Türkiye’nin ilk ‘Yeşil OSB’si Çilimli’de kuruluyor

Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’nı imzalamasıyla tekrar gündeme gelen Avrupa Yeşil Mutabakatı, özellikle Avrupa Birliği’ne ihracat yapan ülkeleri yakından ilgilendiriyor. AB’ye ihracat yapabilmek için sanayide ve üretimde yeşil üretimi şart koşan Avrupa Komisyonu, 2023 yılından itibaren bu şartları yerine getiremeyenlerden karbon vergisi almaya hazırlanıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Türkiye’nin ilk ‘Yeşil OSB’si Çilimli’de kuruluyor

Murat KÜÇÜK

DÜNYA Gazetesi Üst Yöneticisi Hakan Güldağ’ın moderatörlüğünde 3’üncüsü gerçekleştirilen Sanayide Dönüşüm Paneli’nde, Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Şahin, Düzce 1. Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Penbegüllü, Türk Ytong Sanayi A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar ile DÜNYA Gazetesi Yazarı ve ReDis Inovation Kurucusu Selin Arslanhan baştan sona ‘Yeşil OSB’ olarak planlanan Çilimli OSB’yi ve yeşil dönüşümü konuştu. Türkiye’de ‘Yeşil OSB’ konusunda ilk aksiyon alan şehirlerden bir tanesi olduklarını söyleyen Düzce TSO YKB Tuncay Şahin, “Birçok şehirde mevcut OSB’ler dönüştürülerek ‘yeşil’ hale getirilmeye çalışılıyor. Fakat biz 2 yıldır, Düzce Belediye Başkanımız Dr. Faruk Özlü’nün önderliğinde Türkiye’nin gerçek anlamda ilk Yeşil OSB’sini Çilimli’de temelden kuruyoruz” dedi.

95 hektarlık alana kurulan Çilimli Organize Sanayi Bölgesi’nin ahşap konusunda ihtisaslaşacağını söyleyen Tuncay Şahin, OSB’nin şimdiden yüzde 100 doluluğa ulaştığını ifade etti ve şu bilgileri paylaştı: “Yeşil OSB konusunda 2 sene önce çalışmalarımıza başladık. Çilimli için fizibilite raporu hazırladık ve Doğu Marmara Kalkınma Ajansı’ndan destek aldık. Tesisin elektrik sistemini tamamladık ve yakın zamanda altyapı ihalesini gerçekleştireceğiz. Çilimli OSB; yatırımcısını 5. Bölge teşviklerinden faydalandıran ve yeşil konseptiyle Avrupa Birliği’ne ihracatı kolaylaştıran bir kimlik taşıyor. Ayrıca Düzce 1.OSB’de kurulacak gümrük sayesinde üreticilerin ihracat süreçleri de kolaylaşacak. Çilimli OSB’den çıkan bir araç 4-5 saat içinde AB topraklarına ulaşacak. Bu bizim için çok önemli çünkü Düzce ihracatının yüzde 70’ini, Türkiye ise yaklaşık yüzde 50’sini Avrupa’ya yapıyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum sağlayamayan firmalar, AB’ye ihracat yaparken zorlanacak ve yüksek oranda karbon vergisi ödemek zorunda kalacak. Bu durum firmalarımızın rekabet gücünü azaltacaktır.”

"FİRMA SEÇİMİ KONUSUNDA HASSAS DAVRANIYORUZ"

Dünyanın en büyük markalarına üretim yapan firmaların özellikle yeşil OSB’lerde yer almak isteğini kaydeden Şahin, “Dünya moda devlerine üretim yapan firmalarımız var. Çalıştıkları firmalar onlardan sürdürülebilir üretim modeline geçmesini talep ediyor. Mevcut tesislerin ve OSB’lerin yeşil dönüşümü çok maliyetli olduğu için firmalarımız Çilimli OSB’de yeni tesisler kuruyor” dedi. Firma seçimi konusunda çok hassas davrandıklarını dile getiren Şahin, “Ar-Ge ve inovasyon merkezi, marka değeri ve yüksek ihracatı olan firmalara öncelik veriyoruz. Düzce sanayisinde asgari ücretli çalışanlar yerine yüksek maaşlı ve nitelikli personellerin olmasını istiyoruz. Yerli firmalarımızı hızlı bir dönüşümle uluslararası şirketler haline getirebiliriz. Bizim firmalarımızın buna ihtiyacı var çünkü yeşil OSB’ler bunu gerektiriyor. Düzce İktisat ve Kalkınma Kongresi’nde de bu konuyu enine boyuna konuştuk ve şu sonucu çıkardık: Biz Düzce’nin sanayileşirken şehirleşemeyen, kültürel yapısını ve doğasını kaybeden bir şehir olmasını istemiyoruz” şeklinde konuştu.

