Samet Aybaba Beşiktaş ayrılığının perde arkasını anlattı: Kimseye hakkımı helal etmiyorum
Beşiktaş'taki görevinden alınan Samet Aybaba, düzenlediği basın toplantısında yönetime ateş püskürdü. Aybaba, görevden alınmasına ilişkin yaptığı açıklamasa kendisine transferlerden komisyon teklif edildiğini iddia etti. Muçi, Musrati, Joao Mario, Ndour, Emirhan Topçugibi transferlere karşı çıktığını açıklayan Aybaba, transferlerin kendisinden habersiz olarak yapıldığını söyledi. Aybaba, yönetime ateş püskürdü ve “Kimseye hakkımı helal etmiyorum” dedi.
Beşiktaş'ın yollarını ayırdığı Samet Aybaba, görevinden alınması ile ilgili olarak ilk kez konuştu. Düzenlediği basın toplantısında yönetime ateş püsküren Samet Aybaba, İstifa eden Beşiktaş Başkanı Hasan Arat ve görevdeki yönetici Kaan Şakul'a da sert sözlerle yüklendi. Aybaba, “Kimseye hakkımı helal etmiyorum” dedi.
Samet Aybaba’nın açıklamaları şu şekilde:
"Bana verdiğiniz destek ve değerden ötürü çok mutlu oldum. Biz futbolu hep aile olarak gördük. Bazı notlar aldım, o kadar çok şey konu var ki... Önce başkanımıza geçmiş olsun, sağlık sorunları var herhalde. Sağlık önemli konudur, acil şifalar diliyorum.
"Nasıl tanıştık? Hakkımda yanlış şeyler konuşulunca Divan'da konuşma yapmıştım ve indiğimde Hasan Arat 'Tebrik ederim, çok güzel konuştun. Benim önümü açtın' demişti Ondan sonra rahmetli Seba başkanımızın tedavi sürecinde görüştük. Daha sonra inanılmaz keyifli bir seçim süreci, bize kıymet verilen sözler, futbolu futboldan gelenler yönetecek söylemleri... Ümraniye'ye gittim, ölü toprağı atılmış gibi bir takım, bir sürü raporlar hazırladım. Öte yandan başkanımızın seçim sürecinde verdiği transfer sözleri, dünyaca ünlü kulüplerle yapılan anlaşmalar gündeme geldi. Çıktım açıklama yaptım, kulübü savundum. Biraz da sert konuştum."
Muçi, Musrati ve transfer süreci...
"Transfer dönemi başladı, Onur ve Tayfur vardı takımda. 'Seyircinin önünde oynamak istemiyorum' söylemleri vardı. Atal ile görüşme yaptık, 1 milyon euro civarında konuşulurken menajeri bir anda 2.5 milyon isteyince vazgeçtik, Svensson'u istedik. Devre arasında Al-Musrati, Renato Sanches ve William Carvalho'nun isimleri bize geldi. Başkan 'bunlardan birini alalım' dedi. Sanches ve Carvalho'nun görüntülerini başkana gösterdim, gülümsedi. Aralarında alınacak tek isim Al-Musrati'ydi. Muçi ile ilgili de raporumuz var. Büyük ligde oynamamış, büyük bonservis ödenmemeli şeklinde. Aynı rapor Al-Musrati için de geçerli. Sonra bir baktık iki oyuncuya 24 milyon euro verilmiş. Matic'i getirelim, az para verelim diye düşünürken verilen para bizi şok etti. Santos bana gelip 'Al-Musrati'yi beğeniyorum ama bu parayı nasıl verdiniz?' dedi. Joe Worrall konusu var, bize önerildi. Olumsuz rapor verdik."
"Yardımcıma oyuncuyu öneren menajer, 'Siz nasıl insanlarsınız, ben önerdim oyuncu gidip teklif veriyorsunuz' dedi. Ben de başkana söyledim. Sonra başkanımız 'Bana yardımcı olun bu oyuncuyu alalım, siyasi şeyi var' falan derken 500 bin euro karşılığında oyuncuyu kiraladık."
"Transfer komitesi gibi bir şey oluşturulmuş. Kaan Şakul '37 milyon euro satış bekliyorum, yoksa kimseyi alamayız' dedi. 'Futbolda böyle bir şey olmaz' dedim. 'Hocam oraya Rafa Silva yazıyorsunuz, 40-45 milyon euro'luk oyuncu' dedi. 'Futbolu bilmediğiniz için bu fırsatın önümüze çıkacağını görmüyorsunuz' dedim. Immobile ve Paulista için de olumlu rapor verdik."
