TÜROB, konaklama sektörünün taleplerini açıkladı
Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin, turizm sektörü içerisindeki konaklama sektörünün yaşadığı olumsuz süreç dikkate alınarak KDV indiriminin uzatılması, konaklama vergisinin ertelenmesi, kredilerinin yeniden yapılandırılması ve emlak vergisi artışlarının yeniden değerleme oranıyla sınırlı kalması talebinde bulundu.
Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin, salgın sürecinde turizm ve konaklama sektörünün durumuna ilişkin düzenlediği basın toplantısında, sektörün salgın sürecinde yaşadığı sorunlara dikkat çekti. Eresin, turizm sektörü içerisindeki konaklama sektörünün yaşadığı olumsuz süreç dikkate alınarak ‘KDV indiriminin uzatılması’, ‘konaklama vergisi’nin ertelenmesi, ‘kredilerinin yeniden yapılandırılması’ ve ‘emlak vergisi artışlarının yeniden değerleme oranıyla sınırlı kalması talebinde bulundu.
Salgın sürecinin konaklama sektörünü ve sektör çalışanlarını olumsuz etkilediğini kaydeden Eresin, şöyle konuştu: "Bu süreçte kısa çalışma ödeneği, nakdi ücret desteği gibi destekler çalışanlara nefes oldu. Yaşanan her kriz sektörümüzdeki kalifiye insan kaynağımızı olumsuz etkiliyor. Pandemide de bunu yaşadık. Ancak umut verici bir gelişme olarak, son 1-2 aydır konaklama sektöründe istihdam talebinde canlanma başladı. Oteller daha az misafir için planlama yapmış, ona göre de personel planı yapmıştı ama bugün itibarıyla İstanbul’da hemen her otel nitelikli personel arıyor. Hemen her departmanda nitelikli iş gücüne ihtiyaç var."
"Konaklama vergisi ertelenmeli"
Son 1,5 yıldır en fazla gündeme gelen konulardan birinin de kapanan veya el değiştiren otellerin olduğuna dikkati çeken Eresin, bu konuda abartılı haberlerin gündeme geldiğini, tamamen kapanan veya el değiştiren otel sayısının çok az olduğunu söyledi.
Eresin, sektör olarak, acil çözüme kavuşturulmasını bekledikleri konulara ilişkin, şunları kaydetti: "Konaklama Sektörü için KDV indirim uygulamasının 2022 yılı mayıs ayına kadar uzatılması yararlı olacaktır. Özellikle salgından zarar gören sektörlerin desteklenmesi amacıyla, Cumhurbaşkanı kararlarıyla, 30 Eylül 2021 tarihine kadar KDV oranı konaklamada yüzde 8’den yüzde 1’e, yeme ve içmede ise yüzde 18’den yüzde 8’e indirilmişti. Yeme, içme ve ulaştırma sektöründe önemli oranda toparlanma sağlandı. Turizm sektörü içerisinde konaklama sektörümüzün yaşadığı olumsuz süreç dikkate alınarak KDV indiriminin 2022 yılı mayıs ayına kadar uzatılması önemli ve gerekli görüyoruz. Ayrıca, sektörün yaşadığı olumsuz süreç dikkate alınarak 1 Ocak 2022 tarihi itibarıyla uygulamaya konulacak 'konaklama vergisi' ertelenmelidir."
"Emlak vergisi artışları 'yeniden değerleme oranıyla' sınırlı kalmalı"
Eresin, turizm sektörü ve Türkiye Bankalar Birliği arasında "Finansal Çerçeve Anlaşması" ile kredilerin yeniden yapılandırılmasının hayati önemini vurgulayarak, temerrüde düşmüş otelcilik işletmelerinin borçlarının yeniden yapılandırılması konusunda riskli sektör algısı ortadan kaldırılamadığı için, ciddi sorunlar yaşandığını aktardı.