YEŞİL OSB'LER ÇALIŞANLARA SOSYO-EKONOMİK KATKILAR DA SUNMALI

Yeşil OSB’lerin sadece çevreci özellikleriyle değil çalışanlara sunduğu sosyo-ekonomik şartlarla da fark yaratması gerektiğine değinen Şahin, “Yeşil OSB’lerde sosyal alanların ileri düzeyde olması gerekiyor. Yönetimlerin paydaşlarıyla güçlü iletişim kurmaları, bulunduğu coğrafyaya değer katmaları, çalışanlara ve onların ailelerine daha fazla sosyal imkan sunmaları gerekiyor. Özellikle fırsat eşitliğine dikkat edilmeli, çalışma hayatında kadınların önündeki engeller kaldırılmalı ve kadınlara pozitif ayrımcılık yapılmalıdır. Bizim için bu da yeşil OSB olmanın bir koşuludur. Düzce kadın-erkek eşitliği konusunda Türkiye’nin en güçlü şehirlerinden biridir” diye konuştu. Düzce TSO’ya kayıtlı üyelerin 410 milyon dolar ihracat yaptığını dile getiren Başkan Şahin, “Fakat Düzce’deki firmalar 2 milyar 100 milyon dolarlık ihracat rakamına ulaşıyor. Sanayicilerin fabrikaları burada ama şirket merkezleri İstanbul’da olduğu için böyle bir fark ortaya çıkıyor. Bu hem Türkiye’nin hem de Düzce’nin kanayan bir yarasıdır. Ticaret odalarının ve OSB yönetimlerinin daha iyi hizmet verebilmesi için bu durumun değişmesi gerekir. 140 ülkeye ihracat yapılan ve 20 tane yüzde 100 yabancı sermayeli şirketi olan Düzce’nin sadece üretim noktası olarak görülmesini istemiyoruz. Üretimlerini burada yapan şirketler artık Düzce’nin şirketleridir” sözleriyle önemli bir soruna dikkat çekti.

"Mutabakattan önce çalışmalarımıza başladık"

Düzce 1. Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Penbegüllü

Avrupa Yeşil Mutabakatı gündeme gelmeden önce Düzce 1.Organize Sanayi Bölgesi olarak hazırlıklara başladıklarına dikkat çeken İsmail Penbegüllü, “Biz zaten güçlü bir altyapıya sahibiz. Bugün geldiğimiz noktada yağmur sularının ve atık suların biyolojik arıtma aracılığıyla geri kazanımı çalışmalarımızı tamamladık. OSB’mizde yapılacak 341 hektarlık genişleme bölgesinde ise atık suların geri kazanımını bir üst seviyeye taşımayı hedefl iyoruz. Elde edilecek suyu çevre sulaması ve bazı fabrikaların su ihtiyacında kullanmanın yanı sıra çevremizdeki tarımsal alanlara da vermeyi planlıyoruz. Yenilenebilir enerjiye büyük önem veriyoruz. Tamamlanmış ya da inşaatı devam eden 2,5 MW ila 25 KW arasında 11 adet güneş enerji santrali (GES) projemiz var. Sadece enerjinin yeşil üretilmesine değil üretilen enerjinin verimli kullanılmasına da dikkat ediyoruz. Bütün iç aydınlatmalarımızı LED’e dönüştürdük. OSB içindeki aydınlatmalarımızı da dönüştürmek için çalışmalar yapıyor ve örnek ürünleri uygulamalı olarak deniyoruz. Bina konumlandırmada zeminin fiziksel özelliklerini inceleyerek yapılaşmayı buna göre organize ediyoruz. Bölgemizin güneş enerjisi potansiyeli Ege ve Akdeniz gibi olmadığı için firmalarımıza solar projelerde daha kapsamlı destekler sunuyoruz” dedi.

341 hektarlık genişleme alanına birçok sektörden talep var

Silah sanayisinden ahşap endüstrisine kadar birçok farklı sektörden firmanın yer aldığı, 70 sanayi parselinden oluşan ve 54’ünün faal olduğu Düzce 1.Organize Sanayi Bölgesi’nde 6 bin 800 kişinin istihdam edildiğini aktaran İsmail Penbegüllü, “OSB’mizde 341 hektar genişleme öngörülüyor. Otomotiv, makine, plastik endüstrisi, otomotiv ve makine yedek parça gibi sektörlerden genişleme alanına yönelik talepler alıyoruz. Bunların hepsi çok büyük marka değeri, Ar-Ge ve inovasyon merkezi olan ve de en önemlisi katma değer yaratan şirketler. Düzce’de katma değer üreten şirketlerin olmasını istediğimiz için yer tahsisinde seçici davranıyoruz” ifadelerini kullandı.

