Bakioğlu Holding, dijitalleşme ve yeşil dönüşüm yatırımlarına yoğunlaştı
Tüm grup şirketlerinde, 2023 yılından gelen etkileri düşünerek temkinli bütçeler hazırladıklarını aktaran Bakioğlu Holding Operasyonlar Grup Başkanı Mustafa Kocakoç, “Bu yılki en büyük hedefimiz hammadde, yardımcı malzeme, enerji ve navlun maliyetlerinde bütçelediğimiz maliyetleri yakalayabilmek” dedi.
İZMİR / EKONOMİ
Esnek ambalaj sektörüne 1973 senesinde ilk adımlarını atan Bakioğlu Holding, kuruluşundan bu yana, ülke ekonomisine ve istihdama farklı alanlarda katkı sağlamayı ve bunu sürdürülebilirlik odağıyla her alanda da en iyiye ulaşacak şekilde hayata geçirmeyi hedefliyor. Bakioğlu Holding Operasyonlar Grup Başkanı Mustafa Kocakoç, son iki senedir çok yoğun bir yatırım süreci içerisinde olduklarını belirterek, “Genel olarak yatırım yapma nedenlerimizi kapasite artışı, modernizasyon, dijitalleşme ve yeşil dönüşüme uyum olarak özetleyebiliriz” dedi.
2023 yılının hem Türkiye, hem de Avrupa açısından zor bir yıl olduğunu söyleyen Kocakoç, “Avrupa’da başta enflasyon kaynaklı olmak üzere önemli düzeyde bir durgunluk yaşandı. Talepteki ciddi zayıflık, yeni siparişlerin sürekli azalmasına neden oldu. Yılın büyük bir kısmında üreticiler stoklarını azaltmaya devam etti. Biz de bu doğrultuda tedarik zincirinde stok maliyet optimizasyonları yaparak ilerledik. 2024 yılında nispeten bir toparlanma olsa da hala 2023 yılının etkilerini görüyoruz. Hammadde alımlarımızın önemli bir kısmını Avrupa ve Ortadoğu ülkelerinden gerçekleştiriyoruz. 2024 yılı başında, küresel ticaretin yüzde 12’sinin gerçekleştiği Kızıldeniz’de karşımıza çıkan kriz nedeniyle pek çok taşıma şirketi gemilerinin rotasını Ümit Burnu’na çevirdi. Bu durum, navlun, enerji ve emtia fiyatlarının artmasına neden oldu. Bölgeden tedarik süreleri yeni durumda 15-20 günlük artışlara neden olurken, satın alma ve tedarik zinciri alanlarında her zamankinden daha çevik hareket ederek senaryo bazlı çalışmaya başladık. Tedarik zincirinde kesinti olmaması ve müşteri taleplerini tam zamanında karşılayabilmek için mecburen stoklarımızı bir miktar arttırmak zorunda kaldık” diye konuştu.
Tüm grup şirketlerinde, 2023 yılından gelen etkileri düşünerek temkinli bütçeler hazırladıklarını aktaran Kocakoç, “Operasyonlar Grup Başkanlığı olarak bu yılki en büyük hedefimiz hammadde, yardımcı malzeme, enerji ve navlun maliyetlerinde bütçelediğimiz maliyetleri yakalayabilmek. Bu açıdan yılın ilk yarısını tamamladığımız zaman diliminde hedeflerimizle paralel ilerlediğimizi söyleyebilirim” dedi.
“Operasyonel Mükemmellik (OPEX) bölümümüzü kurduk”
Dünya genelinde ticaretin her yıl bir öncekinden daha zor geçmeye başladığını söyleyen Kocakoç, “Buna pandemi, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, Kızıldeniz krizi gibi pek çok olayı da ekleyince yeni normaller artık hayatımızın bir parçası haline geldi. Bakioğlu Grubu olarak tüm bu belirsizlikler içinde yapmamız gereken en önemli faaliyetlerden birinin kendi iç süreçlerimize odaklanarak bunları sürekli olarak iyileştirmek ve bunu bir kültür haline getirmek olduğuna inanıyoruz. Bu doğrultuda, Bakioğlu Holding Grup Şirketleri bünyesindeki operasyonel mükemmellik seviyesinin arttırılması için 2020 yılında Operasyonel Mükemmellik (OPEX) bölümümüzü kurduk. OPEX bölümümüz grup şirketlerimizle koordineli çalışarak TPM (Toplam Üretken Bakım), Tedarik Zinciri Mükemmellik Programı ve Dijital Dönüşüm Programı gibi pek çok OPEX programını yürütüyor” ifadelerini kullandı.
