Arkeologluk detektiflik gibidir!

Ören yerlerinde çalışmak büyük fedakârlık gerektiriyor. Mesleği çok, ama çok sevmek şart. Çalışmalar, iğneyle kuyu kazmanın tam karşılığı. Metrelerce derinlikte toprak milim milim kazılıyor. Eserler “kuş tüyü” dokunuşlarıyla çıkarılıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Arkeologluk detektiflik gibidir!

 

Metropolis’i adım adım gezmek için herhalde en az birkaç gün gerekiyor. İstanbul’a dönüş zamanımız yaklaştığından Prof. Dr. Serdar Aybek’in bize yörenin lezzetleriyle hazırlattığı harika sabah kahvaltısı yaptığımız kazıevine dönüyoruz. Bu kez sobanın üzerinde kestane kebaplar bizi bekliyor.

Metropolis ören yerinde kazılar 12 ay boyunca sürdürülüyor. Gittiğimiz tarih, 2021 sezonu çalışmalarının son günüydü. Kısa bir aradan sonra yeni yılla birlikte çalışmalar tekrar başlatılacaktı.

2021 bulguları

Hoca, geçtiğimiz sene kazılarında bulunanlardan da söz ediyor. Daha önce sözünü ettiğim keşfedilen kamu yapısı içinde mermerden yontulmuş bir kadın heykeli bulunmuş. Gösterişli elbisesi ve üzerindeki mantosu ile elit birini tasvir eden heykelin M. S. 1-2. yüzyıllarda yaşamış Metropolisli bir aristokrat kadın için yaptırıldığı düşünülüyormuş.

Kent merkezinin kuzeyindeki Araplıtepe mevkiinde sürdürülen çalışmalarda girlandlı mermer ostotek (küçük boyutlu lahit mezar) içine yerleştirilmiş bir bronz kandil ele geçirilmiş. Hiç hasar görmemiş; bin 500 yıllık, yakından görüyor, inceliyoruz.

Arkeolojiyi çok seviyorum

Arkeologluğu bir detektiflik olarak görüyorum. Bu nedenle kitabıma “Bir Arkeoloji Detektifinin Anıları” ismini verdim. Arkeologların da gönüllü birer asker olduğunu düşünüyorum. Askerlik günlerim geliyor aklıma bir de komutanın “toz askerin pudrasıdır, çamursa kremi” sözleri. Ben de aynı bölgedeki kazı çalışmalarında bir zamanlar neferlik yaptığım için benzerliği çok iyi biliyorum. Ören yerlerinde yaşananlar tam böyle bir şey. Büyük bir fedakârlık gerektiriyor. Mesleği çok, ama çok sevmek şart. Çalışmalar, iğneyle kuyu kazmanın tam karşılığı. Metrelerce derinlikte toprak, milim milim kazılıyor. Eserler “kuş tüyü” dokunuşlarıyla çıkarılıyor desem yalan olmaz. Aylarca ailelerden, sosyal hayattan uzak kalmak da cabası… Ama emin olun kazıevinde yaşam da çok keyifli.

Sayılı zaman çabuk geçiyor. Artık dönmemiz gerekiyor. Serdar Hoca ve ekibi ile vedalaşıyor, hatıra fotoğrafları çekiyoruz. Metropolis bugün yürüme yollarıyla, üstü çatılarla korunmuş kazı alanlarıyla mükemmel bir ören yeri. Neredeyse ilk gününden bu yana serüvenini izlediğim; Sabancı Vakfı tarafından desteklenen, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izin ve katkılarıyla devam eden kazılardaki ilerleme, yapılan iş -Efes kazılarının 125 yıldır sürdürüldüğü ve hâlâ önemli bir kısmının toprak altında olduğu düşünülürse- geçen 30 yıl için gerçekten çok önemli.

Metropolis'i yolu Torbalı yakınından geçenlere öneriyor, geçmeyenlere özellikle yolunuzu düşürün diyorum… Lütfen uğrayın, gezin, yalnız bırakmayın…

Yaşam Keyfi