Yasadışı bahis reklamları iddiası! Saran Holding'den açıklama geldi
Saran Holding, La Liga ve Serie A maçlarında görülen yasa dışı bahis reklamlarının kontrolünün kendilerinde olmadığını açıkladı. Şirket, reklamların liglerin sorumluluğunda olduğunu ve yayın sinyaline müdahale etmenin sözleşmelere aykırı olduğunu vurguladı.
Yasa dışı bahis üzerine yapılan operasyonların ardından gözler futbol maç yayınlarına çevrildi. Saran Medya spor yayıncılığında önde gelen kurumlar arasında yer alıyor. İbrahim Haskoloğlu'nun sosyal medyada gündeme getirdiği iddiaların ardından gözler Saran Medya'nın da bağlı olduğu Saran Holding'e çevrildi.
"Sanal bahis reklamların kontrolü bizde değil"
Şirket sosyal medyada iddia edilen yasa dışı bahis reklamlarıyla ilgili açıklama yaptı. Saran Holding, La Liga ve Serie A maçlarında saha kenarına yerleştirilen sanal bahis reklamlarının kontrolünün kendilerinde olmadığını açıkladı.
Sadettin Saran'ın Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Saran Holding'den yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
"X sosyal medya platformunda paylaşılan, grubumuz ve bünyemizdeki S Sport kanalını hedef alan ve yurtdışındaki futbol maçlarında yayınlanan yasa dışı bahis reklamları ile ilgili iddialar hakkında kamuoyunu bilgilendirme ihtiyacı doğmuştur.
"Bu reklamların yerleşimi, süresi ve içeriği tamamen bu kurumların uhdesindedir ve gelirleri de ilgili liglere aittir"
Yayıncısı olduğumuz La Liga (İspanya Futbol Ligi) ve Serie A (İtalya Futbol Ligi) maçlarından görüntüler paylaşılarak saha kenarına sanal teknoloji ile yerleştirilen yasa dışı bahis reklamlarının, “istenilirse” tarafımızca karartılabileceği yönünde hiçbir aslı olmayan bir iddiada bulunulmuştur.
1. İtalya ve İspanya Ligleri’ndeki maçların saha içindeki tüm reklam satış hakkı (fiziken statta kullanılan ve sanal reklamlar) Serie A’ya ve La Liga'ya aittir. Bu reklamların yerleşimi, süresi ve içeriği tamamen bu kurumların uhdesindedir ve gelirleri de ilgili liglere aittir.
2. Yabancı liglerin canlı yayın sinyalleri, Türkiye’deki yayıncı kuruluşlara, bölgesel olarak aynı reklamları içerecek şekilde yurtdışından iletilmektedir. Türkiye'nin dahil olduğu bölge, Serie A ve La Liga yayınlarında 54 ülkeden oluşmaktadır.
3. Bu liglerden Türkiye’ye özel bir sinyal göndermeleri yönündeki talebimiz reddedilmiştir. Türkiye dışındaki ülkelerde bu şirketler yasadışı kabul edilmemekte, bu konu ülkemizde spor yayıncılığı yapan tüm medya kuruluşlarının ortak sorunu olarak gündemdeki yerini korumaktadır.
4. Sanal veya fiziki reklamlara canlı yayında müdahale etmek, spor yayın hakları sözleşmelerinde yer alan “yayının olduğu gibi aktarılması” yükümlülüğüne aykırılık teşkil etmektedir ve hukuken mümkün değildir. Bu duruma en somut örneklerden biri olarak, Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi maçlarında, Formula 1 yarış yayınlarında saha içinde ve sponsorluklarda yer alan alkol firması reklamlarının yıllardır ülkemizde yasak olmasına rağmen yayınlanmaya devam edişi gösterilebilir.
5. Söz konusu durum, Saran Grubu tarafından daha önce defalarca Radyo Televizyon Üst Kurulu’na, Spor Toto Teşkilat Başkanlığı’na ve Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü’ne izah edilmiş, bu sorunun çözümü için her zaman iş birliğine hazır olduğumuz ifade edilmiştir.
"Yayın sinyaline müdahale etmenin yayın sözleşmelerine aykırı olduğunun altını bir kere daha çizmek isteriz"
Hatırlatmak isteriz ki Saran Grubu iştiraklerinden Tuttur, hâlihazırda Spor Toto Teşkilat Başkanlığı’ndan aldığı ruhsat ile spor bahsi alanında faaliyet gösteren 6 yasal sanal bahis bayisinden biridir.
Sonuç olarak, yukarıdaki geniş ve detaylı açıklamalarımızdan anlaşılacağı üzere illegal bahisten en fazla zarar gören kurumların başında Saran Group gelmektedir. Tartışmalara konu olan yayın sinyaline müdahale etmenin yayın sözleşmelerine aykırı olduğunun altını bir kere daha çizmek isteriz.
Bu kadar geniş kapsamlı, çok taraflı ve yıllardır sektörün sorunu olan bir konuda, sosyal medyada etkileşim uğruna tamamen grubumuzu karalamaya yönelik paylaşımlar yapılmasını en basit tabiriyle sorumsuzluk olarak nitelendiriyoruz. Hukuki haklarımızı saklı tutarak, toplumun doğru bilgilendirilmesi için çalışmalarımızı sürdüreceğimizi belirtiriz."
