“2023 yılında dış ticaret rakamlarımızda değişen bir şey yok”

Geçen yıl dış ticaret rakamlarında bir değişikliğin olmadığını belirten ASSET Global Logistics Integration Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Uzun, “2023 yılı gerçekleşen ihracat tutarımız 255,8 milyar dolar. Bu rakam 2022’de tam olarak 254 milyar dolardı. Buradan 2023’te ihracatımız bir önceki yıla göre sadece yüzde 0,6 oranında artış gösterdiğini anlıyoruz.” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
“2023 yılında dış ticaret rakamlarımızda değişen bir şey yok”

Ülke olarak oldukça zor bir yıl olan 2023’ü geride bıraktık. 2024 yılına başlayalı şimdiden 2 ayı geçti. 2023 ortasında yapılan genel seçimler, enflasyonist ortam, seçimlerden sonra değişiklik gösteren ekonomi politikaları ve faiz oranlarının artması gibi süreçler ekonomik gidişat üzerinde oldukça belirleyici oldu. Peki, ekonomi politikalarının yılın ilk yarısı ile ikinci yarısında epeyce farklılaştığı bu dönemde, dış ticaret rakamlarımız nasıl şekillendi?

İthalat ve ihracat işlemleri bu süreçlerden etkilendi mi? 2023 yılında ithalat ve ihracat gerçekleşmelerine ilişkin tüm konuları ASSET Global Logistics Integration Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Uzun ile değerlendirdik.

2023 yılı ekonomik olarak hiç de kolay bir yıl değildi. Yılın ilk yarısı ile ikinci yarısında uygulanan ekonomi politikalarının bu kadar farklılaştığı bir ortamda ithalat ve ihracat rakamlarımız ne oldu?

Aslında çok güzel ifade ettiniz. 2023 yılı ekonomik olarak oldukça hareketli geçti. Yıl ortasında genel seçimler yapıldı. Enflasyon yılın genelinde yüksek seyretti. Seçimlerden sonra faiz artırımları geldi. Yılın her iki yarısındaki ekonomi politikalarının bu kadar farklılaştığı bir dönemde dış ticaret rakamlarımızın da bir önceki yıl olan 2022’ye göre değişiklik göstermesini bekleriz, değil mi? Ancak ilginç biçimde hiç de öyle olmadı. Rakamlara isterseniz önce ihracat açısından bakalım. 2023 yılı gerçekleşen ihracat tutarımız Ticaret Bakanlığı’nın Veri Bülteni’ne göre 255,8 milyar USD. Bu rakam 2022’de tam olarak 254 milyar USD’di. Buradan 2023’te ihracatımız bir önceki yıla göre sadece yüzde 0,6 oranında artış gösterdiğini anlıyoruz. Yani neredeyse aynı kalmış ve değişmemiş. İthalat tarafına da geldiğimizde tablonun değiştiğini söylememiz mümkün değil. 2022 yılında ithalat tutarımız 363 milyar USD iken, 2023 yılı sonunda yaklaşık 362 milyar USD olmuş. Bu durumda 2023 yılında ithalatımız, bir önceki yıla göre yüzde 0,5 oranında azalmış. Dolayısıyla ithalat rakamında da bir değişiklik olmadığını söylemek yanlış olmaz.

Peki, ekonomi politikalarının bu kadar değişken olduğu 2023 yılında ithalat ve ihracat rakamlarının aynı kalmasının sebebi nedir size göre?