"Transferlerden komisyon teklif edildi"
"Friedel diye bir arkadaşımız göreve geldi. 'Ümraniye'ye gelmeyecek, işinize karışmayacak, sadece satış yapacak' dendi. Ümraniye'ye de geldi, hocaya yardımcı da getirdi. Bu yardımcılara bonservis gibi ücretler ödendi. Kaan Şakul ve başkandan aldığı cesaretle kendini oranın imparatoru sanmaya başladı. Başkana gittim, 'Bu arkadaşa yüksek maaş veriyorsunuz ama komisyon da veriyorsunuz' dedim. Başkan bana 'Sana da verelim Mustafa ve Semih'in satışından' dedi. Bu ne demek dedim ya. Benim tek isteğim Beşiktaş'a katkı sağlamak. Bu olayların hepsinin şahidi var."
"Feda döneminde avukatım 'Ver bana yetkiyi sana 2.5 milyon dolar alacağım' dedi. 'Beşiktaş'tan para yemek kadar şerefsizlik olur mu!' dedim. Aynı duyguları yaşamadığımızı 'Sana da komisyon vereyim' dendiğinde anladım zaten."
"Joao Mario, Ndour, Emirhan, Can Keleş, Uduokhai transferlerine karşı çıktık"
"Joao Mario, Ndour, Emirhan, Can Keleş, Uduokhai... Hepsine karşı çıktık. Ndour, Beşiktaş genç oyuncu kiralamaz. Bir de en kalabalık yere aldık oyuncuyu. Joao Mario kenar oyuncusu değil, ağır. Merkez orta saha olarak da aşağı gitmiş, kanada ihtiyacımız var diye rapor verdik. Bir menajer bize Uduokhai'yi önerdi, izledik ama listemize almadık. 3 milyona alabiliriz dedi bize menajerler, daha pahalıya geldi. Colley en düşük maliyetli oyuncularımızdan biriydi, giderken üstüne para verdik. Takımdan giden oyuncuların hepsine para verdik. Can Keleş ile ilgili raporumuzu sunduk, daha net oyuncu lazım dedik ama o da alındı. Emirhan ile ilgili fikirlerimizi sunduk. Transferlerin tamamına olumsuz rapor verdik. Bu transferlerden sonra biz tamamen koptuk ve iletişimi kestiler bizimle. Sonraki süreci Kaan Şakul, Friedel ve başkan götürdü. 'Futboldan gelen insanlar varken neden Kaan Şakul ile yürüyorsunuz?' dedim. Başkan 'Böyle uygun gördük' dedi."
"Beşiktaşlı işler kötüyken istifa eder mi?"
"Beşiktaşlı birisi, işler kötüyken istifa eder mi? Görevden kaçar mı? Hocayla konuştum, iki 6 numara ile olmaz dedim. Rafa kenar oynamaz, orada Rashica'dır bizim oyuncumuz dedim. İzinlerle ilgili konuştum, oyuncuların bir grubuyla çalışıldığı ve öbür grubun rahatsız olduğunu konuştum. Bir sürü şeyleri konuştum ben."
"Yardımcılarım vardı. Hepsine mobbing uyguladılar, antrenman izlemelerini yasakladı Brad Friedel. En son scout ekipleri ile ilgili çalışma yapıyormuş Friedel. Kaan Bey yardımcılarımın 'WyScout' şifrelerini aldı, 'istediğime vereceğim bunları' dedi. Orada kalıp bu mücadeleyi vermeyi başardık diyelim."
"Kaan Şakul'u da derhal istifaya davet ediyorum!"
"Başkan bana son durum ile ilgili bir rapor ver dedi. Bu raporu vermesi gereken ben değildim. Hatta Veli ve Feyyaz'dan da rapor istendi. Bu süreci yöneten 3 kişi rapor vermeliydi. Bu rapor sonunda 'Başkanım, ben kimseyi yarı yolda bırakmadım, Beşiktaş'ı hiç bırakmam. Sizin bir tasarrufunuz varsa gereğini yapın' yazdım. Başkan herhalde o gereğini başka anlamda kullandı. Beni çok arayan oldu 'Ya ne yaptınız' diye."
"Hiç kimseye hakkımı helal etmiyorum…"
"Kimse bize gelip de; 47 sene önce bu kapıdan giren birine, Beşiktaşlılıktan, forma aşkından, yok 'Biz Kartal'ız' falan arkadaşlar yani... Altyapıda çok yetenekli oyuncularımız var, biz bu kadrolarla başlarsak çok iyi şeyler olabilir 'Feda' döneminde olduğu gibi. 4-6 tane oyuncu alalım. Büyük transfer yapmayalım dedim. Ayrılmadan önce 10 oyuncunun ismini belirledik, profesyonel yapmak için. Oraya Şenol'u getirdim, teklif gelince Veli'yi getirdim. Veli gelince bile bizi eleştirdiler, başarısı ortada. A takıma yükselecek belki. Serdar'ın kupada çok büyük emeği var.
Ben hiç kimseye hakkımı helal etmiyorum. Bana mesaj WhatsApp'tan geldi, helalleşme yok. Yarın bana nöbet tut desinler Nevzat Demir Tesisleri'nde nöbet tutarım. Öyle bir dünya yok arkadaşlar. Onlar kiminle muhatap olduklarının farkında değiller. Duygularımızın farkında değiller. Tamamen koptuk"