ETOM Cloud, global bulut altyapı sağlayıcılara alternatif oldu

ETOM Cloud CEO'su Mehmet Kesiktaş, “Türkiye’de bir mühendislik şirketi yapay zeka ya da veri analizi gerektiren bir Ar-Ge faaliyeti yürütebilmek için Amerika’daki rakibi gibi sadece birkaç tıkla hizmet almaya başlayabilmeli." dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
 ETOM Cloud, global bulut altyapı sağlayıcılara alternatif oldu

Türkiye’de enerjiden eğitime, perakendeden turizme pek çok sektör dijital dönüşüme bulut teknolojilerini kullanarak entegre oluyor. İş süreç ve hedeflerinin teknolojinin desteğiyle yeniden tasarlandığı dijital dönüşüm projelerinin pandeminin etkisiyle daha da kaçınılmaz hale geldiği görülüyor. Ancak konunun uzmanları, ülkemizdeki sektör oyuncularının günümüz teknolojilerinden sonuna kadar faydalanabilme noktasında zorlandığına dikkat çekiyor. Yerli bulut sağlayıcısı ETOM Cloud’un CEO'su Mehmet Kesiktaş, “Türkiye’de bir mühendislik şirketi yapay zeka ya da veri analizi gerektiren bir Ar-Ge faaliyeti yürütebilmek için Amerika’daki rakibi gibi sadece birkaç tıkla hizmet almaya başlayabilmeli. İhtiyaç duyduğunda, bu hizmetin ana dilindeki doküman kütüphanesine ve destek hizmetlerine hızla ve kolayca ulaşabilmeli. Bu faaliyetleri için döviz üzerinden harcama yapmamalı ve en önemlisi bulut teknolojileri kullanarak hangi çıktıları elde edebileceği konusunda bilinçlendirilmeli.” açıklaması yaptı.

"Dijital dönüşüm sadece fiziksel işlerin dijital ortama taşınması olarak görülmemeli”

Türkiye'nin bulut teknolojilerine olan yaklaşımına ve güçlendirilmesi gereken kaslarına değinen Mehmet Kesiktaş, “Bulut teknolojileri, en basit tanımıyla aslında lego parçalarını oturup tek tek yapmak ve çalışır durumda tutmak değil, çeşitli hizmet modellerini ihtiyaç duyduğunuz teknoloji seviyesinde alıp kullanmak anlamına geliyor. Ülkemizde son kullanıcılar, yazılım olarak servis modelini yoğun olarak kullanıyor. Bu servislerin kurumsal versiyonları da artık her büyüklükteki şirket tarafından tercih edilmeye başlandı. Ama özellikle altyapı ve platform servislerinin kullanımı konusunda halen gelişime açık durumdayız. Dijital dönüşüm kavramını sadece fiziksel olarak yapılan işlerin, dijital ortamlara taşınması olarak görmememiz gerekiyor. Süreçlerin dijitalleştirilerek uçtan uca dönüşümün sağlanması ve en önemlisi kullanıcı adaptasyonu, maliyet ve dijital sürdürülebilirlik kavramlarına odaklanmamız gerekli.” dedi.

"Eski teknolojileri bulut olarak sunanlar sektöre dair kötü bir izlenim bırakıyor"

Sürdürülebilirliğin önündeki engellerin başında bulut adı altında on yıl öncesinin teknolojik altyapısıyla sunulan bazı servislerin yer aldığına dikkat çeken Mehmet Kesiktaş, “Bulut teknolojileri maliyet, erişim kolaylığı ve ölçeklenebilirlik konularında ciddi avantajlar sağlıyor. Özellikle genç kuşaklar tarafından işletilen ve yeni faaliyete başlayan şirketlerin bulut teknolojilerini kullanmaya çok daha yatkın olduğunu görüyoruz. Şirketler teknoloji geliştirmek, devamlılığını sağlamak ve yüksek maliyetlere katlanmak yerine kendi işlerine odaklanmayı tercih ediyor. Bununla beraber, on yıl öncesinin teknolojik altyapısıyla sunulan bazı servisler, kuruluşların bulut teknolojisine olan bakışını olumsuz yönde etkileyebiliyor. Bir sanal sunucu kurulumu için e-posta gönderip günlerce beklemek ya da sunucu oluşturmaktan öteye geçemeyen, izole edilmemiş ağlardan oluşan hizmetlerin bulut olarak adlandırılması sektör açısından kötü bir izlenim yaratıyor.” diye konuştu.

