Tekstil atığı yapay zekâ ile azaltılıyor
Yapay zekâ ve sürdürülebilirlik tüm dünyanın gündeminde… Birçok bildiğimiz iş sisteminin yapay zekâya evrileceği konuşuluyor. Moda sektörü ise sebep olduğu atık miktarından dolayı sürdürülebilirliğe dair tartışmaların başında yer alıyor. Dolayısıyla moda dünyası da nasibini alarak yapay zekâ ile yeniden şekilleniyor. Moda ve tekstil ülkesi olan Türkiye ise bu sektörde öncü olabilecek bir potansiyele sahip. Yapay zekâ destekli moda yazılımları verimliliği artırırken atık miktarının azaltılmasına yardımcı oluyor.
Merve YEDEKÇİ / İSTANBUL
Teknoloji ve modayı buluşturan Refabric ise fikirleri dakikalar içerisinde tasarımlara dönüştüren bir yapay zekâ moda yazılımı. Yazılım ile moda profesyonelleri yaratıcılıklarını güçlendirme, sürdürülebilir ve yenilikçi koleksiyonlar geliştirme fırsatı buluyor. Platform aynı zamanda aralarında moda dünyasına yön veren global markaların da yer aldığı dünyanın en büyük lüks grubu La Maison des Startups (LVMH) hızlandırma programına seçilen ilk Türk marka olma özelliğine sahip.
Refabric moda tasarımı alanında üç ana probleme çözüm sunmayı amaçlıyor. Bunlar; zaman baskısı, prototip maliyetleri ve markanın geçmiş başarılarıyla, yeni trendleri doğru bir şekilde birleştirmesi.
“Moda dünyasının hızlı döngüsüne ayak uydurmanın yanı sıra tasarım süreçlerini daha kişisel ve bilgiye dayalı bir temele oturtmayı hedefledik. Yapay zekâ destekli moda yazılımı
Refabric, moda markalarının geçmiş sezonlardaki satış verileri, popüler tasarımları ve güncel trend analizleri gibi önemli bilgilere hızla erişebilmelerini sağlayan özelleştirilmiş çözümleri ile donatıldı. Yazılım ile moda profesyonelleri, yaratıcı süreçlerini güçlendirirken, aynı zamanda sürdürülebilir ve yenilikçi koleksiyon geliştirme fırsatı buluyorlar. Yakın zamanda entegre edilen ‘photo shooting’ özelliği ile markalar fotoğraf çekim süreçlerini de bu platform üzerinden gerçekleştirme imkanına da sahip oldular. Ürün, koleksiyon tasarlama hızını ciddi bir şekilde artırıyoruz. Zaman kısıtlamaları, geçmişte en çok talep gören ürünlerin yeni trendlerle buluşturularak yeniden tasarlanması, markanın kendi DNA’sı ile yapay zekâyı eğitme, sürdürülebilirlik, dijitalleşme, yenilik ve ilham gibi tasarımcıların yaşadığı zorlu süreçleri kolaylaştırıyoruz” yorumunu yapan Refabric Ceo’su Begüm Doğru Öztekin ile moda endüstrisinin büyüyen trendini konuştuk:
Ürünlerin ömrü uzatılarak atıklar azaltılıyor
“Yapay zekâ, moda endüstrisinin başlıca sorunlarından biri olan kaynak israfının da önüne geçiyor. Refabric doğası gereği sürdürülebilir bir sisteme sahip. Yapay zeka modelleri üzerinde görüntülenebilen koleksiyon parçaları, istenmeyen ya da talep görmeyen ürünleri üretim öncesinde elemeyi mümkün kılıyor ve prototip üretim süreçlerini optimize ediyor. Bu yöntem, kaynakların daha etkili kullanılmasına ve atıkların azaltılmasına katkı sağlayarak sürdürülebilirlik ilkelerine destek veriyor. Bu da tekstil dünyasının ana sorunlarından biri olan üretim israfını engelliyor. Ayrıca stok kumaşlarının da yeniden kullanılmasına olanak sağlanıyor. Kumaşlar trendlere göre yeni tasarımlarla bir araya geliyor ve böylece elde kalanlar yeniden