Plz Safety Belts, yeni tesisi ile kapasitesini katlayacak
Yeni tesis yatırımı ile büyümelerinin önündeki fiziksel engeli kaldırdıklarını söyleyen Plz Safety Belts Genel Müdürü Şükrü Kayaoğlu, “Bu tesis ile kapasitemizi 2 katına çıkarırken özellikle tekerlekli sandalye sabitleme sistemleri konusundaki ağırlığımızı artıracağız” dedi.
ALİ ŞAHİN/BURSA
Emniyet kemeri, tekerlekli sandalye sabitleme sistemleri ve askeri zırhlı araç 5 nokta harnesess kemer sistemleri üretimi konusunda uzmanlaşan Plz Safety Belts yeni tesisi ile üretimine güç kattı. Sektörde 10. yılı geride bıraktıklarını ve bu sürede istikrarlı bir büyüme sağladıklarını belirten Plz Safety Belts Genel Müdürü Şükrü Kayaoğlu, “Güvenlik açısından kritik parçalar ürettiğimizden daha temiz ve sessiz bir ortam sağlamak adına sanayi alanının dışına çıktık. Yeni tesisimiz 5 katlı ve toplamda 2 bin 100 metrekare alana sahip bir yapı. İlk 4 katı üretim ve çeşitli operasyonlar için kullanırken 5. katımızı sosyal faaliyet alanı olarak değerlendiriyoruz. Şu anda 25 kişilik bir ekibiz ve kadromuz her geçen gün genişlemeye devam ediyor. Yıllık 500 bin emniyet kemeri sistemi üretiyoruz. Bu rakam mevcut kapasitemizin yüzde 80’ine denk geliyor. Yeni üretim tesisimizin en büyük avantajı büyümek için önümüzdeki fiziki engelleri kaldırması oldu. Burada hem kapasite hem de personel anlamında 2 katına çıkarabiliriz. Tek vardiya çalıştığımızı da düşünürsek aslında kapasite artırımı için önemli bir adım attık. Yeni tesis ile birlikte makine ve teçhizat anlamındaki yatırımlarımızı da sürdürüyoruz. Sektördeki teknoloji ve üretim modellerini yakından takip ediyoruz. Pazar hızla gelişiyor. Biz de bu sebeple ürün geliştirme için yatırımlarımızı sürdüreceğiz” dedi.
“OEM’ler ile çalışıyoruz”
Üretimlerinin yüzde 65’ini halihazırda ihraç ettiklerini söyleyen Kayaoğlu, “Biz otobüs ve minibüs grubunun ihtiyaç duyduğu emniyet kemerlerinin yanı sıra, tekerlerkli sandalye sabitleme sistemleri ve savunma sanayisinde personel taşıyıcı araçlarda kullanılan kemer sistemlerini üretiyoruz. Savunma sanayisi tarafında yaptığımız üretim önemli bir ithal ikame oluşturdu. Bu anlamda ekonomimize de katkı sunmuş olduk. Ayrıca tekerlekli sandalye ile hayatına devam etmek zorunda olan insanların güvenli seyahat edebilmesi için kullanılan ve her geçen gün yasal mevzuatlarla önemi artan tekerlekli sandalye sabitleme sistemleri konusunda dünyadaki sayılı üreticiler arasındayız. Türkiye’nin yanı sıra Almanya, Fransa, İspanya, Portekiz, Hollanda ve Danimarka’ya ürün gönderiyoruz. Buralarda direk OEM’ler ile çalışıyoruz. İhracatımızı artırmak için bu bölgedeki pazarlama faaliyetlerimize de bu yıl ağırlık vereceğiz. Fuar katılımlarımızı ve firma ziyaretlerimizi hızlandıracağız” diye konuştu.
Kilogram başına ortalama 26 dolarlık bir ihracat değeri ürettiklerini belirten Kayaoğlu, “Ürün grupları bazında baktığımızda bu rakam savunma sanayisi ve tekerlekli sandalye sabitleme sistemlerinde 100 dolara kadar çıkıyor. Üretimimizin yüzde 60’ını halihazırda otobüs, minibüs grubu oluştururken yüzde 15’i tekerlekli sandalye sabitleme sistemlerinde kalan kısmı da savunma sanayisi ve diğer alanlarda gerçekleşiyor. Ekibimizi güçlendirerek kapasitemizi artırmayı planladık. Bunu yaparken de özellikle son dönemdeki yasal düzenlemeleri ve yarattığı katma değeri göz önüne alarak tekerlekli sandalye sistemleri üzerindeki payımızı artırmayı kendimize hedef olarak belirledik” ifadelerini kullandı.
“İthalatın önüne geçilmeli”
Son dönemde Avrupa’da milliyetçilik akımlarının ticareti şekillendirdiğini söyleyen Şükrü Kayaoğlu, “Avrupa’nın birçok noktasında yerli ürün talebi artıyor. Bu sebeple Avusturya veya Almanya öncelikli olmak üzere orada bir atölye açma planımız bulunuyor. Fizibilite çalışmalarına başladığımız projede bir depo ve atölye kurmak istiyoruz. Bununla birlikte Türkiye’de de bu durumun bir hükümet politikası ile desteklenmesi gerekli. Türkiye’de birçok firma ile çalışıyoruz ama fiyat odaklı çalışmalar sebebiyle birçok projede Çin’den yapılan ithalat ile yarışmamız gerekiyor. Bu da sektörü olumsuz anlamda etkiliyor. Bu kapsamda yerli olarak üretilen ürünlerin kullanılmasının teşviki ve üreticilerin desteklenmesi adına gerekli politikaların hayata geçirilmesi gerekiyor. Bu yöndeki adımlar bizim gibi firmaların daha hızlı gelişmesi ile sonuçlanacaktır. Akabinde de hem ithalat bağımlılığı azalacak hem de ihracat ile ülkeye sunulan katma değer yükselecektir” diye konuştu.