Türkiye Dondurulmuş Gıda Sanayii Derneği kuruldu

Dondurulmuş gıda üreticileri ve tedarikçileri  ‘kamusal önyargıyı kırmak’ için dernek kurdu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Türkiye Dondurulmuş Gıda Sanayii Derneği kuruldu

Türkiye’de yaklaşık 2 milyar TL’lik pazarı bulunan dondurulmuş gıda sektörünün temsilcileri, dondurulmuş gıda ürünlerine olan önyargıyı değiştirmek ve sektörün gelişimi için dernekleşme yoluna gitti. 7 yönetim kurulu üyesi ile yola çıkılan Türkiye Dondurulmuş Gıda Sanayii Derneği’nin başkanı Murat Bayizit, “Hedefimiz iç tüketimi ve ihracatı artırmak.” dedi.

Türkiye’deki dondurulmuş gıda sektörünün paydaşları, sektörün gelişimini sağlamak ve karşılaşılan sorunlara ortak akıl ile çözüm üretmek amacıyla dernek çatısı altında toplandı. Kasım ayında ülke genelinde faaliyet gösteren yedi kişiden oluşan dondurulmuş gıda sektörü paydaşının bir araya gelmesi ile kurulan Türkiye Dondurulmuş Gıda Sanayii Derneği’nde öncelikli hedef, Türkiye’deki dondurulmuş gıda ürünlerine olan önyargıyı değiştirerek tüketimi artırmak, ardından da yurt dışı pazarlarını çeşitlendirmek.

Dondurulmuş gıda sektörünün paydaşlarını bir araya getiren Türkiye Dondurulmuş Gıda Sanayii Derneği’nin Kurucu Başkanlığını yürüten Murat Bayizit, bugüne dek dondurulmuş gıda sektörünü temsil eden kapsayıcı bir dernek yapılanmasının bulunmadığını belirterek, “Dondurulmuş Gıda Sanayii Derneği çalışmamızla sektörün gücüne güç katmayı hedefliyoruz.” dedi. Aynı zamanda Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkan Yardımcılığı ve Dış Ticaret Konseyi Başkanlığı görevlerini de yürüten Murat Bayizit, dünyada yaklaşık 300 milyar dolar olan pazar büyüklüğünün yanında  Türkiye’de yaklaşık 2 milyar TL’lik bir pazar olduğunu ancak her yıl bu rakamın büyüdüğünü kaydetti. Ülkemizde kişi başı dondurulmuş gıda tüketiminin yıllık 5-6 kilogram ile sınırlı kaldığını belirten Bayizit, “Avrupa’da bu rakam 30 ila 35 kilogram seviyesinde. Hem tüketim hem de üretim ve pazar payı olarak çok gerilerdeyiz. Bunun en büyük sebebi Türk insanının dondurulmuş gıdaya karşı olan olumsuz algısı ve geleneksel beslenme alışkanlıklarımızdır. Bu algı yeni nesil ile biraz kırılmaya başladı. Dondurulmuş unlu mamuller evlere girmeye başladı. Meyve ve sebze tarafında da tüketimin artması için çalışıyoruz. Hotel-restoran-catering (HORECA) alanındaki pazarımız ise sürekli büyüyor. Türkiye’de dondurulmuş gıda üretimi 2000’li yıllarda 100 bin ton seviyelerinde iken, bugün 750 bin tona yaklaştı. Biz istiyoruz ki Türkiye’de de dondurulmuş gıda perakende tarafında da büyüsün. Dondurulmuş gıdanın sağlıksız olduğu ile ilgili yanlış bir algı var. Halbuki tamamen teknolojik bir sistem (IQF) dahilinde işlenen ham maddeler  neredeyse hiçbir katkı maddesi kullanılmadan donduruluyor. Dondurulmuş gıda ürünün tazeye en yakın muhafaza şeklidir, sağlıklıdır ve güvenle tüketilebilir.” diye konuştu. Bayizit, dondurulmuş gıdanın iki yıllık raf ömrü nedeniyle de gıda enflasyonun önlenmesinde yegane kaynak olduğunu sözlerine ekledi.

