"Yatırımcıya yerli makine alımında 6'ncı bölge teşvikleri uygulansın”

Türkiye tekstil makineleri ihracatında ilk çeyrek için olumlu bir grafik çizse de ithalat ayağındaki ilk iki aylık tablo sektörü düşündürüyor. 2021’in ocak ve şubat aylarında toplamda 345 milyon dolarlık ithalat yapılırken, sektör yetkilileri, yerli müşteriye yerli makine alımlarında 6. Bölge teşviki uygulanması çağrısında bulundu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
"Yatırımcıya yerli makine alımında 6'ncı bölge teşvikleri uygulansın”

Barış SEDEF

COVID-19 döneminde Türkiye’de en az kayıp veren sektörlerin başında tekstil makineleri geliyor. 2020’de 752 milyon dolar ihracat yapılırken 2019’a göre kayıp yüzde 5,9’da kaldı. 2020’nin son çeyreğini hareketli geçiren sektör bu ivmesini 2021’e de taşırken madalyonun diğer tarafında ithalattaki yükseliş ihracatı geçmiş durumda. Buna göre sektörün 2019 yılında 1,2 milyar dolar olan ithalatı 2020’de yüzde 50 artış göstererek 1,8 milyar doları buldu. Tekstil makinelerinde 2021’in ilk iki ayında, 345 milyon dolarlık ithalat yapılırken geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 83’lük artış gerçekleşti. İhracat tarafında ise sektörün ilk çeyrek karnesi 237 milyon dolar. Bu bağlamda dış satım tarafında geçen yıla göre yüzde 34,8’lik artış söz konusu.

Dokuma ve iplik makineleri ithalatında yüzde 100 artış var

Tekstil Makina ve Aksesuar Sanayicileri Derneği (TEMSAD) Başkanı Adil Nalbant, ithalatta iplik ve dokuma makinelerinde yüzde 100 artışlar yaşandığına dikkat çekerek, “Örgü makinelerinde yüzde 43,1 tekstil boya ve apre makinelerinde ise yüzde 69,4’lük ithalat artışı kaydedilmiş durumda. İthalattaki gidişatın önüne geçmek ve sektörü hareketlendirmek adına yerli müşterilerimiz 6. Bölge teşviklerinden faydalandırılsın” diye konuştu. Bünyelerindeki bazı üyelerin boya makineleri alanında 2021 siparişlerini doldurduğuna vurgu yapan Nalbant, “Bazı üyelerimiz 2022 siparişlerini almaya başladı. Ancak ithal makinelerde ise ilk iki ayda yüzde 83’lük artış var. Bu durum böyle devam ederse sektörün ithalat oranı yılsonunda 2,7 milyar dolarlara gelecek. Biz, ithal edilen makineleri de bir şekilde üretmek zorundayız. Makine sektörüne burada önemli görevler düşüyor” değerlendirmesinde bulundu.

Sektör 'yerlilik şartı' istiyor

Kapsayıcı bir devlet politikası oluşturmamız gerekiyor

Nit Örme Genel Müdürü İrfan Yolcular: “Biz 12 yıldır Çin’in düzenlemiş olduğu tekstil makineleri fuarına katılıyoruz. Fuarların ilk günlerinde Çin’deki sektör temsilcileri ve üniversiteler stantları dolaşarak makinelerimizde ne gibi yenilikler yaptığımızı soruyorlardı. Hatta bizden piyasa fiyatının iki katı üzerinden örgü makinesi aksamı aldılar. Bizden aldıkları verileri tek bir merkezde toplayarak analiz ettiler. Gelinen noktada ise 10 yıl önce Çin’de üretilmeyen triko makineleri bugün Çin’de yapılmaya başlandı. Çin bu know-how’u elde etmek için devlet politikası belirledi. Bizim de bu yönde bir politika belirlememiz gerekiyor. Şu anda Çinli bir üretici Türkiye’ye yıllardır makine satamıyordu. Çin devleti Türkiye özelinde bu firmaya teşvik verdi. Buna ilave yurt dışındaki ticari ataşeliklerden gerekli destekleri göremiyoruz. Dolayısıyla kapsayıcı bir devlet politikası oluşturmamız gerekiyor.”

