Eti Bakır’ın Mardin’deki yeni ‘katalizör’ü devrede
Eti Bakır, ürün yelpazesinin genişletilmesinde ‘katalizör’ görevi üstlenecek 3 milyon dolarlık yeni Ar-Ge laboratuvarını devreye aldı. Mevcut laboratuvara ek olarak çalışan ürün zenginleştirme laboratuvarı, Mazıdağı tesisine ilk olarak nikel ve lityumu kazandıracak.
Ferhat POLAT / MARDİN
Cengiz Holding, madencilik alanındaki yatırımlarına devam ediyor. Dünyadaki kobalt üretiminin yüzde 2’sini gerçekleştiren Eti Bakır Mazıdağı Metal Geri Kazanım ve Entegre Gübre Tesisi’nde yeni bir Ar-Ge laboratuvarı daha devreye alındı. Yaklaşık 3 milyon dolar harcanan ürün zenginleştirme laboratuvarında, nikel, magnezyum, lityum ve nadir toprak elementlerinin üretilmesi sağlanacak.
Mardin’de gazetecilerle bir araya gelen Eti Bakır Mazıdağı Metal Geri Kazanım ve Entegre Gübre Tesisi Genel Müdürü Emre Kayışoğlu, mevcut laboratuvara ek olarak devreye aldıkları Ar-Ge laboratuvarı ile maden teknolojilerinde yeni bir dönem başlattıklarını ve Türkiye’nin katma değerli maden teknolojileri alanındaki sembol merkezlerinden biri olacaklarını söyledi. Kayışoğlu, Kastamonu Küre işletmesindeki bakır üretiminde yan ürün olarak elde ettikleri pirit konsantresinden kobaltın yanı sıra nikel, magnezyum, lityum ve diğer nadir toprak elementlerinin üretilmesini de sağlamış olacaklarını kaydetti.
Nikel üretimi Kasım’da başlıyor
Eti Bakır’ın Mazıdağı tesisleri için 'atardamar' nitelendirmesi yapan Kayışoğlu, 5 yılda 5 yeni ürün hedeflediklerini belirterek, yeni kurdukları Ar-Ge laboratuvarın bu hedefte ‘katalizör’ görevi üstleneceğini söyledi. Kayışoğlu, laboratuvarda çalışmaları sonlanan nikel için üretimine kasım sonuna kadar başlamayı planladıklarını açıkladı. Gazetecilere laboratuvarı gezdiren ve buradaki çalışmaları anlatan Kayışoğlu, şu bilgileri verdi: “Yeni laboratuvarımız hem piritten hem de geri dönüştürülecek batarya tozlarından farklı nadir elementler ve metallerin geri kazanımı sağlanabilecek. Ar-Ge çalışmalarımız kapsamında, nikelin yanı sıra lityumun, magnezyum ve mangan da Eti Bakır’ın Küre tesislerinden gelen pirit konsantresinden ayrıştırılacak. Ar-Ge laboratuvarımızda metallerin saflık seviyeleri artırılacak; kobalt ve çinko ürünleri çeşitlendirilerek yüksek katma değerli yeni ürünler elde edilecek. Böylelikle başta cep telefonları, bilgisayarlar, elektrikli araçlar, e-mobilite, enerji depolama sistemleri, seramik, lastik gibi birçok alana en kritik ve kaliteli hammadde tedariki sağlanmış olacak.”
Pilot üretim tesisi kurulması planlanıyor
Emre Kayışoğlu, ürün geliştirme laboratuvarının ardından yeni elementlere yönelik olarak Mazıdağı tesisi içerisinde pilot üretim tesisi kurmayı planladıklarını da açıkladı. Kayışoğlu, bu pilot tesislerde, yeni ürünlerin ilk üretimini görmeyi, piyasadaki talep koşullarına bakarak da ana üretim aşamasına geçmeyi düşündüklerini ifade etti. Teknoloji ve Ar-Ge yatırımlarının kendileri için önemine değinen Kayışoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: Madencilik ve katma değerli sanayi üretimi alanında ülkemizi dünyada çok daha üst seviyelerde temsil edebilmemizin yolu kapsamlı bir inovasyon kültürü yaratmaktan geçiyor. Mardin’deki Mazıdağı tesisimizde hizmete açtığımız bu Ar-Ge Laboratuvarı da aslında bu kültürün şirketimizdeki çok önemli bir parçası olacak. Yeni laboratuvarımız, bugünün teknolojilerinde bizlere ve ülkemize önemli bir rekabet avantajı sağlarken, geleceğin teknolojileri ve tedarik zinciri konusunda da Türkiye’nin dünyada söz sahibi ülkeler arasında yer almasını sağlayacak. Burada geliştirdiğimiz teknolojiler ve katma değerli ürünlerle, Mardin’i kobalt ve çinko başta olmak üzere stratejik metaller ve nadir elementler alanında dünyanın sayılı merkezlerinden ve yüksek teknolojiye hitap eden sektörlerin vazgeçilmez iş ortaklarından biri haline getirmeyi hedefliyoruz.”
“Sürdürülebilirlik hedefimiz için önemli bir adım”
Bölgenin en büyük özel sektör yatırımı olan Mazıdağı tesislerinde yeni yatırımların da devreye girebileceğini paylaşan Kayışoğlu, “Yatırımlarımız, bölgemizin ve ülkemizin iktisadi kalkınmasına önemli katkılar sunuyor. Ayrıca burada yaptığımız iyileştirmeler, sürdürülebilirlik hedeflerimize de önemli destek sağlıyor. Bu merkez sayesinde, üretim süreçlerimizdeki kimyasal ürün, buhar, elektrik ve su tüketimimizi önemli ölçüde azaltırken, metal geri kazanım verimlerinin artırılması ile de verimlilik konusunda önemli bir adım atmış oluyoruz” diye konuştu.
