Marmara Adalar Belediye Başkanı Dinçer: Hava olayları bağcılıkta köklü değişimlere neden oluyor

Avşa’nın Adakarası Üzümü, Avrupa Birliği tarafından tescillenen ilk Türk üzümü oldu. Belediye Başkanı Aydın Dinçer, hem yerel üreticilerin gelirini artırmayı hem de bölgenin uzun vadeli ekonomik ve ekolojik sürdürülebilirliğini sağlamayı hedefliyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Marmara Adalar Belediye Başkanı Dinçer: Hava olayları bağcılıkta köklü değişimlere neden oluyor

Merve YEDEKÇİ / BALIKESİR

Bu yıl ilk kez ülke genelinde bağ bozumu her zamankinden erken ve hızlı gerçekleşiyor. Üzümler, normalde ekim ortasına kadar bağlarda olgunlaşırken, bu yıl iklim koşullarının etkisiyle hasat süreci ortalama iki ila üç hafta erkene çekildi. Sıcak hava ve kuraklık, bağcılıkta verim ve kaliteyi zorlayan başlıca etkenler olarak öne çıkıyor. Marmara Adaları, zengin tarım ve bağcılık kültürüyle öne çıkarken, Balıkesir'e bağlı Avşa Adası Adakarası üzümü, Avrupa Birliği tarafından tescillenen ilk Türk üzüm çeşidi oldu. Marmara Adaları bu yıl ilk kez düzenlenen ‘Bir Başka Avşa’ festivali ile bu başarıyı kutlayarak, bölge turizmi ve ekonomisinde önemli bir dönüşüm hedefleniyor. Sürdürülebilir tarım, kırsal kalkınma, cinsiyet eşitliği ve turizmde ekolojik yaklaşım gibi birçok alanda entegre bir vizyonla hareket eden Marmara Adalar Belediyesi Başkanı Aydın Dinçer, hem yerel üreticilerin gelirini artırmayı hem de bölgenin uzun vadeli ekonomik ve ekolojik sürdürülebilirliğini sağlamayı planlıyor.

Marmara Adalar Belediye Başkanı Aydın Dinçer, bölgenin zengin tarım kültürünü modern tekniklerle geliştirerek, kırsal kalkınma ve ekoturizmi ön plana çıkardıklarını belirtti. Dinçer, özellikle iklim krizinin etkilerine karşı, modern tarım teknikleri ve damla sulama sistemleriyle hem maliyetleri düşürmeyi hem de tarımda verimliliği artırmayı hedeflediklerini vurgulayarak, “Marmara Adaları, geçmişten günümüze devam eden zengin bağcılık ve zeytincilik kültürüne sahip. Belediye olarak bu tarımsal faaliyetleri modern tarım teknikleriyle buluşturarak sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde geliştirmeye çalışıyoruz. İklim krizi, tarımın birçok alanında olduğu gibi üzüm bağcılığını da derinden etkiliyor. Üzümlerin olgunlaşması ve kalitesi hava sıcaklığı, yağış miktarı, rüzgâr ve nem gibi çevresel faktörlere doğrudan bağlı. Normalde Eylül sonu veya Ekim başında yapılan bağ bozumları, Ağustos sonu veya Eylül başı yapılmaya başlandı. Aynı zamanda hasat dönemleri daha sıkışık hale geldiği görülüyor. Sık yaşanan hava olayları bağcılıkta köklü değişimlere neden oluyor. Belediye olarak bağcılara, iklim krizinin etkilerini hafifletmek için çeşitli stratejiler geliştiriyor ve modern tarımsal tekniklere yönetiyoruz. Özellikle damla sulama sistemleri gibi verimli su yönetim sistemleri uygulanarak doğal kaynakların korunması sağlanıyoruz. Bu da hem çiftçilerin maliyetlerini düşürmekte hem de tarımda verimi artırmakta. Kadınların üretime daha fazla katılması ve kooperatifleşmenin desteklenmesi sağlıyoruz. Bu da bölgenin ekonomik ve ekolojik kalkınmasında kritik bir rol oynuyor. Aynı zamanda bölgenin biyoçeşitliliğini korumak için Balıkesir Çiftçi Eğitim ve Tıbbi Aromatik Bitkiler Merkezi (BAÇEM) ile işbirlikleri geliştiriyoruz” ifadesini kullandı.

