Divan Bodrum’da yenilikler farklı konseptlerdeki üç mekânla devam ediyor
Divan Bodrum’da tüm odaların yenilenmesiyle başlayan revizyon farklı konseptlerde üç yeni mekânla sürüyor: Japon mutfağından lezzetler sunan Maromi by Divan, dünya mutfağı konseptli Lokanta by Divan, taze içecek ve atıştırmalıklar sunan Divan Fit…
“Güneş birden yükselmişti sanki; ortalamamıştı ama gökyüzünün mavisi yalazlarla tutuşmuştu. İnsan gözünü açıp çevresine bakamazdı. (…) Kavuniçiyle kırmızı arası bir renk egemenlik kurmak istiyordu. Önüne geçilemiyordu bunun. (…) Deniz güzeldi; güneş, büyük kentlerden gelenlerin alışık olmadığı kadar erden ve dokunulmamıştı.”
Ne zaman Bodrum’a gitsem, giriş sayfalarından alıntılar okuduğunuz Selim İleri’nin “Her Gece Bodrum” kitabı gelir aklıma. 1976’da yayınlanmıştı. Ben, 77’de okumuş olmalıyım, Selim’e Dünya Gazetesi sanat sayfasında yardım ediyordum. Okur okumaz takip eden ilk yaz gitmiştim Bodrum’a… Demek ki 1978 falandı, kitap elimde dolaşmıştım sokakları. Posta kartı atılan, telefon etmek için postaneye gidilen günlerdi. 34 yıl geçmiş… Önceleri sık sık, sonrasında ara sıra giderek Bodrum’daki değişime, gelişime gözlerimle tanık oldum.
Uğradığım “ıssız” koylardan birisi de Türkbükü’ydü. Bodrum’da yaz aylarında “güneş kocaman, kırmızı bir toptu. Yakıcı, sıcak.” Tüm günü orada geçirsem de sıkılmıyor, kumsalda uzun yürüyüşler yapıyor, bugün de temizliğini koruyan pırıl pırıl denizde yüzüyor, yüzüyordum.
Bodrum benim için yalnız güneş ve deniz değildi. Dünya’nın Yedi Harikası’ndan biri olan Halikarnas Mozolesi’nde tarihi keşfe çıkmayı, Bodrum’un en güzel simgesi Bodrum Kalesi’nden denize doğru seyre dalmayı, Sandima Köyü’nde geçmişe yolculuk yapmayı, Iasos’un antik kenti Karia’nın masalsı havasını solumayı ve birbirinden ilginç hikâyelere uzanan pek çok tarihi mekânı ziyaret etmeyi ihmal etmemiştim.
Türkbükü yolunda
Havalimanından Türkbükü’ne, birbirinden farklı altı kategorideki 60 odasıyla hizmet veren Divan Bodrum’a giderken yolda bunları düşünüyordum. Tanrım ne anılar biriktirmiştim Bodrum’da… 45 dakikalık bir yolculuktan sonra otele ulaştığımızda Türkbükü’nün ortasında, ama kalabalığın dışında, yeşillikler içinde sakin bir dünyaya adım attım.
Geçtiğimiz yıl tüm odaları yenileyerek başladıkları revizyona devam etmiş, bu yıl birbirinden farklı konseptli üç yeni mekân hizmete açmışlardı:
Japon mutfağından lezzetler sunan Maromi by Divan, dünya mutfağı konseptli Lokanta by Divan, taze içecek ve atıştırmalıklar sunan Divan Fit…
Ayrıca haftanın her günü DJ ve her perşembe Yapı Kredi Crystal Live Night ile canlı müzik performansı sunuluyordu. Otel bahçesinde her çarşamba Divan Fit, Ece Vahapoğlu yoga etkinliği ile güne sağlıklı ve dinamik bir başlangıç yapmak isteyenleri ağırlıyordu.
Sahile doğru yürüyüp Lokanta by Divan’da bir masaya yerleştiğimde şansımıza döner günü olduğunu öğrendim. Öğle yemeğinde Divan’ın klasik lezzetlerinden döner, yanında domatesli bulgur pilavı ile birlikte servis edildi. Döner gibi Bafra usulü kıymalı pide de Şef Memet Özer’le birlikte en beğendiğimiz lezzetler arasında yer aldı.
Orkinos işleme ritüeli
Konuklarıyla tek tek ilgilenen Divan Grubu CEO’su Murat Tomruk’un ev sahipliğindeki gezimizin ilk akşam yemeği, Maromi’deydi. Yemek öncesinde Divan İstanbul’da yer alan Maromi’nin şefi Kenji Kume 25 kiloluk bir orkinosu Japon genç kızların çaldığı davullarla senkronize olarak işledi ve hemen orada servis etti. Hem görsel ve işitsel hem de lezzet olarak güzel bir andı…
Daha sonra yemeğe geçildi. İstiridye, Baharatlı Miso Çorbası, Maromi Trio Balık Carpaccio, Ördekli Gyoza, Gökkuşağı “Donut” Suşi, Karışık Deniz Ürünleri ile Shiogama Yaki ve tatlı olarak Mango ve Matcha Moci akşamın menüsünü oluşturuyordu. Shiogama Yaki tuzda pişirilmişti. Şef Kume, tuzları önümüzde kırıp yemeği servise hazırlayacaktı.
Ertesi sabah gün, Divan Fit’te Ece Vahapoğlu ile Yoga’yla başladı. Burada Dilara Koçak’ın hazırladığı sağlıklı içecekler de sunuldu.
Öğle yemeğinde denizin hemen kıyısındaki Lokanta by Divan’daydık yine. Türkbükü koyu ve salınan teknelerin manzarası, efil efil esen rüzgâr sıcağı dayanılır kılıyordu. Sırada, Bodrum Divan’ın Executive Şef’i Adnan Öztürk’ün hazırladığı Ege mutfağından örneklerle yapacağımız tadım vardı. Yörenin zeytinyağı ile hazırlanan tadımlıklarımız gerçekten lezzetliydi. Yemekte bize otel müdürü Savaş Türkay da eşlik edecekti.
İtalyan mutfağından
Akşam yemeği de Lokanta by Divan’daydı. Divan Grubu'nun Corporate Executive Chef'i Giancarlo Gottardo’nun dokunuşuyla Adnan Öztürk’ün hazırladığı yemekleri tattık. Soğuk Avakado ve Salatalık Çorbası (sebze kruvasanları eşliğinde) ile başlayan yemek “Heirloom” Kiraz Domates Salatası (tuzlu beyaz peynir mus, taze kekikle), “Rigatoni Alla” Norma (patlıcan, parmesan peyniri, domates sosla), Tavada Levrek (sebze güveç ile), Şıralı “Bianco Mangiare” (Sicilya Usulü Puding) ile devam etti.
Yemek sonrası her Perşembe devam edecek olan Yapı Kredi Crystal Live Night gecesinde Zeynep Özyılmazel sahne aldı.
Konser bitince sahilde uzun bir yürüyüşe çıktım. Harika bir dolunay tatlı tatlı salınıyordu gökyüzünde. “Her Gece Bodrum” çok güzeldi…