İhtiyaç duyulan makinelerde yerlilik şartı getirilmeli

Ağteks Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ağrikli: Tekstil makineleri alanında Almanya kendi üreticilerine finansman konusunda kolaylıklar sağlıyor. Bunu avantaja çeviren Alman üreticiler, Türkiye’deki müşterilerine 10 yıllık vade için nerdeyse faiz almıyor. Çin de bunu yapmaya başladı. Dünyaya baktığımız zaman hızla yayılan bir yerlileştirme akımı görüyoruz. Bizim tekstil makineleri alanında iç piyasa müşterilerine ihtiyacımız var. Bizim üreticiler olarak bu makineleri satabilme konusunda herhangi bir destek mekanizmasına ihtiyacımız yok. Biz tekstil makineleri üreticileri olarak teşvik istemiyoruz. Yerli makine alan sanayiciye 6. Bölge teşvikleri uygulansın. Bu tarz bir uygulama en azından üretimini yapmış olduğumuz makinelerin iç pazarda talep görmesini ve tekstil makinelerindeki cari açığa olumlu yönde katkı sağlayacak. Buna ilave ülkemizde büyük yatırım yapan firmalara önemli teşvikler veriliyor, ancak bu yatırımcıların yerli makine veya ithal makine alımı konusunda herhangi bir ayrımları yok. Yapılan üretimin türü ve ihtiyaç duyulan makinelere göre yerlilik şartı getirilmeli. Hindistan bu tarz modelleri uygulayarak tekstil makinelerinde önemli ilerlemeler kaydetti. Ülkesinde yerli makine alanlara yüzde 35 maliyet avantajı da sağlıyor. Globalde faaliyet gösteren bazı firmalar da eşit şartlarda rekabet edebilmek adına Hindistan’a üretim tesis kurdu.

Çin makineleri elini kolunu sallayarak giriyor

Öte yandan finansman konusundaki sorunlarda bize ithalat olarak geri dönüyor. Çin makineleri ülkemize elini kolunun sallayarak giriyor. Ancak biz Çin’e bu oranda makine satamıyoruz. Yanımdaki tekstilciye makinemi satamıyorum. Avrupa ülkelerine ihracat yapabiliyorum. Çünkü buradaki üreticileri finansman konusunda gerekli destekleri alabilirken ben bu anlamda fazla destek sağlayamıyorum. Diğer taraftan hammadde de ise gümrük vergisi yüzde 15 civarında olduğu için yurt dışından alım yapamıyoruz. Türkiye’de üretilebilir bazı mamul ürünlerde bu tarz vergi oranları yok ve biz bazı ürünleri ithal ediyoruz. Bunun da gözden geçirilmesi gerekiyor.”

Sentetik Tekstil makinelerinde 200 milyon dolarlık ithalat var

YGN Mekatronik Müdürü Doç. Dr. Yusuf Azrail Uskaner: “Biz bu yıl Bursa’da ciddi siparişler aldık. Buradaki en büyük müşterimiz yatırım teşvik belgesi konusunda başvuruda bulundu. Aldığı cevap, sentetik tekstil makinelerine teşvik verilmediği oldu. Buna karşılık büyük yatırımlar yapan firmalarımız sentetik tekstil makinelerini yurt dışından alıyor. Bunun önüne geçmeliyiz. Sentetik tekstil makinelerinde 200 milyon dolarlık ithalat var. Bunun önüne geçecek potansiyele sahibiz. Tekstil makinelerinde gerek dokuma gerekse örgü makinelerinin yapımında devlet destekleri gerekiyor. Özel sektörde bu tarz yatırımlar ise oldukça sınırlı.”

Teşvikli yatırımlar makine ithalatını teşvik ediyor

Girişimcilerin, teşvik belgesi kapsamında yaptıkları yatırımlarda, gümrük vergisinden muaf olarak ithal ettikleri makine ve teçhizat tutarları, toplam sabit yatırım tutarının yarısını aştı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı verilerinden yapılan derlemelere göre, geçen yıl ocak ayından bu yana toplam 241 milyar 881 milyon liralık sabit yatırım öngören projeler için teşvik belgesi düzenlendi. Bu teşvik belgeleri kapsamında 14 milyar 826 milyon dolarlık ithal makine ve teçhizat kullanılması öngörülüyor. İthal makine ve teçhizatın bugünkü tutarı 119 milyar 794 milyon liraya karşılık geliyor. Bu veri ise toplam teşvikli yatırımın yüzde 49,53’ü düzeyinde.

