İthalatta ürün güvenliği denetimleri dış ticaret açığını etkiliyor
İthalatçıların son dönemde ithal ettikleri ürünler ile ilgili gündemlerinin ilk sırasını ürün güvenliği denetimlerinin sıklığı ve yoğunluğu oluşturuyor.
İthalatçıların son dönemde ithal ettikleri ürünler ile ilgili gündemlerinin ilk sırasını ürün güvenliği denetimlerinin sıklığı ve yoğunluğu oluşturuyor. Ülkemize ithal edilen ürünlerin insan ve çevre sağlığı bakımından gerekli özelliklere sahip olup olmadığının ithalat aşamasında farklı kurumlar tarafından kontrol edilmesini ve belirli sertifikasyonların mevcudiyetini kapsayan süreçleri ifade eden ithalattaki ürün güvenliği süreçleri doğrudan ithalat hacmini ve dolaylı olarak da dış ticaret açığını etkiler içerikte olarak karşımıza çıkıyor. Ülke olarak dış ticaret açığı vermemizin sebeplerini, ithalattaki ürün güvenliği denetimlerine ilişkin süreçlerin ne olduğu ile etkilerini ASSET Global Logistic Integration Risk ve Yasal Uyum Koordinatörü Barış ÇAKIR ile konuştuk.
- Ülke olarak dış ticaret açığı vermemizin sebepleri nelerdir sizce?
Ülkemiz uzun yıllardır Gelişme Yolundaki Ülkeler liginde mücadele etmektedir. Teknolojik ve sanayi alanındaki gelişimi yeterli seviyeye ulaşmadığı ve Gelişmiş Ülkelerin gösterdiği ihracat performansını yakalayamadığımız için bir üst lige geçişimiz gerçekleşmemektedir. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu gelişmekte olan ülkeler genellikle emek yoğunluklu ürünler ve hammadde veya yarı mamul ürün ihraç ederken, ileri teknoloji içeren katma değeri yüksek ürünleri gelişmiş ülkelerden ithal etmektedirler. Fakat bu şekilde yapılan dış ticaret, gelişmekte olan ülkelerin aleyhine sonuçlar doğurmakta ve bu ülkelerin genellikle dış ticaret açığı vermesine neden olmaktadır.
Dış ticaret açığına neden olan pek çok ekonomik unsurun bulunduğunu söylemek mümkündür. Bu ekonomik unsurlar içinde döviz kuru hareketlerinden dolayı yatırımların azalması ve ithalatın daha cazip hale gelmesi, ihracatın ithalata bağımlılığı, katma değeri düşük ürün ihracatı, ileri teknoloji isteyen ürünlerin üretilememesinden dolayı ülkeye ait hammadde ve çeşitli kaynakların işlenmeden ihraç edilmesi gibi neden sayılabilir.
- 2023 yılı dış ticaret açığımız nedir? İthalat süreçlerinde ilgili kamu otoritelerince ürün güvenliği denetimlerinin içeriğinden biraz bahseder misiniz?
Ticaret Bakanlığından alınan 2023 yılı dış ticaret verilere göre; ihracat performansının ithalat performansımızı karşılayamadığı için yaklaşık 106 milyar dolar dış ticaret açığı oluşmuştur. Rakamlar üzerinden bakıldığında ve önceki yıllara göre kıyas yapıldığında ihracat performansının ithalat hacmi karşısında az da olsa iyileşme gösterdiği görülmektedir. 2024 yılının ilk çeyreklik dış ticaret performansı incelendiğinde yürütülen ithalat/ihracat denge politikasının genel mali sıkılaştırma politikasıyla eş güdümlü olarak hareket ettiği ve ithalatın düşüş eğiliminde olduğu görülecektir.
İthalat iştahının azaltılmasına yönelik çeşitli otoritelerce dönemsel olarak getirilen uygulamalar ile ithalat hızının düşmesi ve iç piyasaya olan arzın yükselmesi amaçlamaktadır. İthalatta Miktar Kısıtlaması, Ek ve Dengeleyici Vergi Uygulamaları, Kota ve Kontenjan Uygulamaları gibi ithalatı kısıtlayıcı birkaç önlem sayılabilir. Fakat son zamanlarda Ticaret Bakanlığı uhdesinde bulunan Ürün Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürlüğünce yürütülen Dış Ticarette Risk Esaslı Kontrol Sistemi (Tareks) ve CE İşareti Taşıması Gereken Bazı Ürünlerin İthalat Denetimi Tebliğleri ile ithalat süreçleri bir hayli yavaşlatılmıştır.
- İthal edilen eşya ile ilgili ürün güvenliğine ilişkin denetim süreçleri nasıl ilerlemektedir?
Serbest Dolaşıma Giriş İşlemlerinden önce bazı ürün grupları için talep edilen denetim süreci sistem üzerinden yapılan başvuru ile başlatılmaktadır. Başvuruların risk esasına göre fiziki denetime veya analize gönderilme durumları özellikle 2024 yılı itibariyle arttırılmış olup ortalama denetim sürelerinin 3/4 hafta sürdüğü tespit edilmiştir. Denetleyici kurum tarafından talep edilen ve mükelleflerin yurtdışı gönderici firmalardan talep ettiği declaration of conformity (uygunluk belgesi), test ve deney raporlarının yetersiz görülmesi veya emsal sayılma sürelerinin düşürülmesi mükellefler ile gönderici firmalar arasındaki ticari diyaloğu zedelemektedir.
- Ürün güvenliğine ilişkin ithalat aşamasında yapılan denetim süreçlerinin ürünlerin ithalat maliyetini etkilemesi söz konusu mudur?
Ticarete konu ürünlerin denetim süreci boyunca varış limanında bekletilmesi durumu ardiye, demuraj ve aktarma maliyetlerini yükseltmektedir. Denetim sonrasında iç piyasaya sevk edilen ürünlere bahse konu ilave maliyetler yansıtılmakta olup tüm bu süreçlerin sonucunda nihai tüketici bu ürünlere daha çok fiyat ödemekte bu durum da enflasyonist etki yaratmaktadır.
İthalatta denetim süreçleri ülkemiz ve vatandaşlarımız açısından oldukça önemli ve vazgeçilmezdir. Denetim süreçlerinin ithalatı dönemsel olarak azaltma/yavaşlatma etkisi mevcut olup sıkı denetim politikası ülkemizin aylık ve çeyreklik dış ticaret performansını rakamsal olarak etkilemektedir. Fakat genel değerlendirme içerisinde denetim sürelerinin kısaltılması ilave maliyetlerin önüne geçeceği gibi ihracat için gerekli hammadde ihtiyacının daha hızlı karşılanmasını sağlayacaktır. Kamu kurumlarımızın verimli ve hızlı denetim süreçlerini yönetmeleri için teknolojik alt yapılarında iyileşmelere ihtiyaç vardır. 500 milyar dolar ihracat hedefimize giderken ticaret hızının daha da artması dileğiyle…