20 fabrika güneş enerjisine geçti

Türk YTONG Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar

Yangın tehdidi altındaki Düzce’de fabrikalar yanmaz malzemelerden inşa edilmeli Çevreci ve sürdürülebilir enerji konusunda Düzce’deki farkındalık düzeyinin genel ortalamanın üstünde olduğuna dikkat çeken Türk Ytong Sanayi A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar, bölgede 20 fabrikanın güneş enerjisi yatırımı yaptığı bilgisini paylaştı. Düzce’nin coğrafi özellikleri sebebiyle orman ürünleri ve mobilya yatırımlarına ev sahipliği yaptığını belirten Fethi Hinginar, bu durumun birçok tehlikeyi de beraberinde getirdiğinin altını çizdi ve şunları söyledi: “Düzce hem ormanlarıyla hem de ağaç ürünleri sanayisiyle her zaman yangın tehdidi altındadır. Türkiye genelinde ve Düzce özelinde, kurulacak her yeni fabrikanın enerji verimliliğini artırmak için deprem ve yangın güvenliği açısından doğru malzemeler ile yapılması gerekmektedir. Özellikle fabrikalar yanmaz malzemelerden yapılmalıdır. Yangına dayanıklı malzemeler ile inşa edilen fabrikaların sigorta maliyetleri daha düşüktür. Yeşil dönüşüm, 2050 hedefl eri ve Türkiye’nin enerji verimliliği gibi konuları bir arada düşündüğümüzde, özellikle OSB’lerde minimum enerji ile çalışacak verimlilik oranı yüksek ve katı atık oranı düşük fabrikalar kurmak zorundayız. Biz Ytong olarak yangına dayanıklı, minimum enerji tüketen yapı malzemeleri üreterek bu sürece katkı vermeye çalışıyoruz.” Türkiye’nin 2000’li yılların başında kentsel dönüşüm ile tanıştığını ifade eden Hinginar, konutlarda istenen başarının kısmen sağlandığını söyledi. Benzer bir dönüşümün sanayide de yaşanması gerektiğinin altını çizen Hinginar, “Avrupa’da konutlar kadar fabrikalar da düşük enerji tüketen yapılara dönüşüyor. Biz Türk Ytong olarak bu dönüşümün fabrikalarda da yaşanmasını gündeme taşıyoruz. Yıllık 60 milyar dolar enerji maliyeti olan Türkiye, hem enerji üretiminde hem de enerji tüketiminde maksimum verimliliği hedefl emek zorundadır. 60 milyar dolarlık rakamın büyük bölümü sanayi ve konutlardaki ısıtma maliyetleridir. Alınacak tedbirler ve yapılacak çalışmalar ile bu rakamları aşağı çekmek mümkündür. Avrupa’nın 2050 hedefi; sanayide ve konutlarda yenilenebilir kaynaklardan elde edilen enerjiyi minimum seviyede tüketmek ve 0 karbon emisyonuna ulaşmak. Enerjiyi yüzde 100 alternatif kaynaklardan elde edebilmek mümkün olmadığı için yapı malzemelerinin verimliliği daha da öne çıkıyor. Enerji tüketimi düşük malzemelerden yapılan her yeni yapı, yeşil dönüşüm için atılmış bir adımdır” dedi.

Avrupa Birliği dönüşümün hamisi

DÜNYA Gazetesi Üst Yöneticisi Hakan Güldağ

Önümüzdeki 10 yılın Yeşil Mutabakat, yeşil dönüşüm ve dijitalleşme ile şekilleneceğini belirten Hakan Güldağ ise, ihracatının yüzde 50’sini Avrupa Birliği’ne yapan Türk sanayicisi için konunun önemine dikkat çekti. Yeşil dönüşümün yenilenebilir enerji, döngüsel ekonomi ve enerji verimliliği odağında şekillendiğini dile getiren Güldağ, AB’nin bu dönüşümün hamisi olduğuna işaret etti.

"Karbonda maliyet ton başına 200 euro olabilir"

