Türkiye; ABD’nin de Avrupa’nın da 14 yıl ilerisinde!

Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicileri Derneği (MÜMSAD) trans yağ oranını yüzde 1’e düşürerek ABD başta olmak üzere Kanada ve Avrupa’dan da önce trans yağ ile ilgili sağlıklı koşulları oluşturdu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Türkiye; ABD’nin de Avrupa’nın da 14 yıl ilerisinde!

Osman KILIÇ

Bünyesinde Türkiye’deki margarin firmalarının yüzde 95’ten fazlasını barındıran Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicileri Derneği (MÜMSAD) trans yağ oranını yüzde 1’e düşürerek ABD başta olmak üzere Kanada ve Avrupa’dan da önce trans yağ ile ilgili sağlıklı koşulları oluşturdu.

Trans yağda yüzde 2’nin güvenli sayılabilen seviye olduğunu, yüzde 1’in ise yok kabul edilen değer olduğunun altını çizen MÜMSAD Genel Koordinatörü Ebru Akdağ, “Biz 2007 yılı itibariyle margarinlerdeki trans yağ oranını yüzde 1’e düşürdük. Türkiye trans yağların elimine edilmesinde ABD’nin 12, Kanada’nın 13 ve AB’nin 14 yıl önündedir. Bize benzer şeyi Avustralya’da kalp vakfı yapıyor. Bizde de bunun öncülüğünü MÜMSAD olarak biz yapıyoruz” diye konuştu. Dünya Sağlık Örgütü’nün trans yağların yüzde 2’nin altına düşürülmesi için 2023 hedefi koyduğunu vurgulayan Akdağ, bunu onlardan önce yaptıklarını ve bu konuda öncü olduklarını dile getirdi.

Firmaların trans yağın seviyesini düşürdükleri için Avrupa’da büyük bir avantaj sağlarken bu durumun Orta Doğu ülkelerinde tam tersi olduğunu aktaran Akdağ, “Orta Doğu ülkeleri daha yüksek fiyatlar vermek istemiyorlar” dedi. Türkiye’deki tüketicilerde de trans yağ ile ilgili farkındalığı gözlemlediklerini belirten Akdağ, “Bizde bu farkındalığı daha fazla desteklemek için çalışmalar yapıyoruz” şeklinde konuştu. Akdağ, trans yağın yok denecek seviyede olmasının firmalara Avrupa’da ihracatta avantaj sağlayabileceğini de dile getirdi.

“Trans yağ sonradan eklenen bir şey değildir”

Türkiye’de trans yağın sonradan eklenen bir şey olduğunu düşünenlerin olduğunu söyleyen Akdağ, “Trans yağ kendiliğinden oluşan bir şeydir ve 2 şekilde oluşur. Biri doğal olarak ortaya çıkanlardır, bunlar geviş getiren hayvanların midesinde oluşur. Dolayısıyla hayvanlardan elde edilen et, süt, tereyağ gibi ürünlerde doğal trans yağ bulunur. İkinci tür ise endüstriyel trans yağdır. Bu tür de istenmeden oluşan bir bulaşandır” diye konuştu. Eskiden bu durumun normal göründüğünü hatırlatan Akdağ, “Ne zaman ki trans yağların bir risk yaratacağı ortaya kondu, hemen Ar-Ge çalışmalarına başlandı. Bu konuda da dünyadaki öncülerden biri biziz. Bu konuda dünyada da düzenlemeler ve çalışmalar mevcut, hemen hemen gelişmiş tüm ülkeler trans yağ limitini yüzde 2 olarak belirledi” dedi.

“Dondurulmuş ve kurutulmuş ürünlerde katkı maddesi yok”

MÜMSAD olarak üyeleri arasında dondurulmuş ve kurutulmuş ürünler satan firmaların da bulunduğunu bildiren Akdağ, “Bunlar da gayet sağlıklıdır. Onlarla ilgili de katkı maddesi iddiaları ortaya atılıyor fakat kesinlikle yanlıştır. Bu iki ürün grubu da dünyanın en eski saklama yöntemlerini kullanmaktadır” dedi. Bu konuya örnek olarak toz çorbanın mucidinin Türkler olabileceğini söyleyen Akdağ, “Tarhana çorbası buna en önemli kanıttır” diye konuştu.

Sektör Haberleri