekiliyor ve yetiştiriliyor. Yetiştirilen bu ormanlar yalnızca ham madde üretimi sağlamakla kalmıyor, 600’den fazla endemik hayvan ve bitki türleri için de ev sahipliği yapıyor.
Faber-Castell'in Güneydoğu Brezilya'da bulunan Prata'daki ormancılık projesi, sahibi ve CEO'su Kont Anton-Wolfgang von Faber-Castell tarafından 30 yıl önce başlatıldı. Alman Teknik Denetim Derneği TÜV Rheinland® tarafından yapılan bilimsel araştırma ise bu ormanlarda 900 bin tondan fazla karbonun yok edilmesine yardımcı olduğunu onaylıyor.
Yaklaşık 8 bin çalışanı ile yılda iki milyardan fazla kalem üreten Faber-Castell, ekonomiye de katkıda bulunuyor. Türkiye’de 2012’den beri devam eden “Yaratıcı Çocuk, Yaratıcı Beyin” seminerleri ile marka, şimdiye kadar 9 binden fazla öğretmene ulaşarak eğitime katkı sağladı.
Yine Türkiye’deki Adel Kalemcilik fabrikasında her yıl 2 bine yakın Faber-Castell ürünü üretilerek tüketiciyle buluşuyor.
Adel Kalemcilik
Adel Kalemcilik de, daha iyi bir gelecek için yeni proje ve çalışmaları hayata geçiriyor. Son olarak 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 100. yılına özel gerçekleştirdiği İyilik Ağacı projesi kapsamında, çocukların geleceğine sürdürülebilir bir iz bırakma hedefiyle 30 bin ağaç tohum topu bağışlayan Adel, geleceğe ve doğaya yatırım yaparak ormanların gelecek nesillere aktarılmasına katkıda bulunmayı amaçlıyor.
Adel Kalemcilik, tüm operasyonlarında çevre ve doğa dostu bir anlayış benimsiyor. Kalem üretiminde kullanılan tüm ağaç ham maddesi FSC sertifikasına sahip olup yalnızca endüstriyel amaçla yetiştirilmiş ağaçlardan sağlanıyor. Adel, atık yönetimi politikalarıyla geri kazanım oranlarını en üst seviyeye çıkarmayı, minimum miktarda atık ortaya çıkmasını hedefliyor. Paketlemede ise ambalajlama materyallerinin hacmi ve ağırlığı optimize ediliyor. Geri dönüştürülmüş veya alternatif materyal seçeneklerinden faydalanılarak ambalaj malzemesi kullanımı azaltılıyor.
Bahçe sulaması için yağmur sularını kullanan Adel, atık su arıtımında ileri teknolojilerden faydalanırken, atık su kalitesini ve miktarını düzenli biçimde takip ediyor.
Adel Kalemcilik, çevreye saygılı üretimi destekleyerek yıllık enerji ihtiyacının yıllık %50’sini fabrikasında üretim sonucu ortaya çıkan odun talaşından karşılıyor.
Metro Türkiye
Dünya nüfusunun büyümesine paralel olarak artan gıda talebi sebebiyle gıda atığı ve israf konularındaki çalışmalar pandemi dönemi ile birlikte tekrar gündeme geldi. 2019 yılı sonu itibarıyla 350 bin öğüne denk gelen 164 ton gıda bağışı gerçekleştiren Metro Türkiye’nin bu alandaki temel hedefi 2025 yılına kadar gıda kaybını yüzde 50 oranında azaltmak.
Gıda atık yönetimi tüm sektörler için her zaman önemli olan ve dikkatle yürütülmesi gereken bir süreç. Ancak rakamlar, özellikle restoranların gıda atığı konusunda büyük sorumluluğa sahip olduğunu gösteriyor. Gıda atığı konusunda kalıcı ve sürdürülebilir çözümler sunmayı hedefleyen bu sebeple 2018 yılında Fazla Gıda iş birliği ile yaptığı araştırma sonucunda HORECA sektöründe gıda atığının hangi aşamalarda gerçekleştiğini tespit eden Metro Türkiye, Mutfağa Dönüş sürecinde de gıda atığının önlenmesine destek olmayı hedefliyor.
