SAHA İstanbul'dan ‘Anadolu' açılımı
Avrupa'nın en büyük ikinci kümelenmesi konumunda olan SAHA İstanbul, Anadolu'da atağa geçiyor. Ankara'nın ardından Gaziantep ofisi de açıldı. Yerli üretime odaklanan savunma sanayicileri, ithalatı minimuma indirmeyi hedefliyor.
HASAN KUŞ/İSTANBUL
Savunma sanayi, adım adım tüm Türkiye’ye yayılıyor. SAHA İstanbul Genel Sekreteri İlhami Keleş, “Kısa süre önce imzaladığımız Gaziantep Savunma Sanayi Geliştirme İşbirliği protokolü kapsamında SAHA İstanbul ve GSO; savunma sanayii, sivil havacılık ve uzay sektöründe yerlilik oranının yükseltilmesine yönelik birlikte çalışmalar yürütecek” dedi.
İstanbul Ticaret Odası (İTO), Sanayi İhtisas Komitesi'nde 27 kurucu üye ile 2015 yılında kurulan SAHA İstanbul, bugün itibarıyla Türkiye’nin her bölgesinden 505 firmasıyla Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın ikinci büyük kümelenmesi konumunda. Üniversite, kamu ve özel sektörler arasında güçlü bir network ağının kurucusu olduklarını ifade eden Keleş, “SAHA İstanbul sayesinde artık Türkiye’nin pek çok şehrinde savunma sanayine yönelik üretim gerçekleştirildiğini, yurtdışından ithal edilen alt sistem bileşenlerinin Türkiye’de üretilebildiğini vurguladı. Keleş “Artık savunma sanayi adım adım tüm Türkiye’ye yayılıyor” dedi.
“Ankara algısı SAHA İstanbul ile kırıldı”
Savunma sanayi firmalarının ve kamu kurumlarının Ankara’da bulunması dolayısıyla uzun yıllar savunma sanayinin Ankara ile birlikte anıldığını kaydeden İlhami Keleş, ancak SAHA İstanbul’un kuruluşu ve beş yıl içinde gerçekleştirdiği projeler ve hedefler ile bu algının tamamen değiştiğini söyledi. SAHA İstanbul kurulmadan önce Ankara’daki savunma sanayinin dışarıya kapalı bir yapıya sahip olduğunu vurgulayan Keleş, “SAHA İstanbul amaçlarından biri de Marmara Bölgesi’ndeki sanayinin üretim potansiyelin savunma sanayine entegre etmekti. Geride bıraktığımız beş yıla baktığımızda bugün her bölgeden 505 firmayla Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın ikinci büyük kümelenmesi konumundayız” diye konuştu.
Savunmaya yeni oyuncular giriyor
Yerlilik oranının yükselmesinde, sisteme olabildiğince çok yerli firmanın entegre edilmesinin kilit rol oynadığını dile getiren İlhami Keleş, “SAHA İstanbul, savunma sanayi dışında üretim yapan firmaların üretim gücünü savunma sanayine kanalize ederek yerli üretimin atışına katkı sağladı. Artık yüzlerce firmamız savunma sanayine yönelik üretim yapıyor. Ana yüklenici firmalarımız, geçmişte yurtdışından satın aldıkları pek çok alt sistem bileşenini yurtiçindeki firmalara yaptırabiliyorlar” dedi.
6 yeni UR-GE programı başlatılacak
İlhami Keleş, bu yıl SSB, MSB, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, askeri kurum ve kuruluşlarla 10 yeni proje geliştirmeyi planladıklarını söyledi. Ayrıca SAHA EXPO Fuarı ile koordineli olarak 09-13 Kasım 2020 tarihlerinde de SAHA EXPO Sanal Fuarı’nı gerçekleştirecekleri bilgisini veren Keleş, “Kümemiz bünyesindeki mevcut 2 adet UR-GE (Uluslararası Rekabeti Geliştirme ve Destekleme Programı) projesine ilave olarak makina, malzeme, elektrik / elektronik ve yazılım alanlarında toplam 6 yeni UR-GE programı daha başlatacağız. Bu UR-GE programları kapsamında üyelerimizin ürünlerinin ihraç edilebileceği hedef ülkeleri belirleyerek, bu ülkelerde sektörel raporlar satın alacağız. Yurtdışı alım heyetleri koordine edeceğiz, üyelerimizle o ülkelere B2B görüşmeler yapmak üzere iş gezileri planlayacağız” şeklinde konuştu.
Keleş, benzer şekilde üyelerin uluslararası alanda rekabet gücünü artırmak adına ERP, CRM, AS 9100 gibi altyapı yatırımlarının UR-GE tarafından desteklenmesini sağlayacaklarını ifade etti.
Hava Savunma Lazer Sistemi hamlesi
SAHA İstanbul tarafından hayata geçirilen Türkiye’nin dünya ile eşzamanlı olarak lazer silahları üretmesini sağlayacak çalışmayı hatırlatan Keleş, ASELSAN, ROKETSAN, TÜBİTAK BİLGEM, ERMAKSAN, SAVER ve Gebze Teknik Üniversitesi’nin yer aldığı konsorsiyumun hedefinin havadan yere atılan mühimmat ile top, havan ve roketlere karşı Hava Savunma Lazer Sistemi’nin geliştirilmesi olduğunu söyledi. Projenin imza töreni geçtiğimiz yıl İDEF’19 ‘da gerçekleştirilmişti.
SAHA İstanbul, gerçekleştirdiği eğitim programlarıyla da sektöre önemli katkılar sağlıyor. Keleş, SAHA İstanbul ve TÜBİTAK TÜSSİDE işbirliği ile savunma, havacılık ve uzay sektöründe faaliyet gösteren firmalara özel hazırlanan Yöneticilik Gelişim Programı’nın bu eğitimlerden biri olduğunu söyledi.
Yerlileştirme çalışmalarında öne çıkan 5 alan
1. Lazer silah teknolojileri
2. Elektromanyetikfırlatma sistemleri
3. Hipersonik hızlarda uçabilen uzun menzilli füzeler
4. Yapay zeka destekli insansız kara hava deniz sistemleri
5. İnsanlı ve insansız muharebe araç ve silahlarının, elektronik harp sistemleri destekli olarak, müşterek komuta kontrol sistemleri ile senkron kullanımını sağlayacak muharebe sahası bilişim network'ü.
Pandemi, biyogüvenlik ve siber güvenliği savunmanın merkezine taşıdı
Pandeminin hızla dijitalleşen dünyada biyogüvenlik ve siber güvenlik konusunu savunma sanayinin merkezine taşıdığına işaret eden İlhami Keleş, artık siber güvenliğin her zamankinden daha önemli olacağını söyledi. Yeni güvenlik parametrelerinin ortaya çıkmasına neden olan pandeminin savunma sanayinin kapsamını da genişlettiğini ifade eden Keleş, "Yeni normale geçmiş olsak da artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bu süreç kendi tehditlerini ve risklerini yarattı. Artık yerli üretim çok daha önemli. Önümüzdeki süreçte savunma sanayii, değişen güvenlik parametrelerini de kapsayacak şekilde milli teknolojilere daha da ağırlık vererek gelişimini sürdürecek. Bu alandaki değişen parametrelere uyum sağlayacak sistemleri ve ürünleri geliştirmek Türkiye savunma sanayinin de öncelikli hedefleri arasında yer alacak” dedi.