Cömert teşvikler veriliyor

Türkiye ekonomisinde yaşanan büyümenin istihdam oluşturabilmesi amacıyla katma değerli üretime yönelik özel teşvikler sağlanıyor. Bu kapsamda yatırım teşvik mevzuatında da belirli dönemlerde yapılan değişiklikle, ithal ürünlerin Türkiye’de üretilmesi başta olmak üzere, yatırımcılara vergi ve prim istisnaları, faiz, yatırım yeri gibi konularda cömert teşvikler veriliyor.

İthal makine tercih ediliyor

Her ne kadar yatırımlara yönelik verilen bu teşvikler, teşvik belgeli yatırımları adet ve tutar bazında ciddi oranda artırsa da yerli yatırımcıların, Türkiye’de üretilen makineleri kullanma yerine ithal makineleri tercih etmeleri dikkat çekiyor. Pandeminin tüm olumsuzluklarına rağmen 2020 yılında ihracatını 17 milyar doların üzerinde tutmayı başaran Türk makine üreticilerinin özverili üretimine rağmen, geçen yıl sadece 11 aylık dönemde ithal makine tutarı 25 milyar doları aştı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de Yatırımlarda Devlet Yardımı Hakkında Karar kapsamında gerçekleştirilen yatırımlardaki artış kadar, bunların kullandığı ithal makine ve teçhizatta da artış yaşanıyor. 2020 yılı Ocak ayından bu yana teşvik belgeli yatırım kapsamında toplam 241 milyar 881 milyon liralık sabit yatırım öngörüldü. Girişimciler bu yatırımlar kapsamında, gümrük vergisi istisnasından yararlanarak 14 milyar 826 milyon dolarlık makine ve teçhizat ithalatı yapacaklar. İthal makine ve teçhizatın bugünkü kurlarla (8.08) tutarı 119 milyar 794 milyon lirayı buluyor. Başka bir ifade ile toplam sabit yatırımın yüzde 49,53’ü kadar makine teçhizat ithalatı yapılacak.

İthal makine ve teçhizatın, sabit yatırım içindeki payı 2021 yılının ilk iki ayında ise yüzde 50’nin üzerine çıktı. Bu kapsamda şubat sonu itibarıyla toplam 29 milyar 929 milyon liralık sabit yatırım öngörüldü. Bu yatırımlar için 1 milyar 879 milyon dolarlık makine ithalatı yapılacak. İthal makinenin TL cinsinden karşılığı 15 milyar 190 milyon lira ve sabit yatırıma oranı ise yüzde 50.75 seviyesinde.

Teşvik belgelerinin ithalatı kolaylaştırıcı etkisini gözden kaçırmamak gerekir Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı Kutlu Karavelioğlu, makine ihracatının baz etkisinin olmadığı yılın ilk çeyreğinde yüksek artış sağlayarak fevkalade bir performans gösterdiğini söyledi. İhracattaki bu başarıya karşılık ithalatın daha hızlı arttığının altını çizen Karavelioğlu, “Bu konuda yatırımlarda yaşanan artışın etkisi olmakla birlikte, teşvik belgelerinin ithalatı kolaylaştırıcı etkisi de gözden kaçırılmamalı” dedi. Bu belgelerin, yerli malları koruyucu tedbirleri bertaraf ettiğini vurgulayan Karavelioğlu, “Teşvik sistemimize yerli makineleri özendirici açılımlar eklenmesi gerekiyor. Bu doğrultuda zaten var olan hazırlıkların hızla hayata geçirilmesi lazım. Sektörümüzün 10 milyar dolarlık üretim kapasitesi atıl halde duruyor. Kapasite kullanım oranımız yüzde 70 civarına ancak erişti” diye konuştu. Ölçeklerin büyütülebilmesi halinde ihracatın çok daha hızlı artacağının altını çizen Karavelioğlu, “Türkiye, ikinci büyük ihracat kalemini üreten makine sektörüne ne kadar kaynak ayırırsa, o ölçüde katma değer yaratır” ifadelerini kullandı. “Komponent vergili, bununla üretilen makine ise vergisiz geliyor” Türkiye Makine Federasyonu (MAKFED) Genel Sekreteri Zühtü Bakır, yerli makine imalatçılarının üretimde kullandıkları bazı komponentlerin ithalatında yüksek oranlı vergi alınırken, aynı parçalarla yabancıların ürettiği makinelerin ise teşvik belgesi kapsamında vergisiz ithal edildiğini söyledi.Sabit yatırımların yarısının makine teçhizattan oluştuğunu dile getiren Bakır, “Şüphesiz her alanda makine imal ediyoruz diyemiyoruz. Ancak yatırım teşvikine konu olan ürünlerin büyük bölümü ülkemizde üretilebiliyor. Ancak bizim makine üretirken ihtiyacımız olan bazı teknik komponentlerin ithalatında ilave vergiler uygulanıyor. Üretimde yerlilik oranı yüzde 70’e dayanmış durumda. Biz komponentler için yüksek vergi ödüyoruz. Ama aynı komponentlerle yabancıların ürettiği makineler, vergisiz olarak geliyor. Bu da ithal edilen makine ile imal edilen makine arasında haksız rekabete yol açıyor” diye konuştu.