 Bu soruyu ihracat açısından cevaplamak belki daha kolay. Zira ülkemizde son birkaç yıldır ihracat açısından pek de olumlu bir iklim söz konusu değil. İhracatçı son yıllarda yılda iki kere asgari ücrete yapılan görece yüksek orandaki artışlar, TL bazlı girdi maliyetlerinin yüksek oranda artması, pandemiden sonra Çin’in dünya ticaretine güçlü bir şekilde geri dönmesi, döviz kurunun enflasyon oranında artış sergilememesi ve ihracat özelinde uygulanan kambiyo regülasyonları gibi ihracatı baskılayıcı pek çok sebep ile karşı karşıya kaldı. Tüm bu faktörlerin tamamı bir araya geldiğinde ihracat, özendirici bir ekonomik faaliyet olma özelliğini biraz yitirdi diyebiliriz. İthalat açısından ise bu soruya yanıt bulmak açıkçası daha zor olsa da, gümrük politikalarında izlenen daha koruyucu yaklaşımlarının ithalatı da baskıladığını söyleyebiliriz. Özellikle Uzak Doğu ülkelerinden yapılan ithalatlarda yerli üreticilerimizi korumak amacıyla uygulamaya konulan anti-damping ve telafi edici vergi uygulamaları, yine ABD veya herhangi bir tercihli ticaret anlaşmamızın olmadığı ülke grupları menşeli ürünlerin ithalatında yoğun şekilde uygulanan ilave gümrük vergileri ve ek mali yükümlülükler gibi tarife önlemlerinin ithalat üzerinde sınırlayıcı etkisinin bulunduğunu ifade etmek gerekiyor. Bununla birlikte ithalat üzerindeki baskılayıcı durumlar sadece uygulanan ithalat vergilerinden ibaret değil. Dış ticaret literatüründe ticaret politikası önlemleri olarak adlandırdığımız, gözetim, TAREKS, uygunluk lisansları ve belgeleri ile standardizayon süreçlerinin de ithalat işlemleri üzerinde yoğun ve yaygın olarak uygulanıyor olması ithalatın artmasının önüne geçen diğer süreçler olarak karşımıza çıkıyor.

O zaman herkesin merak ettiği şu soruyu soralım? Döviz kuru gerçekten ihracat üzerinde konuşulduğu kadar etkili mi?

Şimdi bu konuyu ülkemiz özelindeki durum ile değerlendirmemiz gerekiyor. Teorik olarak döviz kurunun tek başına ihracatı teşvik eder bir yanının bulunduğunu iktisadi teori olarak söylememiz mümkün değil. Ancak bu yine de döviz kurunun ihracat üzerinde hiçbir etkisinin olmadığı anlamına da gelmemeli kanaatimce. Örneğin son iki yılda yani 2022 ve 2023 yıllarında döviz kurundaki ortalama artış yaklaşık yüzde 65 civarında seyretmiş. Ancak her iki yılda da ihracatımız yaklaşık 255 milyar USD olmuş. Dolayısıyla kurun önemli oranda artmasına rağmen ihracatımız buna eşlik etmemiş. Ama tekrar söylemek gerekiyor ki, buradan döviz kurunun ihracatçıyı hiç ilgilendirmediğini sonucunu çıkarmamak gerek. Çünkü TL bazlı maliyetlerin bu kadar yüksek artış sergilediği son birkaç yılda döviz kurunun görece artan maliyetleri kompanse edecek kadar yükselmemesi ihracatçıyı tabii ki olumsuz etkiliyor.

Ülke olarak ihracat rakamlarımızı daha yukarıya çekebilmek için neler yapılabilir?

Aslında bu anlamda pek çok şey yapılıyor. Ticaret Bakanlığı’nın ihracat desteklerinin tutarlarının 2024 yılı için önceki yıla oranla arttırıp destek türlerini çeşitlendirdiğini biliyoruz. Fakat ihracat çok daha kompleks ve girift süreçlerden oluşuyor. Farklı ülkelerde farklı dilleri konuşan ekonomik aktörlerin ticari faaliyetinden söz ediyoruz. Her zaman konuşulan ama bir o kadar da doğru olan husus var ki; o da katma değerli ürünler satmak. Bunun için yoğun inovasyon ve AR-GE faaliyetleri gerekiyor. Yeni pazarlar bulmak, yeni ekonomik işbirlikleri gerçekleştirmek, serbest ticaret anlaşmaları gibi enstrümanlar yoluyla gümrük duvarlarını aşmak için çalışma gerekiyor. Bunların hiç biri bugünden yarına gerçekleşecek şeyler değil. Uzun vadeli çalışma ve strateji gerektiren süreçler. Tabii ki hali hazırda bu anlamda pek çok çalışmalar yapılıyor. Son birkaç yıldır dijitalleşme sürecinin getirdiği bir durum olarak e-ticaret oldukça ön plana çıktı. Bu anlamda dünya ölçeğinde gerçekleştirilen e-ticaret ve dolayısıyla e-ihracat uygulamalarından ülke olarak daha fazla pay alabilmemiz elbette mümkün. Bunun için devletin de pek çok destek ve teşvik mekanizmalarının olduğunu ayrıca hatırlatmak isterim. Orta Vadeli Plan’da (OVP) 2024 yılı mal ihracatı hedeflerimiz 267 milyar USD. Umarım 2024 yılı son birkaç yıldan daha verimli ve ihracat açısından hedeflerimizin gerçekleştiği bir yıl olur.

Şirket Haberleri