“Coğrafi işaretler dergimizin dünyada da bir benzeri yok!”

Kurucusu olduğu Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı (YÜCİTA) BaşkanIığı’ını sürdüren Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu ile ülkemizin ilk ve tek coğrafi işaretler dergisi olan YÜciDERGİ üzerine…

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
“Coğrafi işaretler dergimizin dünyada da bir benzeri yok!”

GastroRize Festivali için bulunduğum Rize’de çalışmalarını yıllardır hayranlıkla takip ettiğim Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu ile aynı otelde kaldım. Etkinlikler kapsamındaki bir panelde konuşmacıydı. Kurucusu olduğu Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı (YÜCİTA) BaşkanIığı’ını da sürdüren Hoca ile bir sabah kahvaltısını birlikte yapma şansını bulunca ortaya bu yazı çıktı.

Yavuz Hoca, bir süre önce ülkemizin ilk ve tek coğrafi işaretler dergisi olan YÜciDERGİ’nin ikinci sayısı göndermişti. Kuşe kâğıda basılmış 464 sayfalık ciltli dergi büyük bir emek ürünüydü. Yoğun ekonomik bunalıma rağmen başta Hoca olmak üzere gönüllülerin gayretleriyle çıkabilmişti.

YÜciDERGİ, Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı’nın (YÜciTA) yayınıydı. YÜciTA, 3. Uluslararası Antalya Coğrafi İşaretler Semineri bitiminde, 15 Ekim 2012 tarihinde Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu ve Prof. Dr. Selim Çağatay tarafından kurulmuştu. Amaç, Türkiye’de yöresel ürünlerimizi koruyabilmek için ideal bir coğrafi işaretler sisteminin kurulabilmesi, yöresel ürünlere değer kazandırılarak sürdürülebilir kırsal kalkınmanın desteklenmesi, kültürel ve biyolojik çeşitliliğin korunması konusunda çaba harcamaktı.

Derginin amacı ise kamuoyunda coğrafi işaretlerle ilgili farkındalık yaratan, konu ile ilgili Türkiye ve Avrupa Birliği uygulama ve gelişmelerini yakından izleyen bir araştırma ve bilgi platformu oluşturmaktı.

Böyle bir dergiye ihtiyaç vardı

Sohbetimize başlarken Hoca, derginin yaptıkları şekliyle bir benzerinin dünyada da bulunmadığını söyledi:

“Türkiye’nin böyle bir dergiye ihtiyacı var. İlk sayımızın finansmanını Metro Toptancı Market karşılamıştı. O da 460 sayfanın üzerindeydi ikincisi gibi. İlk sayıya ‘Coğrafi İşaretlerin ABC’si’ diye bir yazı yazdım. Çünkü, okuyucunun önce coğrafi işaretleri öğrenmesi gerekiyordu. Coğrafi işaretleri öğrendikten sonra ‘peki ülkede ne oluyor? Türkiye bu işin neresinde?’ gibi sorulara yanıt arayan ikinci bir makalem de yine aynı sayıda yayınlandı. Birinci sayımızda tıpkı ikincisinde olduğu gibi yabancı ülkelerden gelen çok sayıda makale vardı.”

YÜciDERGİ, coğrafi tescil almak için başvuranların, alanların ne yapacakları konusunda bilgi sahibi olabilecekleri sanıyorum tek mecra. Hoca şöyle anlattı:

“Tescil talebinde bulunup alan kuruluşlar var, bunlar sonrasında ne yapacaklarını bilmiyorlar. Dergide, coğrafi işaret yönetişimi, denetimi anlatılıyor. Tescil alan kuruluşlara bir yol haritası sunuluyor. Onların işlerini son derece kolaylaştıracak bilgiler bulunuyor.”

İlk sayı bin, ikinci sayı ise 500 adet basılmış. İlgili bütün bu kuruluşlar birer tane alsalar her iki sayının da çoktan bitmiş olması gerekirdi, yeni yeni baskılar yaparlardı diye düşünüyorum. Oysa ellerinde hâlâ YÜciDERGİ’ler bulunuyormuş.

Coğrafi işaret başvuruları nasıl olmalı?

“Herkes coğrafi işaret alıyor, ama ne olduğunu ne işe yaradığını yeterince bilmiyor” dedi Hoca. “Çoğu birbirinden gördüğü için, bizde de olsun diye almak istiyor. Sonra da sertifika gibi duvara asılıyor.”

Yavuz Hoca’dan dinlemeye devam ediyoruz:

“Türkiye’nin bir şanssızlığı var; coğrafi işaret tescil talebinde bulunan kurumların yüzde 84’ü üretici olmayanlar. Bütün dünyada uygulanan sistemde coğrafi işaretlerin tescilini alanlar tamamen üretici örgütleridir. Yaratılan katma değeri alacak olanlar da onlardır. Dolayısıyla bu farklılık, sistemimizin büyük defosu. Bizde uygulanan yöntemle 10 bin ürün de tescil alsa bir şey değişmeyecektir.

Bir örnek vereyim, Malatya kayısısı hem de Avrupa Birliği tescilli. Tescilinden sonra fiyatı yüzde 35 düştü. Dünya coğrafi işaretler tarihinde böyle bir şey ilk kez oldu. Çünkü coğrafi işaret yönetişimi bilinmiyor. Oysa Malatya kayısısı dünya kayısı ticaretinin yüzde 85’ini karşılıyor, monopol.”

Destek çok önemli

Dergiyi başta senede iki kez çıkarmayı planlıyorlarmış, ama günümüz koşullarında çok zor olduğunu görüyorlar. İlk sayı çok güzel yorumlar alıyor ve bir sene kadar sonra, geçtiğimiz haftalarda ikinci sayıyı hazırlayıp bastırıyorlar.

“Bazı yerlerde para çok; bizde hiç para yok, destekleyen de yok” dedi Yavuz Hoca:

“Sponsor bulamadık, ama buna rağmen dergiyi çıkarmaya karar verdik. Kişisel ilişkilerimle yürütmeye çalıştım. Üçüncü sayı hazırlıklarına da başladık. Her koşulda ben ölene kadar gidecek, ondan sonra garantisini veremem!”

Derginin nasıl edineceğinize dair bilgiler web sayfalarında var. Tamamen gönüllü destekleri ile faaliyetlerini yürüten YÜciTA'nın dernek statüsündeki tüzel kişiliği YÜciDER-Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Araştırma Derneği'ne nakdi bağış yoluyla destek olmak veya dergi almak isteyenler buradan bakabilirler.

Yavuz Tekelioğlu Hoca’mla uzun uzun konuştuk. Anlattıklarına katılmamak mümkün değildi. Lütfen siz de internet sitesinden YÜciTA'yı inceleyin. Eminim ilginizi çekecek…

Yaşam Keyfi