“20 milyar dolarlık ihracat hedefini zorlanmadan yakalarız”

Makine sektörü, henüz pandeminin etkisinin gözlenmediği geçen yılın ilk çeyreğine göre bu yılın ilk çeyreğinde ihracatı yüzde 15 artırarak 5,4 milyar dolara çıkardı. Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı Kutlu Karavelioğlu, bu yılki 20 milyar dolarlık hedefi zorlanmadan yakalayacaklarını söyledi.

AB’nin ilk çeyrekte yüzde 14’e yakın üretim kaybı yaşadığını belirten Kutlu Karavelioğlu, “Avrupa ülkeleri Türkiye’den makine alımında hız kesmedi. Türkiye'nin AB geneline makine ihracatının yüzde 22 yükseldiği bu dönemde Almanya, İngiltere, İtalya, Fransa ve İspanya gibi makine imalatında güçlü ülkelere yapılan ihracatta yüzde 23,3 ile yüzde 37,6 arasında değişen artışlar sağlandı” dedi. Bu dönemde ABD’ye yapılan makine ihracatının da pozitife döndüğünü kaydeden Karavelioğlu, “Dünya genelinde yeniden kapanma önlemlerinin konuşulduğu bu dönemde, imalatını aksatmayan rekabetçi sektörler için önemli fırsatlar sürüyor” diye konuştu.

Şu ana kadar bu fırsatları çok iyi değerlendirerek olağanüstü bir performans ortaya koyduklarını vurgulayan Karavelioğlu, “Henüz salgının baz etkisi başlamadan elde ettiğimiz bu veriler, büyük bir başarı göstergesi oldu ve ilk çeyrekte özellikle Avrupa Birliği'ne yağmur gibi Türk makinesi yağdı. Birçok ülkede sınai üretimin düşük seviyelerde seyretmesine rağmen, Avrupalı imalatçılar ellerine geçen her fırsatta Türk makinesi aldı” dedi.

Almanya’da sektör temsilcileri ve medya kuruluşlarıyla güçlü ilişkilerinin devam ettiğini belirten Kutlu Karaveliğlu şunları söyledi:

“Onların Türk makinelerine ilgi ve ihtiyacını daha fazla değerlendirerek bu yılı bir sıçrama yılına dönüştürmek istiyoruz. Mart sonunda 2019 yılı ihracat rakamını 750 milyon dolar aşarak, baz etkisinin görünür hale geleceği ikinci çeyreğe büyük bir moralle girdik. Yılsonuna kadar 20 milyar dolar makine ihracat hedefi koymuştuk. İlk çeyrekte serbest bölgeler dâhil 5,4 milyar dolar ihracat performansımızla, bu hedefi zorlanmadan yakalayacağımıza inanıyoruz.” Mart ayında INTEC dijital fuarına Almanya’nın doğu eyaletlerindeki partnerleri VEMAS İnovasyon Birliği ile birlikte katıldıkların dile getiren Karavelioğlu, bu ay da Hannover Sanayi Fuarı'nda Türkiye’yi temsil ettikleri bilgisini verdi.

Sektör Haberleri