Yemek sanayisinde iş kaybı yüzde 80’i geçti
Virüs salgını nedeniyle yemek üreticileri de ciddi daralma yaşıyor. Türkiye Yemek Sanayicileri Dernekleri Federasyonu (YESİDEF) Başkanı Sedat Zincirkıran, sektörün iş hacminin yüzde 80’i geçtiğini belirtti.
Zehra ORUÇ
Ülke genelinde günlük yaklaşık 6 milyon kişinin beslenme ihtiyacını karşılayan Türk yemek sanayinin, koronavirüsle mücadele tedbirleri kapsamında okul, yurt, kamu kurumları ile fabrikaların faaliyetine ara vermesi ve bazı çalışanların evden çalışma sistemine geçmesiyle iş hacminde kaybı yüzde 80’i geçti.
Üretime devam eden bazı fabrikaların ise sosyal mesafeyi koruma amacıyla sıcak yemekten kumanyaya geçiş talepleri ile hizmet operasyonlarında değişikliğe giden yemek sektörü, yemek servisinde ‘tek kullanımlık ambalaj’ düzeni başlattı. Öte yandan, sektörde Bursa’da faaliyet gösteren firmalar depolarında bulunan son kullanma tarihi yaklaşan ürünlerini israf olmaması için ‘gıdaya ulaşamayanlara’ dağıtmayı planlarken, sektör temsilcileri de gıda stoklamaya karşı olduklarını, önümüzdeki 15 gün Türk yemek sanayinin ihtiyacı olacak mal ve ürünün bulunduğunu açıkladı.
İşletmelerde sosyal mesafeyi korumaya yönelik alınan tedbirler kapsamında, yemekhanelerde dönüşümlü yemek yemenin yanı sıra yemek tercihlerinde sıcak yemek dışında sandviç ve kumanya gibi alternatiflerin de oluştuğunu söyleyen Türkiye Yemek Sanayicileri Dernekleri Federasyonu (YESİDEF) Başkanı Sedat Zincirkıran, sektör olarak her türlü operasyona uyum sağlayabildiklerini belirtti. Bugün müşteri portföyünü yalnızca okullar ya da kamu kurumları gibi tek alanda tutan yemek şirketlerinin tamamını faaliyetini durdurduğunu ifade eden Zincirkıran, “Portföyünü çeşitlendirmiş firmalarda kullanılan kapasite oranı yüzde 35 seviyesine düştü. Türk yemek sanayisinin iş hacmi ise yüzde 80’i geçti. Bu oran önümüzdeki günlerde daha da düşecek” dedi.
“Sektörümüz de tedbirlerden faydalanmalı”
Türkiye’de zor duruma giren tüm yemek şirketlerine, tedbir amaçlı açılan kredilerden faydalanma çağrısı yapan Zincirkıran, aynı zamanda sanayiciye uyarıda da bulunarak, “İçinde bulunduğumuz sıkıntılı süreci çözecek olan en doğru tedbirler alındı. İşçilikle alakalı uygulamanın da açıklanması an meselesi. Brütün yüzde 60’ını devletin ödemesi demek, net maaşın yüzde 80’ine tekabül ediyor. Çalışan da para alacak. Firmaların da kredilerden ve uygulanan ertelemelerden faydalanması gerektiğine inanıyorum. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus, firmaların alacakları kredileri gerçekten işleri için kullanmaları. Bu, topyekun bir mücadele lütfen kimse kendini düşünmesin” vurgusu yaptı.
Yemek sanayinin gıda malzemelerinde stok yapmaya ihtiyacının olmadığına da vurgu yapan Sedat Zincirkıran, “Mal fazlasıyla var. Önümüzdeki 15 günlük dönem için hiçbir şekilde malzeme sıkıntısı yaşanmayacaktır” dedi. Öte yandan, eldiven, maske ve dezenfektan ürün gruplarının da sektörlerinin olmazsa olmazı olduğunu belirten Sedat Zincirkıran, bugün söz konusu ürünlerin fahiş fiyatlara satılmasından ciddi zarar gördüklerini anlattı. Zincirkıran, “Artan fiyatlara rağmen bu ürünleri temin etmek zorundayız. Ancak bu mücadelede sadece kendi ticari çıkarlarını düşünen firmaları da unutmayacağız” diye konuştu.
