Yabancı markalardan ‘haksız rekabet’ itirazı
Türkiye’de faaliyet gösteren bazı yabancı perakende markaları, tüketicinin yurtdışından internet yoluyla sipariş ettiği ürünlere daha az vergi ödemesinden şikayetçi oldu. İthalattaki vergilerin, yabancı marka satan perakendeciler için de düşürülmesini talep eden TMD Başkanı İzzet Stamati, “Bu yüksek vergi ortamında yeni bir yabancı markanın Türkiye’ye giriş yapması çok zor” dedi.
Hazır giyimde yabancı markalara yapılan üretimde yakalanan başarı, son yıllarda işin perakende kısmında kan kaybediyor. Bir dönem Türkiye’ye gelmek için hevesli olan yabancı moda ve perakende markaları, artık Türkiye’yi hedef pazar olmaktan çıkardı, hatta gelenlerin birçoğu da kepenk kapatıp gidiyor. Bunun nedeni, iç pazardaki üreticiyi korumak için ithalata son 10 yılda kademeli olarak getirilen vergiler. Türkiye’de faaliyet gösteren bazı yabancı perakende markaları; özellikle hazır giyim, ayakkabı ve çanta ürünlerinin ithalatı bakımından ürünleri satışa arz edebilmeleri için, gümrük vergisi, ilave gümrük vergisi, ek mali yükümlülük, KDV, damga vergisi, kayıt belgesi; referans fiyat uygulaması, Tareks test maliyetleri, antrepo maliyetleri, müşavir ve beyanname masrafları, kira, çalışan maliyeti gibi(SGK, Stopaj v.s masrafları) kalemlerde ödeme yapıyor. Tüm bu giderlerin maliyete yüzde 53 oranında yansıdığını ifade eden tescilli (yabancı) markalar, bugünlerde vergi konusunu yeniden masaya yatırdı. Nedeni ise pazarda oluştuğu iddia edilen haksız rekabet…
'E-ticarette vergi düşük'
İthalattaki yüksek vergi konusunun yeniden gündeme gelmesini, e-ticaretin aldığı hız yol tetikledi. Özellikle pandemiyle birlikte e-ticarete yönelen tüketici, internet üzerinden yabancı marka ürün aldığında, tüketiciye Avrupa Birliği ülkelerinden gelenlerde %18, diğer ülkelerden gelen postalar da ise %20 maktu vergi uygulanıyor. Bu işi ticaret olarak yapan organize perakendeciler ise az önce sıraladığımız ve yüzde 50’yi aşan oranda vergi ve ek mali yükümlülere girince, piyasada bir haksız rekabet ortamından şikayetçi durumdalar. Bu durumla ilgili bir rapor hazırlayıp, geçtiğimiz günlerde Ticaret Bakanlığı’na ileten yabancı markalar, Ankara’dan bir toplantı tarihi bekliyor. Konuyla ilgili görüştüğümüz Tescilli Markalar Derneği (TMD) Başkanı İzzet Stamati, 2011 yılından beri ayakkabı, çanta ve hazır giyimde ithal ürünlere getirilen yüksek vergilerin, yabancıların pazardaki durumunu güçleştirdiğini ve bunun istihdama da olumsuz yansıdığını söyledi. Stamati, şöyle devam etti: “Bakanlığa sunduğumuz raporda birçok başlığımız var. Birincisi, bu haksız rekabet. İkincisi de fiyatlarımızın vergiler nedeniyle diğer ülkelere göre yüksek olması. Turiste bile pahalı geliyoruz artık. Öte yandan Türkiye’ye gelen markalar zorlanıp çıkıyor pazardan. Dernekte bile üye sayımız çok düştü. Yüksek vergi ortamında Türkiye’ye bir yabancı markanın gelmesi artık çok zor.”
‘Kazıkçı marka statüsündeyiz’
Son dönemde artan e-ticaretin rekabeti olumsuz yönde etkilediğine dikkat çeken Stamati, “E-ticaretle birlikte, tüketici yurtdışından ürünleri getirdiği zaman AB için yüzde 18, diğer ülkelerden getirirse yüzde 20 vergi uygulanıyor. Biz ise ithalat yaptığımız zaman ürün AB ülkesinden ise bir tek KDV ödüyoruz, diyelim ki bu ürün Vietnam’da üretilmişse, -ki artık ayakkabılar orada üretiliyor, yüzde 42 artı yüzde 8 KDV ödüyoruz. Çok büyük bir fark ortaya çıkıyor ve haksız rekabet yaratıyor bu durum. Bir de tüketici nezdinde Türkiye’de bulunan bu markalar, tabiri caizse ‘kazıkçı’ statüsüne sokuluyor. Bu da istihdamın düşmesine sebep oluyor” dedi. Türkiye’de ithal markalı ürünlerle mağazacılık yapmanın çok zorlaştığını belirten Stamati, “Birçok marka zaten bu nedenle Türkiye’den çıkış yaptı. Fiyat tutturamıyorlar. Tüketici, bu ürünleri almak istemiyor. En son Forever New çıktı pazardan, Micheal Kors çıktı” dedi.
‘Yüzde 25’i geçmemesi lazım’
İzzet Stamati, geçmiş dönemde ithalatta kilogram başı vergi uygulaması yapıldığını, yine bu yönteme geçilebileceğini, vergilerin düşürülmesini talep ettiklerini söyledi. Vergi ve ek mali yükümlülüklerinin maliyetinin yüzde 53’e geldiğini, bu oranın yüzde 25’i geçmemesi gerektiğini ifade eden Stamati, “Vergilerdeki tutarsızlık nedeniyle Türkiye’ye hiçbir sektörde yabancı yatırımcı çok gelmiyor artık. Özellikle de tekstilde… Bizim bile Tescilli Markalar Derneği’nde 40’a yakın üyemiz vardı. Şu anda 20’ye düştü, eridi. Tekrar belirtmek isterim ki, yabancı markaların Türkiye’de yatırım yapabilmesi mağazacılık olarak çok mümkün gözükmüyor. Var olanlar bir şekilde devam ediyor. Ama yeni bir markanın Türkiye’ye giriş yapması çok zor” dedi.
‘Taklit pazarına da etkisi var’
Konuyu Ticaret Bakanlığı’na iletmek üzere hukuki boyutta devreye giren Kahveci Hukuk Bürosu’nun Kurucusu Vehbi Kahveci, uzun yıllardır sektörü yakından takip eden bir isim. Kahveci, internet üzerinden yapılan alışverişte ödenen vergi tutarının, yerleşik perakende firmalarına göre düşük olmasının haksız rekabete yol açtığını söyledi. Kahveci, “Bu durum dürüst satıcı bakımından müşterisi gözünde itibar kaybedici bir hal almakta ve fiyatlar arasında uygulama nedeni ile oluşan fark haksız rekabet oluşturmaktadır. Bununla beraber alışveriş turizmi için gelen turistlerin ürünleri pahalı bulması, yerleşik tüketicilerin de bu ürünleri yurt dışı seyahatlerinde tedarik etmeleri, perakende sektörünü olumsuz etkilemekte, yüksek döviz kaybına neden olmakta, devletimiz adına da vergi kaybına sebep olmaktadır. Bu durum taklit ürün piyasasının büyümesine ve vergilendirilemeyen kara para ekonomisinin oluşmasına da olanak sağlamaktadır. Oluşan haksız rekabet ortadan kaldırılmalıdır” dedi.