DÜNYA Gazetesi Yazarı ve ReDis Inovation Kurucusu Selin Arslanhan

Türkiye’de Yeşil Mutabakat konusunda farkındalık düzeyinin çok düşük olduğunu fakat Paris İklim Anlaşması sonrası konuya olan ilginin arttığını ifade eden Selin Arslanhan, şunları söyledi: “Avrupa Birliği 2030’da karbon oranını yüzde 55 azaltmayı, 2050’de karbonnötr olmayı hedefl ediği için sanayi politikaları da bu çerçevede şekilleniyor ve buna uygun adımlar atılıyor. Enerji ve inşaat malzemeleri en çok etkilenen sektörlerin başında geliyor. Avrupa Komisyonu, Avrupalı üreticileri karbon salınımı maliyetinin daha düşük olduğu ülkelerden gelecek rekabete karşı korumak için sınırda ‘karbon vergisi’ mekanizmasını en uygun adım olarak görüyor. Yeşil Mutabakat konusunda atılan en somut adım bu yaptırım oldu. Avrupa Komisyonu sınırda karbon vergisi bedelinin nasıl ödeneceğine dair bir süreç açıkladı. 3 yıl sürecek bu geçiş dönemi 1 Ocak 2023’ten itibaren demir-çelik, alüminyum, çimento, gübre ve elektrik üretimi sektörlerinde başlayacak. Geçtiğimiz aylarda karbon maliyetleri için ton başına 20- 30 Euro vergi alınması konuşulurken bugün 200 Euro’dan bahsediliyor. Türkiye’de karbon emisyonlarının izlenmesi ve raporlanması çok kötü durumda değil. Uygulama kısmında şirketler kendi seviyelerini ölçmeye başladı. Geçiş dönemi için bunlar yeterli olabilir fakat Türkiye’nin ihracata konu olan ürünlerde açığa çıkan emisyon tutarını denkleştirmeye yönelik adımlar atması gerekiyor.”

Sürdürülebilir yapılar Yeşil OSB'nin temeli

Yeşil OSB’lerin aynı zamanda sürdürülebilir yapılar anlamına geldiğinin altını çizen Selin Arslanhan, sürdürülebilir yapıların dünyada 3 başlık altında işlendiğini söyledi ve şu bilgileri paylaştı: “Birincisi arazi kullanımı, ikincisi su, enerji ve atık yönetimi, üçüncüsü ise malzeme ve tasarım. Son yıllarda malzeme teknolojilerinde yaşanan gelişmeler süreç için çok önemli. Ticarileşen ya da gelişim aşamasında olan bu malzemeler ekodizayn ile birleştiğinde sürdürülebilir yapıların oluşumuna katkı sağlıyor. İnşaat malzemelerinin üretimi ve inşaat yapımının toplam emisyon içinde yüzde 5 ila 12 arasında olduğunu söyleyen AB raporları, bunun yüzde 80’ine dokunulabileceğini belirtiyor. Malzemelerde yaşanan teknolojik gelişmeler yeşil dönüşümün önemli bir kısmını oluşturuyor.”

"Sıfır karbon için gelişmekte olan ülkeler desteklenmeli"

Düzce TSO YKB Tuncay Şahin

“Paris İklim Anlaşması’nın da imzalanmasıyla Yeşil Mutabakat konusu daha da ciddiyet kazandı. Fakat gelişmekte olan ülkelerin 0 (sıfır) karbon hedefine ulaşması çok kolay değil. Artan elektrik fiyatları ve yaşanan enerji krizi, kömür gibi yakıtları tekrar gündeme getirdi. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin 0 karbona belirlenen tarihe kadar ulaşabilmesi için desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum.”

Çilimli OSB Düzce'nin 5'inci üretim üssü olacak

5 organize sanayi bölgesi bulunan Düzce’de Çilimli’nin dışındaki diğer 4 OSB’de onlarca firma çalışmalarını sürdürüyor. 170 hektarlık 1’inci OSB’de 341 hektar genişleme yapılması planlanıyor. Düzce merkezdeki bir diğer üretim üssü olan 81 hektarlık 2’nci OSB, yüzde 100 doluluğa ulaşmış durumda. İlçelerde ise 133 hektar arazi üzerine kurulu Gümüşova OSB ve 88 hektarlık alanda faaliyet gösteren Akçakoca Demir-Çelik İhtisas OSB bulunuyor. 95 hektar üzerine kurulması planlanan ve şimdiden yüzde 100 doluluğa ulaşan Çilimli OSB ise "Yeşil" konseptiyle öne çıkıyor.

YEŞİL MUTABAKAT NEDİR?

Yeşil Mutabakat olarak anılan 2019 tarihli anlaşma, iklim kriziyle mücadele konusunda Avrupa Birliği’nin var olan taahhütlerini daha geniş ve etkili bir şekilde hayata geçirmeye odaklanıyor. Bu taahhütler için 2050 yılını işaret eden mutabakat, o zamana kadar Avrupa’yı karbon nötr hale getirmeyi amaçlayan bir dizi dönüştürücü politikayı kapsıyor. Bu hedefe ulaşmak için de Ar-Ge ve inovatif projeler üretmeyi amaçlıyor. Avrupa genelinde yeşil bir standart belirlemesinin yanında AB’nin iş birliği içinde olduğu ülkelerden de bu kurallara uymasını bekleyecek olması bakımından öne çıkıyor. Yeşil Mutabakat eylem planı; temiz, döngüsel bir ekonomiye geçerek kaynakların verimli kullanımını artırmayı, biyolojik çeşitliliği eski haline getirmeyi ve kirliliği azaltmayı öngörüyor.

Sektör Haberleri