Gıda atık yönetimi konusunda hem personeli hem de müşterilerin hassasiyetinin artırılmasının öneminin de altını çizen Metro Türkiye, atık zincirindeki tüm halkalara büyük sorumluluklar düştüğünü ifade ediyor. Gıda atığı yönetiminde öne çıkan maliyet kontrolü, işletme ihtiyaçları takibi gibi alanları doğru yönetmek isteyen işletmelere dijital araçların kullanımı öneriliyor. Normalleşme dönemiyle gıda atık konusu kritik bir konu haline gelirken, bu süreçte gıda atık yönetimini iyi yapan işletmelerin gelecek dönemde sürdürülebilir bir iş modeline sahip olacağı, finansal maliyetlerde avantaj yakalayacağı, çevreye duyarlı uygulamalarıyla güçlü bir itibara sahip olacağı öngörülüyor.
Nestle
Nestlé, gezegenimizi korumak ve gelecek nesiller için daha temiz bir çevre bırakmak amacı ile sosyal teknoloji girişimi Fazla Gıda ile bütüncül atık yönetimi kapsamında işbirliği yaptı. Artan Gıda Geleceğimizdir sloganıyla yürütülen güç birliği sayesinde bugüne kadar bin 554 ton gıda israfı ve 735 ton karbon salımı engellendi, 900 bini aşkın artan ürün israf olmadan ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldı.
Nestlé’nin 2050 yılına kadar karbon salımını sıfıra indirme konusunda verdiği global taahhüt doğrultusunda hayata geçirdiği çalışmada, artan ürünler iki farklı yöntemle geri dönüştürülüyor. Ürünlerin yüzde 45’i Fazla Gıda’nın iş ortağı olan tesislerde gübre, yakılarak elektrik enerjisi ve kömür haline getiriliyor; biyogaz elde ediliyor. İkinci yöntemde ise ürünlerin yüzde 55’i Fazla Gıda’nın iş ortağı tesislerinde işlenerek hayvan yemine dönüştürülüyor.
Yapılan işbirliği bir yandan çevreye dokunurken diğer yandan toplumsal ve sosyal fayda sağlamayı amaçlıyor. Nestlé Türkiye’nin ürün bağışı prosedürlerinde yapılan güncellemeler kapsamında, 7-30 gün arası kullanma tarihi kalan ürünler, önceden onaylanan gıda bankaları, sosyal market ve aş evlerine ulaştırılıyor.
Nestlé Türkiye Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü Zeynep Sungu, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde konu ile ilgili “Nestlé olarak, yaşam kalitesini arttırmak ve daha sağlıklı bir geleceğe katkıda bulunmak amacımız doğrultusunda, bireyler ve aileler, topluluklar ve gezegenimiz için Ortak Değer Yaratan projelere öncelik veriyoruz” diyor.
GYİAD
21’inci yüzyılda insanlığın en fazla odaklanması gereken küresel sorunların başında iklim değişikliği geliyor. Genç Yönetici ve İş İnsanları Derneği’nin (GYİAD), iklim değişikliğini odağına alacak faaliyetler gerçekleştirmek üzere kurduğu “İklim Değişikliği, Çevre ve Sürdürebilirlik Çalışma Grubu” ilk etkinliğini gerçekleştirdi. "İş İşten Geçmeden: İklim Değişikliğinin Dünü, Bugünü ve Yarını" başlıklı etkinliğin moderatörlüğünü Çalışma Grubu Eş Başkanı Derin Altan üstlendi.
Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü, GYİAD İklim Değişikliği Danışmanı Prof. Dr. Levent Kurnaz’ın katılımıyla gerçekleştirilen etkinlikte yapılan ankette çevre sorunlara dair önemli konu başlıkları öne çıktı. Genç iş dünyasının temsilcilerine yönelik gerçekleştirilen iklim ve çevre anketinin yanıtları bu konuya ilişkin farkındalığın artırılması gerektiğinin önemi ortaya koydu.
İklim değişikliği ve çevresel sorunlarla mücadelenin geleceğimiz için taşıdığı öneme dikkat çeken Prof. Dr. Levent Kurnaz, “İnsanlık iklim değişikliğini ve bu değişikliğin varabileceği boyutu en az 100 senedir biliyor. Bilim insanları en son IPCC raporunda iklim değişikliğinin minimum yüzde 99 ihtimalle insan kaynaklı olduğunu onayladı. Dünyanın ortalama sıcaklığı düzenli ölçümler yapmaya başladığımız 19. yüzyılın sonundan bu yana 1,1 derece artmış durumda. Atmosferdeki sera gazı oranları da yapılan uluslararası anlaşmalara rağmen durmaksızın yükseliyor. Bu noktada artık umudumuz gençlerde çünkü onlar gelecekte kendilerine kalacak olan bir cehennemde yaşamak istemiyorlar” dedi…
Her günün “Dünya Çevre Günü” olduğu bir dünyada yaşamak umuduyla…