Belediyelerin, BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne ulaşmada büyük sorumluluk taşıdığını belirten Dinçer sözlerine şöyle devam etti: “Eylem planı çerçevesinde, 1,2 milyon hektarlık bölge Kasım 2021'de "Marmara Denizi ve Adalar Özel Çevre Koruma Bölgesi" ilan edildi. Marmara denizinde ki bozulma Ege ve Karadeniz’i etkiliyor. Korumacı bir yaklaşımla komşu belediyelerimizle işbirliği içinde Marmara Denizi’ni yeniden planlayacağız. Bölgenin yaşamsal döngüsünün devamını sağlamak amacıyla bilimsel çalışmalara destek veriyoruz. Düşük karbon ekonomisi ilkelerinden hareketle ilçemizde evsel atıkların yönetimi için atık yönetim tesislerimiz faaliyet göstermekte. Tarımda gereksiz ilaçlamanın önüne geçebilmek için teknoloji kullanımını yaygınlaştırıyoruz.”

Adakarası üzümü, AB'den coğrafi işaret tescili aldı

Dinçer, eski Rum bağcılık ve şarapçılık kültürünü miras alan, tarihi 1800’lere dayanan Avşa Adakarası üzümü’nün sektöre öncülük edeceğine vurgu yaparak, “Üzümün antik çağlardan beri sıklıkla tercih edilmesinin sebebi sadece lezzetli oluşu değil. Üzüm aynı zamanda içeriğindeki fonksiyonel besin öğeleri nedeni ile sağlıklı ömrün sırlarından bir tanesi. Üzümdeki en bilinen ve en önemli antioksidanlardan biri ise resveratrol. Stilbenlerden olan resveratrol, günümüzde keşfedilen en iyi antioksidanlardan. Bu bağlamda ada üzüm yetiştiriciliği tarihi bir öneme sahip. Bağcılık ve tarım turizmi aynı zamanda yerel ekonomi açısından katma değerli bir ekonomik anlayışı beraberinde getiriyor. Coğrafi işaretleri geleneksel ürünler ise özellikle bölgenin kalkınmanın desteklenmesinde önemli bir role sahip. Biz de bölgemiz de bulunan ürünlere hassasiyetle yaklaşarak bu konunun üzerinde titizlikle çalışıyoruz. Coğrafi tescil işareti olan ‘Avşa Adakarası üzümü’, Avrupa Birliği nezdinde de tescil edilen ilk üzüm türü oldu. Bu dönüşümün başlangıcını ‘Bir Başka Avşa’ isimli üzüm hasadı festivali ile kutladık. Bağ bozumu sosyal ve ekonomik hayatı çok eski dönemlerden beri şekillendiren ritüellerden birisi. Adakarası üzümü ve şarabı sadece Avşa’nın değil, dünyanın tanıdığı bir marka haline gelecek. Gelecek hafta İtalya Slowfood Terra Madre’de Torino’da Marmara Adası Garos’u ve Avşa Büyülübağ Şarabını dünyaya tattıracağız. Aynı zamanda bölgemiz de bulunan ‘Adaçayı’ içinde başvuru hazırlıklarımız devam ediyor. Bu da Türk tarımının ve yerel değerlerimizin korunması ve tanıtılması konusundaki kararlılığımızın bir göstergesi.”

Sürdürülebilir seyahat yöntemleri tercih ediliyor

“Ekolojik turizm ve sürdürülebilir ulaşım Marmara Adaları'nın turizm vizyonunun önemli bir parçası. Oldukça turist alan bir bölgedeyiz. Sürdürülebilir turizmin önündeki en büyük engel plansız yapılaşma. Avrupa'da kırsal turizme yapılan yatırımlar gibi, bu modelin Türkiye’de ve Marmara Adaları'nda da uygulanmasının hem ekonomiye hem de turizme katkı sağlayacağını düşünüyorum. Mevcut kültür kaynaklarımızı turizm sektörüne entegre etmeliyiz. Ekolojik turizm, seyahat edenlerin dünya çapında eşsiz doğal ve kültürel çevreyi daha iyi anlamalarına yardımcı olan alternatif bir turizm çeşidi olarak giderek yaygınlaşıyor. Gençler, artık deneyim odaklı tatiller arıyor ve keşif, doğayla etkileşim, yerel kültür ve sürdürülebilirlik unsurlarını içeren seyahatleri tercih ediyor. Bu bağlamda bölgemiz, sadece bağcılık ve zeytincilik ile değil, aynı zamanda, bisiklet, yürüyüş ve tekne gibi sürdürülebilir ulaşım araçları, doğaya saygılı seyahat rotaları ile de ön planda. Ekolojik turizm ve sürdürülebilir ulaşım Marmara Adaları'nın turizm vizyonunun önemli bir parçası. Çevre dostu konaklama ve yerel gıda ürünleri kullanan lokantalar da bölgemizi vazgeçilmez yapacak. Şef restoranları aracılığıyla bölgenin eşsiz mutfak kültürünü ve yerel ürün kullanımını öne çıkaracağız.”

 

Sürdürülebilir Ekonomi