Mercedes-Benz’den İstanbul Müzik Festivali’ne 37 yıldır kesintisiz destek
Türkiye’nin en köklü ve en büyük klasik müzik festivali olarak tanımlanan İstanbul Müzik Festivali’nin 52’ncisi, 12 Haziran tarihine kadar müzikseverlerle buluşacak. Mercedes-Benz, İstanbul Müzik Festivali’ne 37 yıldır kesintisiz sunduğu destek ile bu hizmet alanında ayrıcalıklı bir duruş sergiliyor.
Türkiye’nin en köklü ve en büyük klasik müzik festivali olarak tanımlanan İstanbul Müzik Festivali’nin 52’ncisi, 12 Haziran tarihine kadar müzikseverlerle buluşacak. Mercedes-Benz, İstanbul Müzik Festivali’ne 37 yıldır kesintisiz sunduğu destek ile bu hizmet alanında ayrıcalıklı bir duruş sergiliyor. Mercedes-Benz Otomotiv İcra Kurulu Bakanı Şükrü Bekdikhan, “Kültür ve sanatın yaşamımıza kattığı değeri anlamak ve desteklemek, Mercedes-Benz’in kurumsal misyonunun ayrılmaz bir parçası. Başta genç kuşaklar olmak üzere her yaştan dinleyicileri klasik müzikle tanıştırarak festivalin etkisini genişletmeyi hedefliyoruz” diyor. Şükrü Bekdikhan, görüşlerini şu şekilde paylaştı:
Mercedes-Benz, bu yıl 52’ncisi düzenlenen İstanbul Müzik Festivali’ni 37 yıldır destekliyor. Uzun yıllardır devam eden bu desteğin arkasındaki temel motivasyon nedir?
Ülkemizde nitelikli sanat etkinliklerinin kalitesinden ödün vermeden sürdürülebilmesi için uzun soluklu desteklerin büyük önem taşıdığına inanıyoruz. Mercedes-Benz olarak bu bakımdan Türkiye’nin en sürdürülebilir, köklü ve saygın etkinliklerinden biri olan, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen İstanbul Müzik Festivali'ni 37 yıldır destekliyoruz. Sürdürülebilirlik değerlerimizle örtüşen bu uzun soluklu desteğin arkasındaki temel motivasyonumuz, kültür ve sanatın evrenselliğini ve erişilebilirliğini artırmaya yönelik kararlılığımızdan geliyor. Sanatın insanları bir araya getiren, duyguları ve düşünceleri ifade etmenin güçlü bir aracı olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle, dünyanın dört bir yanından seçkin orkestraları ve yetenekli solistleri ağırlayan İstanbul Müzik Festivali gibi önemli etkinlikleri destekleyerek, sanatseverleri dünya çapında ünlü müzisyenlerle bir araya getirmeyi ve onlara unutulmaz müzik deneyimleri yaşatmayı amaçlıyoruz. Kültür ve sanatın yaşamımıza kattığı değeri anlamak ve desteklemek, Mercedes-Benz’in kurumsal misyonunun ayrılmaz bir parçası. Bu nedenle, bu şahane organizasyonun gelecek yıllarda da destekçisi olmaya ve sanatın daha da geniş kitlelere ulaşmasına katkı sağlamaya devam edeceğiz.
Kültür ve sanatın gelişimine sağladığınız katkılar, Mercedes-Benz'in marka değeri ve kurumsal misyonuyla nasıl örtüşüyor?
Mercedes-Benz’in kültür ve sanata verdiği destek, marka değeri ve kurumsal misyonuyla mükemmel bir uyum içinde. Sadece bir otomotiv şirketi değil, aynı zamanda sosyal duyarlılığı yüksek, dünyaya ve içinde bulunduğu topluma olan sorumluluğunun farkında olan, topluma değer katmayı ve yaşamları zenginleştirmeyi hedefleyen bir marka olarak öne çıkıyoruz. Diğer yandan nitelikli sanat etkinliklerinin ve yetenekli sanatçıların desteklenmesi, markamızın sofistike ve entelektüel yanını da temsil ediyor. Sürdürülebilirlik ilkelerimizle de uyumlu bir şekilde uzun yıllardır devam eden İstanbul Müzik Festivali desteğimizle kültür ve sanatın yayılmasına ve erişilebilirliğinin artırılmasına katkıda bulunmaya devam edeceğiz.
