Adıyaman, gastronomi dünyamıza Güneydoğu'dan göz kırpıyor
2. Uluslararası Nemrut Gastronomi Buluşmaları etkinliği dünyadan ve Türkiye’den şefler, gastronomi yazarları ve akademisyenlerin katılımıyla Adıyaman Kâhta’da gerçekleştirildi.
2. Uluslararası Nemrut Gastronomi Buluşmaları etkinliği dünyadan ve Türkiye’den şefler, gastronomi yazarları ve akademisyenlerin katılımıyla Kâhta’da gerçekleştirildi. Güneş ve kadim topraklar bir kez daha lezzetlerle buluştu. Amaç, 6 Şubat depremlerinden etkilenen illerin başında gelen Adıyaman’ın yaralarının hızlıca sarılması için bir şeyler yapabilmekti. Bu nedenle tema, ‘depremin vurduğu kadim topraklarda gıdanın kaynağı ve sürdürülebilirliği’ olarak belirlenmişti. Tarih, gastronomi, tarım ve arkeoloji çözüm arayışının da masaya yatırıldığı çok katmanlı etkinliğin konuları arasındaydı. Beş gün süren program boyunca şefler Adıyaman’da üretilen ürünlerin hasadını yapıp workshop çalışmaları gerçekleştirdiler. Toplantılarda Mezopotamya’nın insanlığa kazandırdığı uygarlıklardan esinlenerek, insanlığın bugün içinde olduğu sorunların tartışıldığı konuşmalar da yapıldı.
Kâhta, Mezopotamya’ya yakın bir bölgede olduğundan bulunduğu coğrafî konum nedeniyle tarih öncesi dönemlerden günümüze kadar sayısız medeniyetlere ev sahipliği yapmış. Adıyaman, sahip olduğu zengin mutfak kültürü ve tarihi kültürel değerleri ile Türkiye'nin en önemli turizm destinasyonlarından biri olma potansiyeline sahip. M.Ö. 69 yılında kurulan Kommagene Krallığı’nın Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Mirası Listesi'ndeki Nemrut Dağı’ndaki dev heykelleri de bu bölgede. İlçe, Adıyaman’a göre depremden daha az etkilenmiş. Şehirde ise neredeyse bütün binalar hasarlı. O büyük acıyı Allah bir daha hiç kimseye yaşatmasın…
Sanayi Teknoloji Bakanlığı’na bağlı İpekyolu Kalkınma Ajansı, GAP Kalkınma İdaresi Başkanlığı ve Adıyaman Valiliği’nin destekleri ile gerçekleştirilen, Kâhta Kaymakamı Selami Korkutata’nın ev sahipliğini üstlendiği etkinlikte İpekyolu Kalkınma Ajansı adına Ersin Doğan ve Zeyra Medya’dan Ökkeş Koska bize rehberlik ettiler. Burada ismini yazamadığım emeği geçen herkesi geniş katılımla yapılan ve başarı ile sonuçlanan bu etkinlik nedeniyle tebrik ediyorum.
Konuklar arasında Manchester Üniversitesi Kültürel Ekonomi Öğretim Üyesi İsmail Ertürk, Almanya ve Kanada çift merkezli Terroir Hospitality'nin kurucusu Arlene Stein ve Kommagene Bienali Direktörü Nihat Özdal da bulunuyordu. Nihat Bey’in etkinlik süresince değerlendirmeleri ve kitabı “Meyve Yemekleri”nden seçerek hazırladığı iki lezzeti de notlarım arasına almışım.
Etkinliğin son günü, genç ve başarılı Kaymakam Selami Korkutata ile sohbet etme fırsatı buldum. Korkutata, yabancı şeflerle bölgedeki şeflerin birlikte yemek hazırladıkları program öncesinde “yabancı ülkelerden gelen ve kendi alanlarında çok önemli isimler, aynı zamanda yurt dışında Michelin Yıldızlı restoranları olan şeflerin Adıyaman'daki yereldeki şeflerimizle beraber güzel bir program gerçekleştiriyorlar. Gerek yerel gerek yurtdışındaki şefler çok mutlu çünkü bazı tatları ilk defa deniyorlar. Mezopotamya’nın kadim topraklarında üretilen gastronomik ürünlerin dünya mutfaklarında yer bulması bizim için çok önemli. Depremden sonra daralan insanlarımızın psikolojik olarak düştüğü zamanlardan buraya gelebildik. Arzumuz, vatandaşlarımızın gerek barınma gerekse de eski hayat standardına ulaşması. Bunun için elimizden geleni yapıyoruz” dedi.
Ardından şeflerin Fırat Nehri’nin kıyısında, Nemrut Dağı’nın gölgesinde, Kâhta Kalesi’nin tepesinden topladıkları ürün ve birbirlerinden aldıkları bilgilerle yaptıkları ortak yemekleri tattık, ortaya çıkan harika lezzetleri deneyimledik.
Ören yerleri de gezildi
Gastronomi Festivali’nin dolu dolu programına bölgedeki tarihi ören yerlerine geziler de eklenmişti. Bunlar arasından Karakuş Tümülüsü, Cendere Köprüsü, Nemrut Dağı’nda günbatımına ben de katıldım.
Bir sabahımızı yabancı konuklarla birlikte badem, nar, buğday, Antep fıstığı tarlaları ve üretici ziyaretlerine ayırdık. Çiftçi Mahmut Bey’in bahçesinde Antep fıstığı ve ballı incirleri dallarından koparıp yedik, gastronomik hikâyesi konusunda bilgilendik. DrNar fabrikasının kurucusu Osman Çetinkaya ile sohbetimizde önümüzdeki günlerde piyasaya sürmeye hazırlandığı çiğ köfte cipsini de deneme fırsatı bulduk.
Üçüncüsünü merakla bekliyorum
Adıyaman’a deprem sonrası gitmek, tıpkı Hatay’da yaptığım gibi gastronomi noktalarını ziyaret etmek istiyordum. Bu etkinlikte kısmen de olsa gerçekleştirebilme fırsatı buldum. Önümüzdeki yıl daha geniş bir katılım ve içerikle devam edeceğine inandığım Uluslararası Nemrut Gastronomi buluşmalarının yenisini şimdiden merak ediyor, gastronomi dünyamıza güneydoğudan göz kırpan Adıyaman’la ilgili yapabileceğim her şeyde yanlarında olduğumu belirtmek istiyorum.