Maritaş, rejeneratif pamuk tarlarını görücüye çıkardı
Sürdürülebilir ham madde tedariki için Harran Ovası’nda üniversite sanayi işbirliğiyle rejeneratif pamuk üretimine başlayan Maritaş Denim, yeni nesil tarlalarını görücüye çıkardı. Bitki gelişimi düşük gübreye rağmen mevsim normallerinde gerçekleştiği dikkat çekti.
Mehmet Nabi Batuk / Şanlıurfa
Maritaş Denim, bu yıl Harran Üniversitesi ve Gaziantep Üniversitesi iş birliğiyle start verdiği “Harvesting in Harran: Maritaş Denim’s Regenerative Cotton Journey” projesinin lansmanını gerçekleştirdi.
Rejeneratif tarımda üniversite - sanayi iş birliğinin ilk örneği olan ve TÜBİTAK desteği bulunan proje kapsamında Harran Ovası’nda yer alan Gılgamış Çiftliği’nde gerçekleştirilen pamuk ekiminde düşük gübreye rağmen bitki gelişiminin mevsim normallerine göre devam ettiği gözlendi. Son koleksiyonlarında inovasyon, döngüsellik ve sürdürülebilirliğe odaklanan firma, rejeneratif pamuk üretimiyle de Urfa pamuk üretiminde yeni döngüsel ekonomik sistemler oluşturmayı amaçlıyor. Maritaş Denim Genel Müdürü Fatih Kesim yaptığı açılış konuşmasında bölgedeki pamuk üretiminde yeni bir momentum yaratmayı amaçladıklarını söyledi. Rejeneratif tarım yönetiminin doğa ve insanlık adına çok önemli bir adım olduğunu vurgulayan Fatih Kesim, “İnanıyoruz ki başlattığımız rejeneratif pamuk üretimi toprağın ve doğanın özüne dönmesine önemli katkı sağlayacak. Projemiz kirletmeden üretebilen, doğayla uyumlu yaşayabilen nesillere dönüşte de bir rehber olacak. Sadece lokal değil global etki yaratacak bir hareketi başlattık. Denim endüstrisinde yer alan bizlerin sürdürülebilirlik perspektifinde pamuğa yaklaşımını güçlendirdik. Prosesi, kaynakları, üretimde yer alan kişileri ve alışkanlıkları yeniden gözden geçirip onarmak için fırsat sağlıyoruz” dedi.
Sürdürülebilir pamuk tedarik zinciri güçleniyor
Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Haliloğlu, Türkiye’deki pamuk üretiminin yüzde 45’nin Urfa’da gerçekleştirildiğini söyledi. Yoğun pamuk tarımı nedeniyle topraklarda taban taşı, hastalık ve zararlı yoğunluğunun artış gösterdiğinin altını çizen Doç. Dr. Hasan Haliloğlu, “Sorunlarla mücadelede rejeneratif tarım öne çıkmaya başladı. Bu yöntemde pamuktan önce ekilen bakliyat bitkileri ile havadaki azotu toprağa aktararak gübre kullanım oranlarının düşürülmesini sağlıyor. Projemizde de pamuk ekiminden önce mercimek ekimi yaparak hem toprağı doğal bir yöntemle besledik hem de mercimekte ithalatın azaltılmasına katkı sunduk. Temel amacımız tekstil sektöründe sürdürülebilir pamuk tedarik zincirini güçlendirmek ve gelecek nesillere daha sağlam bir toprak bırakmak” diye konuştu.
“Rejeneratif yöntemle pamukta eski kaliteyi 3 yılda yakalarız”
Pek sektörde pamuk lifinin öneminin her geçen gün arttığına dikkat çeken Gaziantep Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Güneşoğlu da şöyle konuştu: “Pamuk global bir metadır. Ancak pamukta üretimi artırma hedefimiz tarlarda ciddi bir kimyasal kirlilikle sonuçlandı. Türkiye’de tüketilen zirai ilaçların yüzde 20’si pamukta kullanılıyor. Pamukta sürdürülebilirliği sağlamak için rejeneratif tarıma yönelmemiz gerekiyor. Bu tarım sistemi ile birlikte hem ürün kalitemizi hem de lif oranlarını önümüzdeki 3 yılda daha sürdürülebilir seviyelere çekebiliriz. Ancak ülkemizde rejeneratif pamuk recycle pamukla karşılaştırılıyor. Bu doğru bir yaklaşım değil. Bu alanda doğru bir farkındalık oluşturmalıyız. Rejeneratif üretim ile ülkemizin pamuk sektörünün geleceği, çiftçilerimizin geleceği en önemlisi yeni nesillerimizin geleceği teminat altına alınır.”