100. yıla armağan: İş Bankası Resim Heykel Müzesi, Beyoğlu’nun yepyeni sanat rotası

Türkiye İş Bankası Sanat Eserleri Koleksiyonu ilk kez görücüye çıktı. Gördüklerimi hayranlık sözcükleriyle anlatmaya çalışsam, yetersiz kalacaktır. Sergilenen 4 kata yayılmış 600 yapıt sayısı 2 bin 700’e ulaşan eser koleksiyonunun sadece bir bölümü.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
100. yıla armağan: İş Bankası Resim Heykel Müzesi, Beyoğlu’nun yepyeni sanat rotası

Türkiye İş Bankası’nın muhteşem resim ve heykel koleksiyonunu tabii ki biliyordum; zaman zaman yapılan koleksiyondan bir bölümün bulunduğu veya oradaki ressamların eserlerinin yer aldığı sergilere de hep katılmaya çalışmıştım… Kütüphanemde Kıymet Giray’ın hazırladığı Türkiye İş Bankası Resim Koleksiyonu kitabı da bulunuyordu. Kıymet Hoca’nın dediği gibi “bu koleksiyon, çeşitli tarihlerde herhangi bir nedenle alınan yapıtların gelişigüzel bir araya toplanması amacının ötesindeydi.”

Beyoğlu’ndaki o güzel, tarihi binada konuklarıyla 29 Ekim’de buluşmaya başlayan Resim Heykel Müzesi’ni açılış öncesinde ziyaret ettiğimde eserleri kitap sayfalarında değil, gözle gördükçe büyük bir heyecan duydum. Türkiye İş Bankası Sanat Eserleri Koleksiyonu ilk kez görücüye çıkmıştı. Gördüklerimi “hayranlık” sözcükleri ile anlatmaya çalışsam, yetersiz kalacaktır. Dört kata yayılmış 600 eserden söz ediyorum. Bunlar, sayısı 2 bin 700’e ulaşan koleksiyonun sadece bir bölümü…

Müzenin beşinci ve dördüncü katlarında koleksiyonun gücünü yansıtan kalıcı sergiler bulunuyor. “Türk Resmini İzlemek” adındaki sergide yer olan yüzlerce eser arasında resmi bulunan sanatçılardan birkaçını saymam, durumu anlamak için yeterli diye düşünüyorum: Osman Hamdi Bey’den Şeker Ahmet Paşa, Süleyman Seyit, Halil Paşa, Hüseyin Zekai Paşa, Abdülmecid Efendi, Hoca Ali Rıza’ya kadar geniş̧ bir yelpaze. Seyircilerin rahatlıkla izleyebilmesi için kronolojik bir sırayla giden sergi, çağdaş̧ sanatçılarla bitiyor.

Müzenin kurucu küratörlüğünü mimar, sanat tarihçisi ve yazar Prof. Dr. Gül İrepoğlu üstlenmiş. Bu güzel haberi daha basına yansımadan ilk duyduğumda çok sevinmiştim.

Süreli sergiler

Her iki katta uzun zaman geçirdikten sonra merdivenlerden aşağı indiğimde süreli sergilerin bulunduğu odalara geldim. Gül Hanım, izlemeyi de kolaylaştıran özel konsept odaları hazırlatmış, resimleri konulara göre yerleştirmişti. Örneğin, “Deniz Coşkusu” konseptinde denizin her hali vardı: Savaş̧ gemilerinin olduğu denizler, liman, sakin ve fırtınalı denizler… “Kadın Portreleri”, “Anadolu Esinlenmeleri”, “Hayvanlar Aleminden”, “İstanbul Peyzajları” yer alan konsept odalarından bazılarıydı. “İstanbul Peyzajları”nda önce Boğaz’ın Avrupa yakasından başlayıp Karadeniz’e uzanan resimler, Anadolu yakasından Marmara Denizi’ne kadar bir rota izliyordu. Kendinizi bir vapurla Boğaz turu yapar gibi hissediyordunuz…

Şunu da belirtmeliyim, müzedeki tüm eserlere açıklayıcı panolar, kimi zaman şiir dizeleri eşliyor.

Günümüz çağdaş müze ihtiyaçlarına cevap oluşturmanın amaçlandığı müze, çok amaçlı salon, atölye ve sergi katları ile tamamen kültür sanat işlevleriyle donatılmış̧ bir yapı olduğunu da keşfettikten sonra, giriş katına indiğimde İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Bali’nin konuşması başlıyordu:

Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi açılış kurdelesi kesiliyor.

Adnan Bali

“Cumhuriyetimizin 100. yaşını kutluyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde ulusumuzun verdiği Millî Mücadele’nin kazanıldığı ve tam bağımsızlığa kavuştuğumuz, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı tarihin 100. yılındayız. Atatürk’ün tam bağımsızlığa ulaşmak için elzem olduğunu düşündüğü iktisadi bağımsızlığı temin etmek için atılan ilk adımlardan biri olan ve Cumhuriyetin bir yaş küçük kardeşi diye tabir ettiğimiz Türkiye İş Bankası, böyle anlamlı bir dönemde Resim Heykel Müzesini ülkemize armağan ediyor. Kıymetli bir hafızayı, kültür mirasını geleceğe bırakıyor.”

