Markalaşmaya odaklanan Aroma, 81 ile yayıldı

Esra Özarfat
BURSA - Meyve suyundan, doğal kaynak suyuna 9 farklı kategoride 150 çeşit ürünü pazara sunan Aroma, yılda 125 bin ton meyve işleyerek günlük 700 bin litre meyve suyu üretiyor. 2022 yılında Türkiye genelinde 81 ile bayi ağıyla nüfuz etme stratejisini başarıyla tamamladıklarını belirten Aroma Genel Müdürü Sefer Kılınç, Ar-Ge’sini tamamladıkları yeni ürünleri de ilk kez DÜNYA’nın Bursa Bölge Temsilcisi Ömer Faruk Çiftçi ile paylaştı. İç pazarda Türkiye geneline yayılma stratejilerini tamamladıklarını, üretimde de private label oranını azaltarak Aroma markalı üretimi artırdıklarını anlatan Kılınç, “Türkiye’nin her yerinde varız. Güzel tepkiler almaya başladık. Türkiye’ye yayılmanın yanı sıra kategorilerimizi de oturtturduk. Yüzde 100, nektar, meyveli ve aromalı içeceklerde tüketici taleplerine cevap verebilecek durumdayız. Aroma bir kırılım yaşıyor. 10 yıllık stratejide Türkiye’de tekrar bir numaralı içecek firması olma yolunda ilerliyoruz. Her gittiğimiz ilde bayilerden ‘Bu zamana kadar neredeydiniz’ şeklinde tepkiler alıyoruz. Bu markanın ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Kendi markamız dışında yaptığımız private label üretimler vardı. Kapasite problemi yaşamamak için 2022 yılında private label üretimlerimizi yüzde 10 seviyesine düşürdük. Onun üzerinde kalan kısmı kendi markamıza yönlendirdik. 2023’te artık bizim daha büyük yatırım yapıp yapmamayı konuşmamız gerekiyor ve büyüme kararı alınması halinde yatırıma gitmemiz gerekiyor” dedi.

Turistlik ada ülkelerine Yüzde 100’lerle girdi

Ürün segmentini genişletmeye yönelik Ar-Ge çalışmalarının sürdüğünü belirten Kılınç, yakın zamanda farklı damak tatlarına hitap edecek sebze sularını pazara sunacaklarını duyurdu. Aroma yüzde 100 meyve suları ile Aroma Sa-de markası altında üretilen vitaminli fonksiyonel sulara ilginin arttığını kaydeden Sefer Kılınç, doğal kaynak suyunu, vitaminler ve doğal meyve aromaları ile zenginleştirdikleri Sa-de serisinde “Direnç”, “Enerji”, “Güzellik”, “Detoks”, “Sindirim” olmak üzere farklı ihtiyaçlara yönelik çeşitler bulunduğunu aktardı. 55 ülkeye ihracat yaptıklarını anlatan Kılınç, hedef pazarlarla ilgili şunları söyledi: “Hedef pazarlarımızı Avrupa’dan Afrika ve Uzakdoğu’ya kaydırmıştık. Pandemi nedeniyle yapılamayan fuarlara katılarak yoğun bir şekilde markamızı anlattığımız bir süreç yaşadık. Hedefimiz Uzakdoğu ile pazarımızı büyütmek ve Afrika’da daha yoğun hale gelmek. Avrupa önemli bir Pazar ama özellikle etnik pazarda çok fazla rekabet var. Afrika fiyat endeksli bir pazar ama her pozisyondan ürünü gönderebiliyoruz. Daha rekabet edilebilir bir pazar. Onların marketlerinde yer alıyoruz. Özellikle de turistlik ada ülkelerinde yüzde 100 ve diğer katma değerli ürünlerimizle yer alıyoruz. Japonya ile katma değerli ürünlerde uzun süredir çalışıyoruz.”

Sektörde ithalat tehlikesi

Girdi maliyetlerindeki artışların öngörülebilir olmaktan uzak olduğuna, bunun da uzun vadeli strateji yapılmasını zorlaştırdığına dikkat çeken Sefer Kılınç, sektördeki ithalat tehlikesine vurgu yaptı. Kılınç şunları söyledi: “Geçen yıl 3 lira olan kayısı 13 liraya, vişne 20 liralara çıktı. Fiyatlar yükselmiş olsa da en azından ürüne ulaşabildik. 2023’te meyve yetiştiriciliğini etkileyecek kalemlerdeki girdi maliyetleri mahsulü de etkileyecek. Üreticinin bu maliyetlerle bu işi ne kadar verimli yapabileceğini bilmiyoruz. Meyve suyu sektörünün meyveye ulaşımı olmazsa yönünü ithalata dönecek. Bu bir alışkanlık haline gelirse meyve yetiştiriciliği tehlikeye girecek. Bu en büyük korkumuz. Öte yandan meyvesi az olan ürünlere doğru bir kayış da yaşanabilir. Bu da endişe verici. Tek isteğimiz üretimin devamı. 2023 senesinin tedarik anlamında 2022’den daha zor geçeceğini öngörüyoruz.” tedarik sürekliliği için enerji dar boğazı olmayan Hindistan, Çin gibi ülkelere yöneldiklerini ve bu sayede tedarikte sıkıntı yaşamadıklarını belirten Kılınç, ancak yaşanan belirsizliğin sektör için endişe verici olduğunu ifade etti.