Atakan Bakılan "Eskişehir’de ada bazlı kentsel dönüşüm şart"
Eskişehir'deki riskli yapılar için ada bazlı yenilemenin önemine dikkat çeken Bakılan İnşaat Kurucusu Atakan Bakılan, depreme dayanıklı ve güvenli şehirleşmenin öncelik olduğunu vurguladı. Bakılan, şehrin mevcut yapı stokunun yenilenmesi ve kaliteli inşaat tekniklerinin uygulanması gerektiğini belirtti.
ABDULLAH SÖNMEZ / ESKİŞEHİR
Eskişehir’de 2014 yılında kurulan Bakılan İnşaat, yaklaşık on yıldır konut ve ticari işletme projeleriyle faaliyet gösteriyor. Endüstri Mühendisi Yasin Bakılan ve kardeşi İnşaat Mühendisi Atakan Bakılan tarafından kurulan şirket, özellikle şehir merkezindeki butik projeleriyle dikkat çekiyor. Bakılan İnşaat, Eskişehir'in yapı stokunun güvenli hale getirilmesi ve riskli yapıların ada bazlı yenilenmesi için de çalışmalarını sürdürüyor. Kent genelinde kaliteli malzemeler ve dikkatli işçilikle depreme dayanıklı yapılar inşa etmek için titizlikle çalıştıklarını vurgulayan Atakan Bakılan, “Kendi şantiyemde her detaya hakim olmayı önemsiyorum. Şehir dışına çıkmadığım sürece, her gün şantiyeyi ziyaret ederim. Taşıyıcı sistemin kalitesinden emin olmadan projeyi tamamlamam. Bu yüzden az ve öz projeler yapıyoruz. İnşaat sürecinde kullanılan her malzemenin kalitesine özen gösteriyoruz” diye konuştu.
Deprem riskine karşı yapı stoku yenilenmeli
Depreme dayanıklı yapılar ve güvenli şehirleşmenin önemine vurgu yaparak, Eskişehir'in deprem riskinin yüksek olduğu bir bölgede bulunduğunu belirten Atakan Bakılan, “Eskişehir’de arsa üretimi ve şehirleşme yeterince hızlı değil. Yeni arsaların üretilmesi gerektiğine katılıyorum ama öncelikli olarak şehirdeki riskli yapı stokunun yenilenmesi gerekiyor. Özellikle şehir merkezinde yer alan eski ve yüksek katlı yapıların, ada bazlı kentsel dönüşüm projeleriyle yeniden inşa edilmesi büyük önem taşıyor” dedi. Eskişehir’deki yüksek katlı yapıların mevcut zemin ve yapısal kalitesi göz önünde bulundurularak dönüştürülmesinin gerekliliğini vurgulayan Bakılan, “Ana caddelerde risk taşıyan yüksek katlı yapılar var. Bu bölgelerde ada bazlı dönüşüm projeleri uygulayarak, binaların daha güvenli hale getirilmesi ve otopark sorunlarının çözülmesi sağlanabilir” şeklinde konuştu.
Eskişehir’in Türkiye genelinde yapı denetimi açısından avantajlı bir konumda olduğunu belirten Bakılan, “Eskişehir, 2001 yılında yapı denetim sisteminin pilot illerinden biri olarak seçildi. Bu, kentte yapı kalitesini artırma konusunda avantaj sağladı. Ancak, hala nitelikli yapı stokunun yetersiz olduğunu söylemek mümkün” dedi. Deprem güvenliği açısından özellikle taşıyıcı sistemlerin önemine vurgu yapan Bakılan, ada bazlı kentsel dönüşümün sadece Eskişehir için değil, Türkiye genelindeki birçok şehir için kaçınılmaz bir ihtiyaç olduğunu belirtti. Bakılan, yapı stokunun yenilenmesi sürecinde yerel yönetimlerin de büyük bir rol oynadığını, bu konuda belediyelerle birlikte çalışmanın daha güvenli ve dayanıklı şehirler oluşturmak açısından faydalı olacağını ifade etti.
ETO, Eskişehir’in güvenli geleceği için tüm paydaşlarla çalışmaya hazır
Meclis üyesi konumunda bulunduğu Eskişehir Ticaret Odası (ETO) olarak da şehrin riskli yapı stokunun yenilenmesi ile ilgili her konuda ellerini taşın altına koymaya hazır olduklarının altını çizen Atakan Bakılan, bu konuyla ilgili kentin tüm paydaşlarıyla sürekli görüşmeler yaptıklarını söyledi. Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Metin Güler’in de bu konuda çok hassas davrandığını ileten Bakılan, “Teknik ekiplerimiz, meclis üyelerimiz, inşaat mühendislerimiz ve mimarlarımızla birlikte şehrimize her türlü desteği vermeye hazırız” diye konuştu.
haber-gorseli-kbcf.jpg" alt="" width="1081" height="1142" />
Riskli yapılarını yenilemek için vatandaşlar da adım atmalı
Kentsel dönüşümle alakalı en önemli görevlerden birinin de vatandaşlara düştüğüne dikkat çeken Atakan Bakılan, insanların oturduğu riskli yapıların yenilenmesi için çaba sarf etmesi gerektiğini aktardı. Atakan Bakılan, sözlerine şöyle devam etti: “Tabii ki belediyelerin ve hükümetin de üzerine düşen çok görev var. Ama en başta insanların kendi can güvenliğini düşünerek riskli yapılarının yenilenmesi için çabalaması gerekiyor. Bununla alakalı mevcuttaki yapının imar artışı var ise bir şekilde çözüm üretilebiliyor. Fakat imar artışı yoksa insanların bazı konularda feragat etmesi gerekiyor. Ya mevcutta kullandıkları daire metrekarelerini düşürmeli ya da üzerine para vermeliler. Vatandaşlarımızın mutlaka öncelikle can güvenliğini düşünerek gerekirse yaşam alanlarını küçültüp, daha küçük dairelere geçip güvenli yapılarda oturması için girişimde bulunmaları gerekiyor” ifadelerini kullandı.