Grup şirketlerde 2010 yılından bu yana TPM Operasyonel Mükemmellik Programı uygulandığını dile getiren Kocakoç, “Sürekli iyileştirme ile kayıplarımızın azaltılmasına ve süreçlerimizin yalınlaştırılmasına odaklandığımız TPM Programı, tüm mavi ve beyaz yakalı çalışanlarımızın katılımı ile yürütülüyor. Her yıl, maliyetlerimizi düşürmeye, kayıplarımızı en aza indirmeye, iş güvenliğimizi arttırmaya, çıktılarımızı daha verimli, kaliteli ve sürdürülebilir bir şekilde yükseltmeye yönelik birçok kaizeni tüm çalışma arkadaşlarımızın katılımı ile hayata geçiriyoruz. TPM Programı ile birlikte tedarik zinciri süreçlerimizin iyileştirilmesi için de yoğun çaba harcıyoruz. İç stoklarımızın azaltılması, termin sürelerinin azaltılması ve talep karşılama performansının arttırılması en önemli performans göstergelerimizden bazıları. Odaklandığımız alanlardan biri de hem imalat süreçlerimizde hem de tedarik zinciri süreçlerimizde otomasyon seviyemizin arttırılması. İmalat süreçlerimizde daha çok AGV (Automated Guided Vehicle) ve robotik otomasyon sistemleri kullanarak otomasyon seviyemizi arttırmaya çalışırken, tedarik zinciri süreçlerimizde RPA (Robotic Process Automation) gibi yazılım robotları kullanıyoruz” ifadelerini kullandı.
Mevcut durumdaki dijital olgunluk seviyelerini ölçtükten sonra hazırladıkları “5 Yıllık Dijital Dönüşüm Master Programı” doğrultusunda projeler yürüttüklerini anlatan Kocakoç, “Bu kapsamda en son MES (Manufacturing Execution Suite) modülü olarak SAP-MII, nakliye yönetimi için SAP-TM ve genişletilmiş depo yönetimi olarak da SAP-EWM modüllerini devreye aldık. Amacımız hem şirketlerimiz içinde hem de tedarik zinciri üzerinde uçtan uca dijitalleşmeyi sağlıyor” dedi.
“İki yıldır yoğun yatırım dönemindeyiz”
Son iki senedir çok yoğun bir yatırım süreci içerisinde olduklarını dile getiren Kocakoç, “Genel olarak yatırım yapma nedenlerimizi kapasite artışı, modernizasyon, dijitalleşme ve yeşil dönüşüme uyum olarak özetleyebiliriz. Ambalaj Grubu şirketlerimizden Polibak’ta yüzde 100 geri dönüştürülebilir film yapılarının da geliştirilebileceği CPP (Cast Polypropylene) hattımızı, 2023 yılı temmuz ayında devreye aldık. Avrupa’nın en büyük CPP hattı özelliğini taşıyan yeni hattımız ile üretim kapasitemizi 16 bin 500 ton arttırdık. Bu yıl mayıs ayı içinde devreye giren 7. BOPP (Biaxially Oriented Polypropylene) hattımız ile ise ülkemizin lider BOPP film üreticisi pozisyonumuzu pekiştirirken, Avrupa’nın en büyük ilk 2 üretim kapasitesinden biri konumuna ulaştık” diye konuştu.
Bak Gravür şirketinde tamamlanan yeni silindir üretim yatırımları sayesinde, toplam silindir üretme kapasitesi yıllık 50 bin adede ulaşarak, Avrupa’ daki en büyük 5 üreticiden biri konumuna ulaştıklarını dile getiren Kocakoç, “Ayrıca gerçekleştirdiğimiz flekso hattı yatırımı sonucunda satışlarımız ivmelenerek artıyor, 2024 yılındaki satış hedefimiz 80 milyon santimetrekareye ulaşmak” ifadelerini kullandı.
“Bakcycle Geri Dönüşüm 1 yıldan kısa sürede tamamlandı”
Dikey entegrasyonda önemli bir halkayı daha tamamlamak üzere, Aliağa OSB’de döngüsel ekonomi odağıyla gerçekleştirdikleri Bakcycle Geri Dönüşüm yatırımının neredeyse 1 yıldan kısa bir süre içinde tamamlandığını ifade eden Kocakoç, “Bu tesisimiz kurgusu, kullandığı teknoloji ve hitap edeceği alanlar ile Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyor. Bakcycle Geri Dönüşüm, plastik esnek ambalaj atıklarını geri dönüştürerek atıkların vahşi depolama alanlarında gömülerek olumsuz çevresel etkiye sebep olması ve toprağa karışmasını önlerken, esnek ambalaj sektöründe ve muhtelif sektörlerde yeniden ekonomik değer olarak kullanılmasına olanak sağlıyor” diye konuştu.
Ayrıca, gelecekte yaşanacak enerji krizlerine karşı tedbirli olmak ve aynı zamanda karbon ayak izini azaltmak için çatı ve arazi tipi GES yatırımlarının devam ettiğini belirten Kocakoç, “İlkini Bareks Menemen fabrikamızın çatısına kurduğumuz GES tesisimizin ardından, Polibak şirketimiz adına Manisa Salihli’de 180 dönüm arazi üzerinde 13.2 MW DC (11.2 MW AC) güçte bir arazi tipi GES tesisi projemiz devam ediyor. Tüm bürokratik süreçler zamanında gerçekleştiği takdirde tesisin 2024 yılı sonunda açılmasını hedefliyoruz. Ayrıca yeni yatırımlarımız CPP, BOPP7 ve Bakcycle Geri Dönüşüm tesislerimizin çatılarına da GES tesisi kurma projelerimiz devam ediyor” açıklamalarında bulundu.