Uber/Anabel Diaz: Otonom ulaşımı Türkiye pazarına getirmek istiyoruz
Türkiye ile ilgili vizyonlarını anlatan Uber Başkan Yardımcısı, Mobilite EMEA Bölgesi Genel Müdürü Anabel Diaz, “Kentsel ulaşımın geleceğinin elektrikli ve giderek otonom olacağına inanıyoruz. Bu, Türkiye’ye de getirmek istediğimiz ve bugün dünyanın dört bir yanındaki şehirlerde halihazırda hayata geçirdiğimiz bir vizyon.” dedi.
Uber Başkan Yardımcısı, Mobilite EMEA Bölgesi Genel Müdürü Anabel Diaz, Türkiye ile ilgili vizyonlarını böyle anlatıyor. Diaz, “Kentsel ulaşımın geleceğinin elektrikli ve giderek otonom olacağına inanıyoruz. Bu, Türkiye’ye de getirmek istediğimiz ve bugün dünyanın dört bir yanındaki şehirlerde halihazırda hayata geçirdiğimiz bir vizyon” diyor. Anabel Diaz, “Dünyada, Uber sürücülerinin elektrikli araçlara geçmesine yardımcı olmak ve sürücüler için daha çevreci mobilite seçenekleri sunmak için 800 milyon doların üzerinde yatırım yapma taahhüdümüz var” şeklinde konuşuyor. “Uygulamamız aracılığıyla bugün binlerce şehirde araba, bisiklet, scooter ve hatta toplu taşıma araçlarıyla şehir içi yolculuk yapmak mümkün. Dünya çapında 10.000’den fazla şehirde faaliyet gösterdiğimiz küresel ağımız sayesinde, bireylerin ve şehirlerin ihtiyaçlarını çok iyi anlıyoruz” diyen Diaz, sorularımızı şöyle yanıtladı:
Teknoloji, elektrikli araçlar ve paylaşım ekonomisi önemli bir değişim yaratıyor. Siz bu anlamda şehirlerin geleceğinde nasıl bir ulaşım modeli olacağını düşünüyorsunuz? Burada oluşacak ana trendleri birkaç madde ile özetleyebilir misiniz?
Kentsel ulaşımın geleceğinin elektrikli ve giderek otonom olacağına inanıyoruz. Bu, Türkiye’ye de getirmek istediğimiz ve bugün dünyanın dört bir yanındaki şehirlerde halihazırda hayata geçirdiğimiz bir vizyon. Dünyanın en büyük mobilite platformu olarak, Uber’in çevre kirliliği ve trafik sıkışıklığı gibi konularda oynayabileceği kritik rolün farkındayız. Bu nedenle platformumuzda bulunan araçları süratle elektrikli araçlara dönüştürmek ve şehir içinde özel araç sahibi olmadan ulaşım ihtiyacına çözüm olacak yeni hizmetler sunmak için çalışıyoruz. Paylaşımlı ulaşım söz konusu olduğunda, toplu taşımanın her türlü sürdürülebilir kentsel mobilite ağının bel kemiği olması gerektiğine inanıyoruz. Son olarak, Otonom Araçların zaman içinde ulaşım ekosisteminin ve dolayısıyla Uber’in giderek daha önemli bir parçası olacağını öngörüyoruz. Otonom Araçları kendimiz üretmek yerine, Otonom Araç geliştiren girişimlerle birlikte çalışmaya karar verdik. Dünyanın en büyük mobilite platformu olarak, otonom araç teknolojisinin geliştirilmesine ve yaygınlaşmasına öncülük edebileceğimize inanıyoruz.
4 KATA KADAR DAHA AZ KARBON AYAK İZİ
Taşımacılığın geleceği, elektrikli, paylaşımlı ve otonom olarak öngörülüyor. Uber’in, elektrifikasyon taahhütleri ve bu dönüşüme öncülük etme hedefi kapsamında neler yapmayı planlıyor?
Sürdürülebilirlik konusunda 2040 yılına kadar sıfır emisyonlu bir platform olmak konusunda kararlıyız. Bu hedefimize ulaşmanın yolu, platformda bulunan araçların elektrikli olmasından geçiyor. Bu nedenle, Uber sürücülerinin elektrikli araçlara geçmesine yardımcı olmak ve sürücüler için daha çevreci mobilite seçenekleri sunmak için 800 milyon doların üzerinde yatırım yapma taahhüdümüz var. Sonuç olarak, Uber sürücüleri Elektrikli Araçlara normal araç sahiplerinden 7 kat daha hızlı geçiş yapıyor ve bunun karşılığında Uber platformunda çalışmayan sürücülere kıyasla 4 kata kadar daha az karbon ayak izi bırakıyor. Uber şu anda dünya çapında 200’den fazla şehirde düşük ve sıfır emisyonlu yolculuklar sağlayan, dünyanın en yaygın elektrikli araç ağı konumunda. Bu elektrikli araç vizyonumuzu uzun vadede Türkiye’de de gerçekleştirmek istiyoruz. Hedefimiz Türkiye’deki yatırımlarımızı sürdürmek ve büyüme ivmemizi korumak. Bu amaçla her zaman yenilikçi projeleri değerlendireceğiz. Teknolojimizin faydalarını Türkiye genelinde daha fazla şehre ulaştırmaya kararlıyız.
Uber’in gelecekte gitmek istediği model nedir? Örneğin sadece otonom/ elektrikli araçlarla kurulmuş bir platform olmak gibi kısa-orta-uzun vade düşünceleri nelerdir?