"Entegre tesislerin sayısı devlet eli ile artırılmalı"

Günlük bin ton meyve sebze işleme kapasitesine sahip firmaların devlet desteği ile kalkındırılıp, sonrasında özelleştirilerek tarıma dayalı gıdanın desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Gıda Yüksek Mühendisi ve 20 yıldır dondurulmuş gıda sektöründe olan dernek kurucu başkanı Murat Bayizit, sektörün üretim rakamlarının artırılması için tarla ile fabrikanın entegrasyonu gerektiğini kaydetti. Bayizit, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kurutma, dondurma, konserveleme, taze paketleme işlemlerinin tümünün yapılmasına imkan sağlanacak tam entegre tesisler kurulmalı. Tarım sektörü diğer sektörlerden farklı bir sektördür ve öngörüleri kısıtlıdır. Yapılan yatırımların geri  dönüş süreleri nispeten uzundur. Bu sebeple de sektör dışından firmaların yatırım yapması biraz zordur. Buradan hareketle aynen savunma sanayiine yapılan destekte olduğu gibi dondurulmuş gıda sektörüne devletin ayrı bir önem vermesi ve büyütmesi ve ardından da özel sektöre devretmesi sektörün geleceği açısından çok önemlidir. Buradan hareketle de üst yapıda yüksek tonaj ve kaliteli üretim çiftçinin de sözleşmeli tarım uygulamaları ile organize edilmesi sektörümüzü başarıya götürecektir.”

Türkiye’de yaklaşık 60'a yakın dondurulmuş gıda üretim tesisinin bulunduğu bilgisini veren Murat Bayizit, derneğin üye profilini bu firmalarla sınırlı tutmayıp, -18 derece ile ilintili olan tüm alanları dernek çatısı altında buluşturacaklarını belirtti.

Amerika ve Avrupa ihracatına ‘pandemi’ dopingi

Pandemi sürecinde ise dondurulmuş gıdanın, hem raf ömrünün uzun olması hem de çeşitliliğin fazlalığından dolayı tercih edilen gıda grubu haline geldiğini söyleyen Bayizit, başta Amerika olmak üzere Avrupa ülkelerinden yoğun siparişler alındığını, üretimlerin ve ihracatın aralıksız devam ettiğini belirtti. Bu yıl ihracatta yüzde 20 seviyesinde artış olduğunu kaydeden Bayizit, “Japonya, Güney Kore, Singapur, Asya Pasifik yeni pazarlarımız. Rusya pazarında  AB ambargosunun da etkisi ile  bu dönemde sürdürülebilir bir ihracat hacmi yakaladık. Avrupa her daim öncelikli pazarımız. Son üç yılda Amerika Türkiye’den her yıl artan oranlarda ithalat yapmaya başladı. Güncel olarak dondurulmuş meyve sebze mamulleri olarak 160 milyon dolarlık ihracatımız varken, meyve sebze dışındaki tüm grupları da içine aldığımızda 350 milyon dolarlık bir ihracata sahibiz. Aynı zamanda Balkan ülkelerinden kayda değer oranda 'berry' (üzümsü meyveler - ahududu, böğürtlen, yabanmersini) ithalatı yapıyoruz. Bu ürünlerin ithal edilmesinin önüne geçmek amacıyla da Türkiye’de ve Bursa’da da 'berry' üretimlerinin artırılması  için de 5 yıldır çalışıyoruz.” dedi.

