Ermetal, üretimindeki gücünü ihracatını artırarak koruyacak
Otomotiv sektöründeki sorunlar ile genel ekonomik problemlerin üst üste gelmesinin üretimi zorladığını belirten Ermetal Şirketler Grubu CEO’su Yesari Süalp, “Bu süreçte yerli üreticilerde yeni projelerin varlığının artmasını beklemek yerine ihracat tarafında adımlar attık. Yeni projelerle birlikte direk ihracatın ciro içindeki payını %25-30 oranlarına kadar çıkarmayı planlıyoruz” dedi.
ALİ ŞAHİN/BURSA
Yerli-yabancı ana otomotiv sanayilerine TIER1 olarak 60 bin metrekare alanda hizmet veren Ermetal Şirketler Grubu üretiminin önemli bir bölümünü ihraç etmek üzere çalışmalarını hızlandırdı. Ermetal Otomotiv olarak 50 bin ton/yıl saç işleme kapasitelerinin bulunduğunu söyleyen Ermetal Şirketler Grubu CEO’su Yesari Süalp, “Bu kapasiteyi şu an için %65 seviyesinde kullanabiliyoruz. Güncel ciromuzun yaklaşık %10’u direkt olarak ihracat olarak gerçekleşiyoruz. Ancak müşterilerimiz üzerinden yaptığımız bazı satışlarda ihracata gitmesine rağmen bizim göstergelerimizde gözükmüyor.
2025 yıllarında devreye girecek yeni projelerle birlikte direkt ihracatın ciro içindeki payını %25-30 oranlarına kadar çıkacak. Bu konuda da önemli anlaşmalara imza attık. İhracatımızı müşterilerimizin üretim gerçekleştirdiği dünyadaki farklı lokasyonlarda bulunan fabrikalara yaparak cirodaki ihracat payını önemli bir seviyeye çıkarmış olacağız” dedi.
Yeni projeler ile paralel olarak 2024 yılında başladıkları otomotiv tarafındaki yatırımlarının 2025 yılını kapsayacak şekilde devam edeceğini belirten Süalp, “Bu kapsamda kaynak robot yatırımları en önemli payı alacak. Bununla birlikte fabrika içerisinde üretim ve lojistik alan düzenlemeleri, verimlilik ve sürdürebilirlik kapsamında ekipman yatırımlarımız devam edecek. İş süreçlerimizi dijitalleştirmek adına yatırımlarımıza devam ediyoruz. Üretim süreçlerimizden elde ettiğimiz dijital veriler yardımıyla üretim ve lojistik planlamayı da otomatik olarak gerçekleştirebiliyoruz. Bunun yanında üretim sahasında kullandığımız tezgâhları online olarak izleyebilmekteyiz. Dijital sistemlerimizi yönetirken veri güvenliği ve kişisel verilerin korunması konularına da büyük önem vermekteyiz. Başladığımız yatırımların haricinde yeni bir yatırım gereksinimi olup olmadığını da 2025 içerisindeki ekonomik tabloya göre değerlendireceğiz” ifadelerini kullandı.
“Projeden çıkmanın da maliyeti var”
Otomotiv sektöründeki ana üreticilerin üretim adetlerinde yaşanan düşüşün yan sanayiye de olumsuz etki yaptığı bir süreç yaşandığını belirten Süalp, mevcut ekonomideki sorunlar ile birlikte sektörel sorunların aynı döneme denk gelmesinin şirketleri zorladığını belirtti. Proje döngülerinin pandemi sonrası süreçte sekteye uğraması ile bir ara dönem oluştuğunu ve bu dönemin kapasite kayıpları ile sektörde bir öngörü problemi yarattığını belirten Süalp, “Biz bu şirket olarak dönüşümü bugün itibarıyla %65 oranında tamamlamayı başardık. 2025 yılında bu oran 85% seviyelerine kadar çıkacak.
Son 2-3 yıl içerisinde bunu gerçekleştirebilmek için tüm ekip olarak çok emek verdik. Bu geçiş sürecini ihracatımızı güçlendirerek aşmaya gayret gösteriyoruz” dedi.
Son dönemde artan maliyetlerin her sektörde olduğu gibi otomotivde de ciddi oranda hissedildiğini belirten Süalp, “Üretmek için maliyetler arttı. Birçok üründe karlılık kaybı oluştu. Ancak yapılmış sözleşmeler ile projeden ayrılmanın da bir maliyeti var ve üreticiler bu maliyetleri karşılayacak güçte değil. Bu üretim maliyetleri ile üretime devam etmek zorunda olmak da sektörü farklı bir çıkmaza sürüklüyor. Ayrıca ana sanayilerdeki üretim adetlerinin planlamanın altında kalması bize olumsuz yansıyor. Çünkü yan sanayi tarafı ana sanayi kadar hareket gücüne sahip değil ve bu durumlarda şirketlerin verimsizliği de had safhaya çıkmak zorunda kalıyor” diye konuştu.
“Çinliler ‘ithal ’den pay aldı”
Çinli markaların otomobil piyasasında varlığının artması konusunu da değerlendiren Süalp, “Bilindiği gibi ülkemizde üretilen araçların %70-75 oranındaki kısmı ihraç edilirken, iç pazarda satılan araçların ithal payı da yine %70-75 seviyelerinde. Bu nedenle otomobil satış rakamlarına bakarsak yerli üretim araçların pazardaki satış adedini koruduğunu, Çinli ithal araçların yine farklı lokasyonlardan gelen ithal araçlardan pay alacağını öngörebiliriz. Türkiye’de yatırım yapacak Çinli yada başka dış yatırımcı için devlet tarafından yerlilik oranı ile ilgili bir şart koyulmazsa biz yan sanayiler için vereceği katma değer az olur. Ancak ülkenin otomotiv üretim ve ihracat rakamlarını olumlu katkı yapar” dedi.