Bugüne kadar İstanbul Müzik Festivali kapsamında hangi etkinliklere destek verdiniz?
Mercedes-Benz olarak, bu uzun ve güzel yolculuğun hem dinleyicisi hem de destekçi olarak yer almaktan daima mutluluk duyduk. İstanbul Müzik Festivali klasiklerinden Mozart’ın ’Saraydan Kız Kaçırma’ operasının gösteri sponsorluğunu üstlenerek başlayan serüvenimiz, festivalin seçkin gösterileriyle devam ediyor. Geçtiğimiz yıl Mercedes-Benz’in katkılarıyla müzikseverler, uzun yıllardır heyecanla bekledikleri Alman keman virtüözü Anne-Sophie Mutter’e yeniden kavuştu. Mutter, kendi kurduğu Mutter’s Virtuosi grubu eşliğinde Vivaldi, Bach, André Previn ve Josephe Bologne’un eserlerini seslendirerek dinleyicilere unutulmaz bir keman ziyafeti yaşattı. Yenilikçi programlar üretmesi ve aynı zamanda şefsiz müzik icrasıyla uzmanlaşan Anastasia Kobekina da Mercedes-Benz’in katkılarıyla Amsterdam Sinfonietta ile İstanbul Müzik Festivali'nde sahne aldı. Ünlü dönem çalgıları orkestrası Wiener Akademie, çağın önde gelen şancılarından Thomas Hampson ve başarılı kemancı Benjamin Schmid ile birlikte Beethoven’a övgü niteliğinde çok özel bir konserle “çevirimiçi” olarak dinleyicilerle bir araya geldi.
Ayrıca festivalin yıllardır büyük bir beğeniyle takip edilen ve İstanbul’un parklarını müzikle buluşturan Hafta Sonu Klasikleri, Mercedes-Benz’in gösteri sponsorluğunda Fenerbahçe Parkı ve Yıldız Parkı gibi açık hava mekanlarında izleyicilerle ücretsiz olarak buluşmaya devam ediyor.
Bu yılki İstanbul Müzik Festivali'nde Yüksek Katkıda Bulunan Gösteri Sponsoru olarak hangi etkinliklere destek veriyorsunuz?
Bu yıl, dünyanın en iyi orkestralarından biri kabul edilen Budapeşte Festival Orkestrası ve usta piyanist Francesco Piemontesi, 3 Haziran’da gösteri sponsorluğumuzla müzikseverlerle buluşuyor. Budapeşte Festival Orkestrası’nın etkileyici performansı ve Francesco Piemontesi’nin özgün yorumlarıyla Johannes Brahms’ın eserlerinin dinleyicilerden tam not alacağından şüphe yok. Günümüzün en vizyoner şeflerinden Iván Fischer’in yönetimindeki konser, özellikle klasik müzik tutkunlarına unutulmaz bir deneyim yaşatacak.
Bu yıl da sponsoru olduğumuz Hafta Sonu Klasikleri kapsamında ise Hollandalı acapella korosu MAZE Voices 25 Mayıs’ta Fenerbahçe Parkı’nda, klasik müziği cazla buluşturan The Preda Brothers ve Avusturyalı şan-piyano ikilisi Mina Mas, 2 Haziran’da Yıldız Parkı’nda sahne alacak.
İstanbul Müzik Festivali'nin sanatseverlere ve topluma sağladığı değeri nasıl değerlendiriyorsunuz ve bu değeri artırmak için ileriye dönük neler planlıyorsunuz?
Mercedes-Benz olarak İstanbul Müzik Festivali'nin sanatseverlere ve topluma sağladığı değeri oldukça önemsiyoruz. Festival, klasik müziği sevdirmenin yanı sıra kültürel etkileşimi ve toplumsal birlikteliği de teşvik ediyor. Bu, insanların farklı kültürleri ve müzik türlerini keşfetmelerini ve müzik aracılığıyla bir araya gelmesini sağlayarak sosyal bağların kuvvetlenmesine katkı sağlıyor. Önümüzdeki dönemlerde de İstanbul Müzik Festivali’nin sağladığı bu değeri artırmak ve daha geniş kitlelere ulaştırmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Başta genç kuşaklar olmak üzere her yaştan dinleyicileri klasik müzikle tanıştırarak festivalin etkisini genişletmeyi hedefliyoruz.