“Ürün bazında arz-talep dalgalanması yaşadık”

Bu dönemde ürün bazında bakıldığında ise bazı taleplere cevap verilemediğinden bahseden Bayizit, “Bu yıl çilek hasadı geç başladı ve erken bitti. Miktar düşük ve fiyatlar yüksekti. Avrupa’dan çilek talebi fazlaydı ancak karşılık veremedik. Kirazda ise çileğin aksine rekolte fazlaydı ancak Avrupa’dan talep düşüktü. Bu dönemde ev dışı tüketim ve market kanallarının çalışmaması talepte etkili oldu. Vişnede iyi bir hasat dönemi geçirdik. Vişnede Polonya, Macaristan ve Sırbistan gibi ülkelerle rekabet etmeye çalışıyoruz. Yine bir diğer önemli ürünümüz kayısıda da sıkıntılı bir sezon oldu. Malatya’da miktar düşüktü. Dondurulmuş gıda sektöründe aslında her yıl benzer bir tablo ile karşılıyoruz. Bir iki ürün öne çıkar, bir iki üründe de beklentilerin altında kalırız. Bu yıl işin sebze tarafı da sıkıntılıydı. Tüketimler düştü, ihracat etkilendi. Amerika bölgesinde güçlü bir potansiyel olsa da bu bölgeye ihracat yapacak nitelikte firma sayımızda eksiklik var. Bu miktarı artırmamız gerekiyor.” şeklinde konuştu. Öte yandan BTSO olarak da sektöre yönelik projeler geliştirdiklerinden bahseden Bayizit, Küresel Fuar Acentesi, Ticari Safari projesi ve UR-GE projesi gerçekleştirdiklerini anımsatarak, UR-GE kapsamındaki 29 firmanın toplam ihracatını 3 yılın sonunda 40 milyon dolara taşımayı hedeflediklerini bildirdi.

Murat Bayizit, İngiltere ve Amerika’daki dondurulmuş gıda birlikleri ile yakın temas halinde olduklarının da bilgisini verdi.

“Sektör sahipsiz kaldığı için göz ardı edilmiş”

Sektörün bir çatı kuruluşu olmaması nedeniyle sahipsiz kaldığını ve bakanlıklar nezdinde göz ardı edildiğini söyleyen Murat Bayizit, sektörün daha dinamik konuma ulaşması için ürettikleri çözüm önerilerini ise şu şekilde sıraladı: “Sektörümüz pek çok destekten, kapsama dahil edilmemesi nedeniyle, faydalanamıyor. Firmalar kendi kendilerine kalkınmaya çalışıyor. İhtiyacımız olan en büyük destek tarla tarafı. Tarıma ayrılan destek bütçesinin (22 milyar TL)  yüzde 10’unun endüstrileşmeye ayrılması ve işin tarla boyutunda nitelikli iş gücünü organize etmemiz sorunun kökenine inmemizi sağlayacak. Başta KDV olmak üzere ihracat desteklerinin firmalara ödenmesinin zamanında yapılması üreticiler açısından son derece önem arz ediyor. Türkiye’de sektörümüzde orta-ileri teknoloji ile üretim yapılıyor. Yüksek teknolojik makineler ithal ürün olduğu için bu yatırımların yapılması zor. Üretim teknolojilerinin gelişimi amaçlı sektöre yönelik özel teşvikler verilmeli. Ayrıca navlun desteği rakiplerimiz karşısındaki en önemli destek olacaktır.”

Geçici yönetim kurulu görevinin başında

Murat Bayizit’in kurucu başkan olarak görev aldığı Türkiye Dondurulmuş Gıda Sanayicileri Derneği’nin yönetim kurulu ise şu isimlerden oluşuyor: Burak Bensin (Benmark), Bülent Yıldırım (Kaledonya), Berkan Küçük (Ulubay), Taylan Gürbüz (Senas), Muharrem Kaan (Kaanlar Grup) ve Muhammet Kutu (Kutup Gıda).

Rakamlar:

Türkiye dondurulmuş gıda pazarı (yıllık): 2 milyar TL

Türkiye’nin dondurulmuş gıda kapasitesi (yıllık): 750 bin ton

Türkiye’de kişi başı tüketim (yıllık): 5 kg

Türkiye’de faal firma sayısı: 60

Dondurulmuş gıda sanayinin sağladığı istihdam: 20 bin

Sektörün ihracat cirosu (meyve-sebze): 160 milyon dolar

 

Sektör Haberleri