Teknolojinin toplumu ileriye taşıyacak dönüştürücü gücüne ve yeni inovasyonları sorumlu bir şekilde uygulayarak kimseyi geride bırakmadan birlikte ilerlemenin önemine inanıyoruz. Bu düşünceden hareketle, bireylere sunulan alternatif ulaşım seçenekleri arttıkça, özel araç kullanımlarının azalacağını düşünüyoruz. Uygulamamız aracılığıyla bugün binlerce şehirde araba, bisiklet, scooter ve hatta toplu taşıma araçlarıyla şehir içi yolculuk yapmak mümkün. Dünya çapında 10.000’den fazla şehirde faaliyet gösterdiğimiz küresel ağımız sayesinde, bireylerin ve şehirlerin ihtiyaçlarını çok iyi anlıyoruz. İnsanların özel araç sahipliğini paylaşımlı veya elektrikli mobilite seçenekleriyle değiştirmelerine yardımcı olarak, trafik sıkışıklığını ve çevre kirliliğini azaltmaya kararlıyız. Örneğin, Londra’da Uber’i kullanarak araba, tren, otobüs, bisiklet ve hatta tekneyle seyahat edebilirsiniz. Ayrıca şehirleri turistler için daha erişilebilir hale getirmeye ve yerel ekonomileri canlandırmaya kararlıyız. Katar Dünya Kupası sırasında, turnuva boyunca 2,5 milyondan fazla insanın taşınmasına yardımcı olduk. Platformumuz, ihtiyaç duydukları zamanlarda şehirlere yardım etmek için de var. Türkiye’yi vuran yıkıcı depremin ardından ekiplerimizi, teknolojimizi ve uygulamamızı yerel yardım kuruluşlarının ve STK’ların sahadaki çabalarına destek olmak için seferber ettik.
LONDRA, UBER’İN DÜNYA ÇAPINDA EN YEŞİL ŞEHRİ
Dünyada bu anlamda gelişen öne çıkan bölgeler, kentler, öncü ülkeler kimler olacak? Bu konuda kimler daha hazır… Türkiye bu açıdan hangi noktada yer alıyor? Nasıl bir ulaşım yapısından bahsedebiliriz?
Dünyada, altyapı ve düzenlemeler açısından daha gelişmiş bölgeler var ve bu bölgeler daha fazla fırsatı daha hızlı şekilde sunabiliyor. Şu anda ABD’de birçok yenilikçi ortaklıklar üzerine çalışıyoruz. Örneğin, Waymo ile iş birliğimiz çerçevesinde Phoenix şehrinde Uber kullanıcıları otonom bir araç çağırarak A noktasından B noktasına gitmek üzere Uber uygulamasını kullanabilirler. Örneğin Londra’da, 2025 yılına kadar sıfır emisyonlu bir platform olmayı taahhüt ettik, sürücülerin elektrikli araç dönüşümlerine yardımcı olmak ve daha çevreci mobilite hizmetleri sunabilmek için milyonlarca dolar yatırım yaptık. Sonuç olarak Londra, Uber’in dünya çapında en yeşil şehri oldu. Buna ek olarak geçen yıl, Uber’i Suudi Arabistan Demiryolları web sitesine ve uygulamasına entegre ettik. Dünyada bir ilk olan bu iş birliğiyle yolcuların Suudi Arabistan’daki altı şehirde tren bileti satın alırken gidiş ve dönüş için rezervasyon yapabilmelerine olanak tanıdık.
Türkiye’nin geleceğine yatırım yapmaya kararlıyız
Uber için Türkiye’nin yeri ve potansiyeli konusunda neler düşünüyorsunuz? Türkiye ve bölgedeki gelecek için UBER nasıl bir yol izleyecek? Türkiye burada nasıl bir rol oynayabilir? Türkiye’ye turizme, ekonomiye katkı olarak UBER ve benzeri sistemlerin katkısının ne olduğunu düşünüyorsunuz?
Türkiye, Uber için küresel çapta en hızlı büyüyen pazarlardan biri. Uygulamayı 6,8 milyondan fazla kişi indirdi ve 158’den fazla ülkeden gelen ziyaretçiler bu büyüleyici ülkede dolaşmak için Uber’i kullandı. Hatta geçen yıl Kapadokya’da dünyanın ilk sıcak hava balon turunu gerçekleştirdik, biletler birkaç gün içinde tükendi. Türkiye, Uber için sadece bu bölgenin değil, dünyanın en önemli pazarlarından biri olma potansiyeline sahip. İstanbul, 16 milyonluk nüfusuyla Uber’in Londra, New York ve Mexico City gibi dünya çapındaki en büyük şehirlerinden bazılarıyla aynı seviyede. Nüfusu 1 milyon ve üzerinde olan 20’den fazla şehir var. Ayrıca Türkiye, Uber’in en büyük 5 ülkesinden daha fazla turist çekiyor. Bu yüzden Türkiye’nin geleceğine yatırım yapmaya kararlıyız. Taksilerin daha fazla müşteriye erişmesine ve işlerini büyütmesine yardımcı olmak için teknolojimizi kullanarak yerel taksi sürücüleriyle ortaklık kurmak Uber’in Türkiye’deki önceliği. Hem Türkiye’de yaşayanlar hem de ziyaretçiler için mobilite seçeneklerinin iyileştirilmesine yardımcı olmak için çalışmaya devam edeceğiz.