Sanal avatarlarımız mı ödüllendirilecek?

Şirketlerin çalışanlarına teşekkür etmelerine aracılık ederek bir anlamda ‘sadakat’i sağlıyor, Momento. “Sadakat samimi ilişkiler kurabilmekten geçiyor” diyen firmanın kurucusu Zeynep Dağlı Kastro ile ‘geleceğin sadakati’ni konuştuk. 

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Sanal avatarlarımız mı ödüllendirilecek?

 Doğan Selçuk ÖZTÜRK

Momento’nun misyonu ile başlayabilir miyiz?

Aslında Momento’da biz hem başarıyı hem de hayatı kutluyoruz. Çalışan ödüllendirmesi ve sadakat konularına baktığımız zaman temel bazı kriterler var. Şirket olarak samimi değilseniz sadakat bekleme şansınız da olmaz. Ödüllendirme sistemlerindeki paradoks nedir? ‘Para verelim, prim verelim, ondan sonra insanların sadakati oluşsun’; bu mümkün değil. Para olmadan da sadakat yaratamıyorsunuz ancak günün sonunda sadakat samimi ilişkiler kurabilmekten geçiyor. Bu nedenle de çalışanları kutladığımız bir samimiyet ortamını kurmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda kurulduğumuz günden bu yana 650’den fazla şirketin 500 binin üzerinde çalışanına teşekkürüne aracılık ettik. 

Bir çalışanın ortalama kıdemi 1960’larda 12 sene, 2000’lerde 4 sene kadarken, günümüzde bu rakam 2,5 yıla kadar düşmüş bulunuyor. Bu noktada çalışan sadakatinin temelinde ne yatıyor?

Araştırmalar ödüllendirme sistemlerinin hem mevcut yetenekleri elde tutma noktasında hem de yeni yetenekleri çekme noktasında etkili bir yol olduğunu gösteriyor. Araştırmalara göre çalışanların yüzde 75’e yakını iş yeri tercihlerinde takdir ve ödüllendirme sistemlerinin belirleyici bir unsur olduğunu ifade ediyor. Ancak ödüllendirme sistemlerini kurgularken dikkat edilmesi gereken noktalar var. Örneğin; siz bir çalışanın sadakatini isterken “şu başarıyı elde ettin, al sana 10 prim derseniz”, o kişi o zaman “yarısını yaparsam 5 alırım” diye düşünür, o zaman da beraber çalışma ruhunu yakalayamamış olursunuz. 10 prim değil de onu çok istediği Antalya’daki bir tatil köyüne gönderirseniz, o zaman bambaşka bir ilişki ve sadakat süreci yaratırsınız. Herkese mavi kravat hediye etmek yerine, çalışanların ödüllerini kendilerinin seçebilecekleri bizim gibi bir platformla çalışırsanız onların tercihlerine de saygı duymuş olursunuz. Ödüllendirmenin temelinde o kişiyi tanımak, ödülleri kişiselleştirmek ve çalışanı tercihlerinde özgür kılmak yatıyor. 

Momento olarak hangi teknolojileri kullanıyorsunuz?

Bizler en başından beri dijital çözümlere odaklandık ve dijital çözümler sunarak sektörde çıtayı biraz daha yükselttik. Henüz hibrit çalışma düzenine geçmeden önce dahi web veya mobil tabanlı uygulamalar üzerinden yöneticilerin çalışanlarını anında ödüllendirebildiği sistemleri geliştiriyorduk ve bunları insan kaynaklarının hizmetine sunuyorduk. HRTech ile FinTech’i birleştirerek hareket ediyoruz. Örneğin şirket diyor ki, “çalışanıma ayakkabı yardımında bulunacağım, satış primi olarak bunu vermek istiyorum.” Bunu geleneksel finans sistemleri aracılığıyla yaptığımız zaman zorlanıyoruz ve kısıtlanıyoruz. O nedenle FinTech tarafında üye işyerleriyle çalışanları ve şirketlerin ihtiyaçlarını üçlü bir kazan-kazan-kazan ilişkisinde tutabildiğimiz bir sistem yaratıyoruz. Amacımız da çalışan için özgürlük, kolaylık ve hız. 

Hibrit çalışma sizin çalışma modelinizi nasıl etkiledi?

Pandemi ile birlikte artan hibrit çalışma tarzıyla firmalar mobilya yardımı diye yeni bir kategori oluşturmamızı sağladı. Artık şirketler çalışanlarının evlerinin de bir parçası olmaya başladıkları için masa, sandalye, internet paketi, telefon paketi gibi destekler sunuyorlar. Bunları da seçim hakkı vererek yapmak istiyorlar. Çalışanlar sistemimiz üzerinden “bana masa lazım değil ama telefon lazım” diyerek seçim yapabiliyorlar. Bununla beraber, ödül aldığımız bir ürünümüz var, Dijital Erzak. Pandemiyle ve hibrit çalışma dönemiyle beraber hayatımıza girdi. Birçok şirket Ramazan ayında, Kurban Bayramı’nda erzak yardımında bulunur ancak pandemi sürecinde fiziksel erzak paketlerinin dağıtılması mümkün olamadı. Biz bu noktada Dijital Erzak adını verdiğimiz bir projeyi hayata geçirdik ve bu çok ilgi gördü. Çalışanın kendisine gelen dijital bir kodla anlaşmalı marketlerden istediği ürünleri alabildiği bir sistem oldu.

Hibrit çalışma ile ekibe yeni katılan kişilerin uyum süreci dolayısıyla ekip ruhunun oluşturulması kritik bir öneme sahip. Bu noktada, ekip ruhunun dijitalde kurulmasının zorlukları ortaya çıkınca bizim gibi araçlar, yani “buradayım, seni görüyorum, teşekkür ederim, şu kadar puanı şu şekilde kullanabilirsin, ofiste değiliz ama erzağını da düşündüm, doğum gününmüş, kutluyorum” demek önemli hale geldi. 

Yapay zekanın İK’sı…

Gelecek sizin için neleri beraberinde getiriyor?

Eskiden bir opsiyondu ödüllendirme, artık tüm dünyada tüm şirketler için bir zorunluluk. QR kod ile ödeme uzun süredir verdiğimiz bir hizmet, yakın zamanda bunu tüm Türkiye’de kullanır kılacağız. Dolayısıyla tek cihazda, yani telefonunuzda, başkaca kart/çek/kod taşımadan tüm ülke genelinde ödülünüzden faydalanabileceksiniz. Ancak soruya daha da geniş yaklaşırsam, şimdi sosyal medyada personalar var. Artık sosyal medyada da o kişiyi ödüllendirme ve çevresine bu başarısının takdir edildiğini göstermek durumundasınız. Bu tabii sanal avatarların ödüllendirilmesi noktalarına kadar gidebilir. Belki çok da uzak olmayan bir gelecekte robotların, yapay zekânın İK’sı gelecek karşımıza. Belki de insan kaynaklarının adı, zekâ kaynakları olarak değişecek. Bu gelişmeleri de hep beraber izleyip deneyimlemek için heyecan duyuyorum.

Şirket Haberleri