Sorunların çözümü için Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinasyonunda turizm sektörü ve Türkiye Bankalar Birliği arasında “Finansal Çerçeve Anlaşması” imzalanarak yürürlüğe konulmasını işaret eden Eresin, anlaşmanın şunları içermesi gerektiğini ifade etti: "Eximbank veya Kamu bankalarımız aracılığıyla, turizm işletme belgeli tesislere kısa-orta vadeli işletme kredi programı ile ilk 2 yılı ödemesiz dönemli 5 yıl vadeli düşük faiz oranlı kredi kullandırılması, vadesi dolan, rotatif ve spot kredilerin KGF kredisine dönüştürülerek yeniden yapılandırılması, taksit dönemi gelmiş KGF kredilerinin ödeme süresinin 6 ay süreyle ertelenmesi, KGF kredilerinin kamu ödemelerinde de kullanılması, işletmelere mevcut maaş, SGK ve kamu ödemeleri toplamının bir yıla eşit tutarı oranında KGF miktarı tanımlanması şartları yer almalıdır."
İlk 7 ayda 1,2 milyar TL’lik teşvik başvurusu yapıldı
2020 yılını Türkiye ortalamasında bir önceki yıla göre yüzde 51 gerilemeyle sadece faaliyete açık olan otellerde yüzde 36 dolulukla kapattıklarını hatırlatan Eresin, doluluğun geçen yıl İstanbul'da yüzde 56 gerilemeyle yüzde 37 olduğunu bildirdi. 2021’in ilk sekiz ayında ise Türkiye'nin otel doluluklarının yüzde 32 artışla yüzde 44,7 yükseldiğini söyleyen Eresin, ağustosta otel doluluklarının da 2020 yılının aynı ayına göre yüzde 70,1 artarak yüzde 71'e ulaştığını kaydetti.
Eresin, İstanbul’da ise 2021'in ilk 8 ayında otel doluluklarının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23,5 artışla 44,1'e, ağustosta otel doluluklarının ise bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 101 artışla 74,9’a yükseldiği bilgisini verdi.
Salgının tüm dünyada turizmi etkilemeye devam ettiğine dikkat çeken Eresin, "En büyük rakiplerimizin ve en büyük pazarlarımızın aynı anda yer aldığı Avrupa’ya baktığımızda ağustos ayında doluluk ortalaması yüzde 64,1 olurken, ilk 8 ayda yüzde 36,7 oldu." dedi.
İstanbul özelinde şehir otellerinin yaklaşık yüzde 20'sinin hala kapalı olduğunu belirten Eresin, şehir otellerinin 1 Ocak itibarıyla tamamının hizmete girmesiyle yeni sezona hazır gireceklerini söyledi.
Konaklama sektöründe yatırımlar açısından bu yılın ilk 7 aylık döneminde 9 bin 214 yataklı 64 otel projesi için 1 milyar 225 milyon TL’lik teşvik başvurusu yapıldığını açıklayan Eresin, geçen yılın ilk 7 aylık döneminde toplam 13 bin 724 yataklı 62 otel projesi için 1 milyar 796 milyon TL’lik yatırım teşvik başvurusu yapıldığını hatırlattı.
“Doluluklar belli oranlara gelmeden otel yapımına izin verilmemeli”
Proje sayısı artsa da yatırım miktarlarında düşüşün olduğunu belirten Eresin, “Yaşanan süreç dikkate alındığında yatırımcıların yeni yatırım için koşulların düzelmesini beklediği ve yatırım planlarının ertelendiğini söyleyebiliriz. Yatırımcılar doğal olarak ihtiyatlı. Yatırımlarda üç yıldız ve butik otel tercihleri arttı. Antalya ve İstanbul yine en fazla yatırım alan şehirler oldu." diye konuştu.
Bazı bölgelerde yatırım fazlasının söz konusu olduğunu ifade eden Eresin, Türkiye’de dolulukların belli bölgelerde belli oranlara gelmeden otel yapımına izin verilmemesi gerektiğini vurguladı.
Eresin, İstanbul'da hatırı sayılır bir düzeyde Ortadoğu kökenli turist ağırlandığını belirterek, İstanbul, Bursa ve Trabzon’da Ortadoğu, Kapadokya’da yerli ve Ukraynalı misafir ağırlığı olduğunu, Antalya'nın ise Rus turistlerin ana destinasyonu olmasının yanında Ukrayna, Polonya ve Balkan ülkelerinden talep gördüğünü aktardı.