değerlenmiş oluyor. Sürdürülebilir bir moda ve tekstil sistemi kurmak, bu ekosistemin içerisinde yer alan herkes için önemli. Üreticisinden, tüketicisine herkese görev düşüyor. Tekstil dünyasında her sene tonlarca moda atığı yaratılıyor. Hatta moda endüstrisinin tüm karbon emisyonlarının yüzde 8'ini ve tüm küresel atık suyun yüzde 20'sini oluşturan, çevreyi kirleten en büyük endüstrilerden biri olduğunu söylüyor. Sürdürülebilir bir dünya yaratmak için en önemli etkenlerden birinin fazla üretim ve tüketimin azalması gerekli. Tekstilin ise bu denli atık yaratmasının nedeni elbette gerekenden fazla ortaya çıkan üretim atığı. Bizim gibi sistemler sayesinde ise bu üretim atığı oldukça minimalize edilmiş oluyor. Numune süreçlerini neredeyse en aza düşürerek markaların yüzlerce numune üretmeden görsel çıktılar elde edebilmelerini sağlıyoruz. Böylece hem hammadde, hem zamandan kazanıyorlar. Bir de markaların DNA’sını doğru analiz ederek, çok satan ürünleri gelecek trendlerle buluşturduğumuz için yalnızca satılabilir ürünler üretmelerine olanak sağlıyor. Böylece stok fazlalığının da önüne geçilmiş oluyor.”
Kumaş bilgisi sürdürülebilir gardırop oluşturuyor
“Ülkemizde etiket okuma alışkanlığına yeterince sahip değiliz. Bu elbette kumaş bilgisinde de yeterli donanıma sahip olmamamızdan kaynaklanıyor. Ancak, uzun yıllar dolabımızda kalacak ve birkaç yıkamada atmak zorunda kalmayacağımız alışveriş seçimleri yapmak sürdürülebilir bir gardırop yaratmak için önemli bir adım. Tüketiciler sürdürülebilirlik özelliğine daha çok önem verdikçe markalar da atık miktarını ve emisyonları azaltmaya yönelik fırsatları araştırıyor. Bu konudaki bilgimizi geliştirmeliyiz. Global olarak Z ve ardından gelen yeni jenerasyonlarla sürdürülebilirliğe bakış açısı olumlu yönde değişecek. Raporlar da öyle gösteriyor. O nedenle zorunlu bir değişim zaten olacak, olmaya başladı da…”
Yeşil teknoloji finansmanı temel bileşen
“Yeşil teknolojilerin geliştirilmesi yüksek başlangıç maliyetleri gerektirebiliyor. Bu durum küçük ve orta ölçekli işletmeler için büyük bir engel oluşturabilir. Sorun ise; hibeler, düşük faizli krediler ve diğer teşviklerle çözümler ile bulunabilir. Ayrıca, yeşil teknoloji finansmanında yetersiz bilgi ve eğitim, şirketlerin ve yatırımcıların bu alanda etkili olmasını engellemekte. Yeşil teknoloji finansmanı, çevresel hedeflere ulaşma ve sürdürülebilir yenilikleri teşvik etme konusunda temel bir bileşen. Şirketlerin yeşil teknolojilere yatırım yapabilmesi ve bu teknolojileri geliştirebilmesi için gerekli olan finansman, çevresel sürdürülebilirliği sağlamak ve yenilikçi çözümleri desteklemek için hayati bir rol oynuyor.”
LVMH hızlandırma programına seçildi
Refabric, aralarında Louis Vuitton, Christian Dior, Céline gibi moda dünyasına yön veren global markaların yer aldığı dünyanın en büyük lüks grubu LVMH’in La Maison des Startups'ta hızlandırma programına seçilen 30 start-up’tan biri oldu. Böylelikle dünya genelinde bin 500’den fazla firmanın katıldığı bu programa dâhil olan ilk Türk marka oldu. Temmuz ayında başlayan program hem LVMH’nin Paris’te yer alan merkez ofisindeki çalışmalar, hem de çevrimiçi buluşmalarla bir sene boyunca devam edecek.