65 yaş üstü ve gıdaya ulaşamayanlar için hareket geçildi
Bursa Yemek Sanayicileri Derneği Başkanı (BUYSAD) Coşkun Dönmez de, Bursa’da iş hacminin yüzde 62 düştüğünü, Oyak Renault’dan sonra Tofaş’ın da üretime ara vermesi durumunda bu kaybın yüzde 80’e çıkacağını söyledi. Dönmez, “Üretime ara veren müşterilerimiz nedeniyle, virüs öncesinde siparişini verdiğimiz yüklü miktarlarda yoğurt, ayran, tatlı gibi hızlı tüketim ürünlerimiz elimizde kaldı. Bu ürünlerde son kullanma tarihi yaklaşanlar var. Bunların israf olmaması için birtakım sivil toplum kuruluşları işbirliğinde sosyal sorumluluk projeleri geliştiriyoruz. 65 yaş üstü ve gıdaya ulaşamayan kişilere gönderilmesi için harekete geçtik. Bu projemizin örnek olmasını istiyoruz” diye konuştu.
Mevcut hizmetlerinde de tek kullanımlık ambalaj dönemi başlattıklarını kaydeden Dönmez, açık yoğurt, salata gibi ürünlerle, masalarda bulunan tuzluk ve baharatlıkları kaldırıp, tek kullanımlık ambalajlarda sunmaya başladıklarını söyledi. Coşkun Dönmez, hazır yemek sektörünün de devletin açıkladığı mücbir sebep sektörler arasına dahil edilmesi gerektiğine vurgu yaparak, “Verimsizliğin devam etmesi halinde mutfaklarımız daha fazla faaliyetini sürdüremeyecek. İhtiyaç olursa BUYSAD bünyesinde ortak üretime geçerek, nöbetçi mutfakların oluşturulması gündeme gelebilir” şeklinde konuştu.
Kamuya çalışan firmalar, ihaleleri cezasız feshetmek istiyor
Kamu ihaleleri ile askeriye, hastane ve üniversitelere yemek hazırlayan hazır yemek şirketleri de koronavirüsten etkilendi. Koronavirüsün etkisi ile şartların zorlaştığını belirten şirketler, ihale şartlarını yerine getiremedikleri için yüksek cezalar ödediklerini dile getiriyor. Bu dönemde devletten destek bekleyen sektör, isteyen firmalara cezasız ihale fesih ya da 1-2 ay dondurma hakkı talebinde bulunuyor. Bu talep kabul edilmediği takdirde kamuya hizmet veren 40’a yakın şirketten bazılarının kısa sürede iflas bayrağını çekebileceği iddia ediliyor. Hazır yemek sektörü, ihaleye girdiklerinde 22 bin lira olan karkas etin fiyatının 35-40 bin liraya çıktığını belirterek, şu anda piyasada bu fiyatlara bile alacak et bulamadıklarını belirtiyor. Kurumlarla belli teminatlar kapsamında çalıştıklarını söyleyen sektör temsilcileri, bu teminatları ellerinde olmayan sebeplerle yerine getiremediklerinde para cezası ödediklerini hatta ihalenin feshedildiğini anlatıyor. Devletten bu şartlardan dolayı fon isteyen sektör, bu süreçte oluşan yüksek fi yat farkının ödenmesini talep ediyor. Mevcut şartlarda şirketlerin yemek veremez hale geldiği, kamu kurumlarının yeniden ihale açtığında da yeni yemek şirketi bulunmakta zorlanacağı belirtiliyor.