Rika İnşaat, makine yatırımıyla büyümesini sürdürüyor

ALİ ŞAHİN/BURSA
Kentsel ve kırsal alanları geliştirmek, modern yaşam alanları oluşturmak ve geleceğin ihtiyaçlarına yönelik çözümler üretmek amacıyla faaliyetlerine devam eden Rika İnşaat, hafif çelik yapılar alanındaki ağırlığını artırırken yaptığı rollform makinesi yatırımı ile üretici kimliğine de büründü. Teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek sektördeki gelişmelere yön vermek istediklerini belirten Rika İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Yılmaz, “Projeye uygun olarak betonarme yapılar hayata geçirsek de uzmanlığımız hafif çelik evler üzerine. Bu alanda 5 yıllık bir tecrübemiz bulunuyor ki bu süre sektör adına bir hayli uzun olarak kabul edilebilir” dedi.
Geçen yıla oranla ciroyu %100 artırma hedeflerine henüz ulaşamadıklarını ancak büyüme ivmesini koruduklarını söyleyen Yılmaz, “Kazancımızı işimize yatırarak sürdürülebilir bir büyüme hedefliyoruz. Bu sebeple projelerde elimizi güçlendirmek adına yıl içinde bir tesis yatırımını hayata geçirdik. Toplam 1500 metrekarelik bir tesis kurarak rollform makinesi yatırımı yaptık. Bu sayede ihtiyacımız olan üretimleri ham sac üzerinden kendimiz üretebilir hale geldik. Hem projelerdeki esneklik hem de maliyet avantajı olarak bu tesisin büyümemize pozitif katkı sunacağını planlıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Binalarımızın statik analizini yapıyoruz”

Proje teslim sürelerinde termin konusunu önemsediklerini ve sektörde sıkça kullanılan taşeron sistemi yerine kendi bünyelerinde yer alan personel ile üretim ve inşaat süreçlerini gerçekleştirdiklerini vurgulayan Yılmaz, “Uzun yıllardır aynı ekiple çalışıyoruz. Bu sayede hem kalitemizi hem de güvenilir imajımızı koruyoruz” dedi.
Hafif çelik evlerin yapısı gereği deprem durumlarında da hasarı minimum hissedecek biçimde tasarlandığını ve kaynak yerine vidalama tekniği ile bütün duvarlara taşıyıcı özelliği kazandırıldığının altını çizen Eyüp Yılmaz, “Bütün binalarımızın statik analizini yapıyoruz. Müşterilerden gelen taleplere uygun çözümler ile çelik yapı ile betonarme yapı arasında işin uzmanı dışında kimsenin anlayamayacağı estetik yapılar hayata geçirmeye özen gösteriyoruz” dedi.

“Son kullanıcı üreticinin vicdanı ile başbaşa”

Çelik yapı imalatları konusunda en büyük problemin şirket devamlılığı olduğunu ve bu durumun sektör itibarını da zedelediğini belirten Yılmaz, “Bugün birçok yerde mağduriyetlerin yaşandığını ne yazık ki görüyoruz. Birçok kişinin yan iş olarak dahil olup sonra sektörden çekilmesi ne yazık ki birçok kişinin birikimlerini kaybetmesi ve istedikleri evlere kavuşamaması ile sonuçlandı. Bu da sektörü olumsuz etkiledi. İşimizi olması gerektiği gibi yaparken hem sektörde oluşan bu algıyı kırmaya hem de müşterilerimize güven duygusunu aşılamaya gayret ediyoruz” diye konuştu.
Yılmaz ayrıca Türkiye şartlarında bir projenin imalat maliyetinin belli olduğunu ancak art niyetli kişilerce daha düşük rakamlar ile son kullanıcının manipüle edildiğini vurgularken, “Sektörde yapılacak işlerin ortalama maliyeti hemen hemen belli. Ancak hem maliyetin altında hem de alternatif yöntemlerle son kullanıcıyla irtibata geçen sektör oyuncuları oluyor. Denetim mekanizmasının da tam anlamıyşa çalışmadığı bu yapılarda son kullanıcı üreticinin vicdanı ile başbaşa kalıyor. Bu da sektörde art niyet kullanımını açık hale getiriyor. Proje maliyetinin altında bu tarz anlaşmalarda ne yazık ki çok fazla kalite kaybı ve çeşitli farklı sorunlar gözlemlenebildiği için son kullanıcıdan bu konuda hassas davranmasını istiyoruz” dedi.
Hafif çelik yapıların dayanımlarının betonarme yapılar ile aynı olduğunu söyleyen Yılmaz, doğru projelendirilmiş yapıların görünüş itibarıyla betonarme binalardan ayırt edilemeyeceğini söyledi. Yılmaz maliyet açısından da hafif çelik evlerin betonarme yapılara oranla daha avantajlı olduğunun altını çizdi.