“Distribütörler bize rakip oldu”
Bilgi işlem donanımları tarafında haksız rekabetin zirve yaptığını belirten Nil Bilişim kurucusu Hamit Emiroğlu, “Şirket sayısında yaşanan kontrolsüz artış ve beraberindeki merdiven altı oluşumlar bir yanda dururken bizim bayisi olduğumuz ürünleri, distribütör firmalar direkt son kullanıcıya satmaya başladı” dedi.
ALİ ŞAHİN/BURSA
Son dönemde gelişen teknoloji ile birlikte kurumsal firmaların IT ihtiyaçlarında da değişim yaşandı. Yaşanan değişime paralel olarak bilişim hizmet sağlayıcıları ve IT danışmanlıklarının her geçen gün şirketler açısından öneminin arttığını vurgulayan Nil Bilişim kurucusu Hamit Emiroğlu, “Bilişim sektörü bildiğiniz üzere yazılım ve donanım olarak ikiye ayrılıyor. Biz işin daha çok donanım kısmındayız. Bugün geldiğimiz noktada ise anahtar teslim olarak fabrikalara hazır anahtar teslim sistemler sağlıyoruz. Ancak sektördeki dönüşüm ve işe başlamak için gereken yatırım maliyetinin çok düşük kalması sektördeki merdiven altı diye tabir edilen oluşumları artırdı. Bu durum ne yazık ki sektörde haksız rekabeti doğururken kurumsal tarafta önemli mağduriyetleri de beraberinde getirdi. Çünkü bizim işimiz ilk alım maliyeti ile sınırlı değil. Akabinde verilen servis hizmetleri alınan ürün kadar değerli. Endüstriler ile çalıştığımız için o kısımda aksamanın nelere mal olacağını biliyoruz ama birçok firmada ne yazık ki bu bilinç bulunmuyor. Ayrıca son dönemdeki faiz politikası sanayide yatırımların durmasına neden oldu. Bu da bizim gibi sektörlere durağanlık olarak yansıdı. Mevcuttaki para aynı zamanda mevduata kaydığı için nakit döngüsünde de sıkıntılar yaşanıyor. Piyasada mevcut döngüsünü korumak adına karından yüksek oranda borçlanan şirketler biliyoruz” dedi.
Bilişim tarafında yaşadıkları en büyük sorunun distribütör firmalardan süregeldiğini vurgulayan Emiroğlu, “Bizim satışını yaptığımız, bayisi olduğumuz ürünleri distribütör firmalar direkt son kullanıcıya satmaya başladı. Bize rakip oldular. Onların agresif satış politikası ile doğal olarak bizim yarışmamız mümkün olmadığı için zorlanıyoruz. Stok yatırımı ile kendimize avantaj sağlamaya çalışsak da son dönemde döviz tarafının hareketsiz kalması ve artan genel giderler sektör karlılığını eritti. Bizim gibi dövize endeksli olarak hareket eden sektörlerin sorunlarının çıkış noktası da bu. 10 yıl önce de bugün de bir cihazdan döviz cinsi aynı oranda kazanç elde ediyoruz. Ama kurun karşılığındaki alım gücünde yaşanan düşüş yeni yatırım ve büyüme stratejilerini engelliyor. Bu yıl bütün bu sebepler nedeniyle daha agresif bir politika izlemeye karar verdik. Ciroyu artırarak karlılığı kontrol altına almanın planlamasını yaparken büyüme hedefimizi de döviz bazında yüzde 20 olarak belirledik. Özellikle yaz dönemi sonunda piyasaların canlanması ile pazarlama faaliyetlerimizi de ivmelendireceğiz” diye konuştu.