"Günümüzün teknolojilerinden sonuna kadar faydalanabilmemiz gerekiyor"

Mehmet Kesiktaş, sektörlerin dijital dönüşüme doğru adımlarla entegre olabilmesi içinse global sağlayıcıların sunduğu hizmet kalitesinden kolayca yararlanabilmesi gerektiğini söyledi: “Ne yazık ki global bulut hizmet sağlayıcı şirketler, Türkiye pazarını yeteri kadar önemsemiyor. Burada Türkiye’deki kimi yapıların dijital dönüşüme yeteri kadar önem vermemesi, bu alanda yavaş adımlar atması, dolar/euro bazındaki hizmet bedellerinin şirketlere ağır gelmesi ve bu nedenle global sağlayıcılara mesafeli yaklaşmaları gibi pek çok etkenden söz edebiliriz. Ne var ki dünya ekonomisindeki yerimiz düşünüldüğünde, global bulut sağlayıcıların ilgisini sadece büyüme potansiyelimiz çekiyor. Ama büyüyebilmemiz için de günümüz teknolojilerinden sonuna kadar faydalanabilmemiz gerekiyor. Türkiye’de bir mühendislik şirketi yapay zeka ya da veri analizi gerektiren bir ArGe faaliyeti yürütebilmek için Amerika’daki rakibi gibi sadece birkaç tıkla hizmet almaya başlayabilmeli. İhtiyaç duyduğunda, bu hizmetin ana dilindeki doküman kütüphanesine ve destek hizmetlerine hızla ve kolayca ulaşabilmeli. Bu faaliyetleri için döviz üzerinden harcama yapmamalı ve en önemlisi bulut teknolojileri kullanarak hangi çıktıları elde edebileceği konusunda bilinçlendirilmeli.”

“Global bulut altyapı sağlayıcılara yerli bir alternatif sunuyoruz”

Mehmet Kesiktaş, ETOM Cloud olarak Türkiye’deki şirketlerin dijital dönüşüm yolculuklarına rehberlik etmek için gerçek bulut deneyimini kullanıcılarla buluşturduklarını ve global bulut altyapı sağlayıcıların hizmet kalitesini Türk şirketler için de erişilebilir hale getirdiklerini belirtti. Mehmet Kesiktaş, “Kullanıcıların servislerini kendi kendilerine başlatıp yönetebildikleri, altyapı ve platform servislerini kullanarak ihtiyaçları doğrultusunda şifrelenmiş ve izole edilmiş ağ tahsislerinin olduğu bir bulut platformu aracılığıyla gerçek bir bulut deneyimi sunuyoruz. Söz konusu platform, ölçeklenebilir ve güvenli bir bulut altyapısıyla hem KVKK şartlarını yerine getirip hem de mühendislik desteği alabilecekleri, bunlarla beraber kur dalgalanmalarından etkilenmeyecekleri bir ortam sağlıyor. DevOps ortamları, obje depolama servisi, veritabanı servisleri, sunucusuz servisler, CI/CD geliştirme platformları, büyük veri ve IoT bulutu gibi servislerimiz, kuruluşlar tarafından son derece ilgi görüyor. Hatta yine kendi geliştirdiğimiz ETOM 2F uygulaması ile bulut servislerinin erişim güvenliğini iki aşamalı kimlik doğrulama metoduyla sağlıyoruz. Temelde ise global bulut altyapı sağlayıcılara yerli bir alternatif sunuyoruz.” dedi.

“Ülke genelinde bulut teknolojileri konusunda kurumsal farkındalığı artırmayı amaçlıyoruz”

Bünyelerindeki yazılım pazaryeriyle farklı kategorilerdeki çeşitli iş yazılımlarına tek tıkla erişilebildiğini de ekleyen Mehmet Kesiktaş, “Örneğin Kokpit 360, global muadilleri gibi ofis yazılımları, video toplantı, kurumsal e-posta, bulut disk ve kanban araçları sağlıyor. Üstelik bunu yerli bulut platformu üzerinde firmaya özel olarak yapıyor. En önemlisi, teknolojimizi kuruluşların kendi donanımları üzerinde çalışacak şekilde, özel bulut hizmet modeliyle de sunabiliyoruz. Bu yıl içerisinde ana hedefimiz ülke genelinde gerçek bulut deneyimine dikkat çekmek ve bulut teknolojileri konusunda kurumsal farkındalığı artırmak. Önümüdeki yıl ise teknolojimizi ve hizmetlerimizi yurt dışındaki kuruluşlara kendi ülkelerindeki veri merkezlerimizde sunmaya başlayacağız. Kendi teknolojisini geliştiren bir mühendislik şirketi olduğumuz için servis portföyümüze yeni servisler eklemeye de devam edeceğiz.” ifadeleriyle sözlerini noktaladı.

 

B2Press’in katkılarıyla...

 

Şirket Haberleri