Resim Heykel Müzesi’nin, Eminönü’ndeki Türkiye İş Bankası Müzesi ve Ankara Ulus’taki Türkiye İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi’nin ardından bankanın üçüncü müzesi olduğunu vurgulayan Bali, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Her şehrin bir kalbi vardır, İstanbul’un kalbi de İstiklal Caddesi’dir. Tarihi dokusuyla, kültür-sanat faaliyetleriyle şehrin kalbinin attığı yer olan İstiklal Caddesi’nin önemli yapıları arasında bulunan binayı Resim Heykel Müzesi olarak ülkemize armağan etmek, Türkiye’nin kültür-sanat dünyasına yeni soluk getirmek biz İş Bankalılar için gurur verici… Bir banka, bir asır, üç müze… “

Adnan Bali, müzeciliğe verdikleri öneme vurgu yaptığı konuşmasında, toplumun ortak geçmişini, kültürel değerlerini çok iyi korumanın ve yeni nesillere aktarmanın, o bilinci geliştirmenin, bunu sürdürülebilir bir şekilde uzun soluklu yapmanın başından beri benimsedikleri bir yaklaşım olduğunu söyledi. Türkiye’nin sadece ekonomik gelişmesiyle ilgili sorumluluklar üstlenmediklerinin altını çizen Bali, şöyle devam etti:

“Gelişmeyi en geniş kavramıyla toplumsal gelişme olarak gördüğümüz için inisiyatif almakta hiç tereddüt etmiyoruz. Kültür-sanatta, eğitimde, sporda, çevre ve bilim alanında ülkemize, toplumumuza, gençlere değer katacak işleri içselleştirerek, mutluluğunu yaşayarak, sonraki nesillerin ‘iyi ki yapmışlar, iyi ki hayata geçirmişler’ diye anacakları samimiyette yapıyoruz. Dileğimiz o ki olabildiğince çok kişi Müzemizin kapısından girsin, resimleri incelesin. Türk resmine ve sanatına ilgiyi ve farkındalığı bir nebze artırabilirsek kendimizi bahtiyar hissederiz.

Müzeyle sadece sanat eserlerini korumayı, saklamayı hedeflemedik. Toplumun kadim medeniyeti ve irfanının, sanatsal zenginliğinin mümkün olduğu kadarıyla çok insana ulaşması… Arkasındaki esas motivasyonumuz, hedefimiz budur.”

İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran ise konuşmasında şunları söyledi:

Hakan Aran

“Atatürk’ün bir asır önce bizlere ışık tutan ‘bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet ki fennin gerektirdiği şeyleri yapmaz itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur’ söylemiyle başlayan 100 yıllık yolculuğumuzun önemli bir dönüm noktasındayız. Bir Cumhuriyet Kurumu olarak Cumhuriyetimizin 100. yılında pek çok proje gerçekleştirdik. Hepsi çok anlamlı, hepsi çok değerli ama Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi bu projeler içinde en özeli, en kalıcısı. Ne mutlu bize ki Müzemiz, Cumhuriyetimizle aynı doğum gününü paylaşacak, sergileri, atölyeleri, etkinlikleriyle kültür-sanat dünyamıza önemli katkılar sunacak.” 

İbrahim Çallı - Gül Koklayan Kadın

Kültür varlığı müze binası

Müzenin bulunduğu, yıllarca önünden geçtiğim, bir dönem hesabımın bulunduğu binadan da söz etmek isterim:

Beyoğlu'nun kültürel kimliğinin kıymetli öğelerinden biri olan, 1907 yılında zemin katı ticari amaçlı, diğer katları konut olarak inşa edilen tarihi bina, bodrum ve zemin katların yanı sıra biri teras altı kattan oluşuyor. 1950 yılında İş Bankası mülkiyetine geçen bina, 63 yıl süresince Türkiye İş Bankası Beyoğlu Şubesi olarak hizmet vermiş.

Korunması gerekli kültür varlığı olarak tescillenmiş olan yapı gerek konum gerekse mimari açıdan Beyoğlu'ndaki 20. yüzyıldan kalan binalar arasında dikkat çeken örneklerden biri. Binanın restorasyon projesini Teğet Mimarlık hazırlamış, inşaatı ise Berko İnşaat üstlenmiş.

Binanın temelinde yer alan iki adet deprem sensörü aracılığıyla düzenli olarak yer hareketi takibi yapılıyor. Cihazlar, olası bir deprem sırasında otomatik olarak yer sarsıntılarını kayda almaya ve sonrasında bu değerlerin bina tasarım değerleriyle kıyaslanmasına imkân sağlayacak.

Müze binasının ısıtma-soğutma sistem tasarımı da İş Bankası’nın sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda güncel teknolojiye uygun, uluslararası test ve sertifikalara sahip cihazlardan oluşuyor.

Ben, müzeden tekrar gelme arzusuyla ayrıldım. Tıpkı dünyanın önemli müzeleri gibi İş Bankası Resim Heykel müzesini de defalarca ziyaret edebilirim. Belki de doğru olan, her kata bir gün ayırmak…

Şunu da söylemiyim ki herkesin kolayca kavrayabileceği bir sergileme ve konsept oluşturulmuş. Beyoğlu’nda yürüyenler merak edip uğradıklarında asla pişman olmayacak, içlerinde harika bir sanat tortusunu, kıymetli bir mücevherin bir parçasını taşıyarak ayrılacaklar.

Sami Yetik - Eski Ankara'da Pazar

 

Yaşam Keyfi