Depremden zarar gören esnaf kendi şehirlerinde devam edebilmeli
Bölgesindeki esnaf lokantalarının korunması, gelecek kuşaklara mutlaka taşınması, bereketli yarınlar için sahiplerinin, çalışanlarının, müşterilerinin içlerindeki umudun yeniden filizlendirilmesi gerekiyor
Deprem bölgesindeki esnaf lokantalarının korunması, gelecek kuşaklara mutlaka taşınması, bereketli yarınlar için sahiplerinin, çalışanlarının, müşterilerinin içlerindeki umudun yeniden filizlendirilmesi gerekiyor. Önemli olan bu esnaf lokantalarını göç etmek zorunda bırakmamak, başka şehirlerde değil, kendi şehirlerinde yaşatabilmek. Hatay’da bu konuda çalışmalar sürdürülüyor... Hatay esnafı da açtıkları tezgâhlarla gidenlere "umut" kalanlara "moral" olmak istiyor…
Etcim Kemal
Lokantasına tahsis edilen bir konteynırda hizmet veren Etcim Kemal de şehirde umudu yaşatan esnaflardan. Şehir gezimize ona uğrayarak başlıyoruz. Kemal Dereci, bir dönem sektöre damgasını vurmuş dayısının yanında mesleğe başlamış, kendi markasıyla 30 yıldır hizmet veriyor. Yıkılan lokantasında deprem öncesi Hatay mutfağının yöresel lezzetlerinin başında yer alan tepsi kebabı, kâğıt kebabının da aralarında bulunduğu birçok lezzet sunuyormuş; bugünkü koşulları sadece dürüm yapmak için uygun. Tepsi kebabını ise hazırladıktan sonra, yakındaki fırına gönderip pişirtiyor. Kendisi de depremde enkaz altında kalmış, saatler sonra kurtarılabilmiş… Yine de umudunu asla kaybetmemiş, çalışmaya devam ediyor.
Affan Kahvesi
Oradan bir zamanlar Kurtuluş Caddesi’ndeki tarihi binada hizmet veren Affan Kahvesi’ne geçiyoruz. Affan, Arapça bir sözcük ve “yiğit” anlamına geliyor. Antakya’ya her gidişimde uğradığım İnci (Affan) Kıraathanesi, Fuat Sahilli tarafından yaptırılan 1913 tarihli iki katlı taş binanın altındaydı. Affan Mahallesi'nde bulunduğu için Affan Kahvesi de deniliyordu. Kahve, kuruluşundan bu yana Sahilli Ailesi tarafından (Fuat Sahilli, Celal Sahilli, Züheyr ve Mahir Sahilli, Onur ve Numan Sahilli) işletiliyordu.
Deprem sonrası, bir konteynıra sığınmış, ağaçların gölgesinde parkın içinde hizmet veriyor. Dördüncü kuşak Numan Sahilli ile sohbet ediyoruz. Meşhur haytalı tatlılarından ikram ediyor. Lezzeti felâkete direnmiş, hâlâ güzel. “1913 yılında dedemin amcası tarafından kurulan bir işletme burası” diye anlatmaya başlıyor ve şöyle devam ediyor:
“Dört kuşaktır Affan Kahvesi’ni işletiyoruz. Beşinci kuşak da doğdu, ama henüz çocuk. Süt, nişasta ve vanilyadan oluşan, üzerine kendi yaptığımız dondurma ve gülsuyunu eklediğimiz haytalıyı 80 senedir satıyoruz. Antakya’nın gastronomi kültürüne katkı sağlamış bir lezzetimiz. Depremde kahvemizin bulunduğu taş yapının üst katı ve yandaki binalar üzerine devrildiğinden arka bahçe yıkıldı. Kültür Bakanlığı kahvenin iç ve dış çelik güçlendirmesini yapıyor. Burada konteynır işletmelerden oluşan bir çarşı kurduk. Bir sosyalleşme alanı yarattık. Yıkıntıların arasındayız, ama ayaktayız.”
Şehirlerini asla terk etmeyeceklerini söylüyor:
“Sadece deprem sonrasındaki birkaç hafta şehir dışına çıktık, çünkü burada okullar açık değildi; ailemizi güvenli bir yere bıraktıktan sonra döndük. Antakya insanı memleketine dönmek zorundadır, başka şehirlerde yapamaz. Burada bankta uyuruz, ama başka bir memlekette olamayız.”