Üreticilerden markalara “yerli” tedarik tepkisi
Deprem sonrası Türkiye’den tedariki sürdürme sözü veren yabancı markaların aksine yerli markaların son 6 aydır yurtdışı tedariki artırması üreticilerin tepkisine yol açtı. Sektör temsilcileri, “Yerel üretimin gücü ile global oldular. Ahde vefa zamanı. Tedarikte daha milliyetçi davranılmalı” mesajı verdi.
YENER KARADENİZ
Son bir yılda gerek en büyük pazarımız olan AB’de yaşanan durgunluk gerekse Çin gibi rakiplerin piyasaya dönmesi, hazır giyim ihracatını negatif etkiledi. İhracatta düşüş devam ederken alım gücünde yaşanan gerileme iç piyasa satışlarına da sirayet etti. Artan maliyetler nedeni ile tüketiciye ulaşılabilir fiyat sunamayan ve yurtdışından tedariğe yönelen markalar kervanına yerel zincirler de dahil oldu. Bu durumun başta fason üreticiler olmak üzere giyim sanayiinde faaliyet gösteren 40 bini aşkın üreticiyi zor durumda bıraktığını dile getiren sektör temsilcileri, yerli markalara çağrı yaparak: “Herkesin elini taşın altına koyması ve karlarından feragat etmesi gereken bir dönemden geçiyoruz. Üretim gücümüzü kaybettiğimizde yerine koyamayız. Tedarikte daha milliyetçi olunmalı” mesajı verdi.
Rakiplere yöneldiler
Moda ve Hazır Giyim Federasyonu (MHGF) Başkanı Hüseyin Öztürk, geçen hafta İzmir’de sektör temsilcileri ile bir araya geldiklerini belirterek izlenimlerini paylaştı. Öztürk, “Genel olarak sektör bir daralma yaşıyor. Önümüzdeki süreçte büyükşehirlerin maliyetleri ciddi şekilde arttığı için bu durum işsizliğe yol açacak. AB’nin Türkiye’den fiyat olarak beklentileri farklı. Resesyon yaşıyorlar artan enerji ve işçilik maliyetleri sektörde durgunluğa yol açtı. Kur da baskılanıyor. Sadece çorap sektöründe kapasite yüzde 35-40’a geriledi. Ana üreticiler bir şekilde kendini götürüyor ama fason üreticiler oldukça zor durumda. Bizim yerel zincir markalarımız rakip ülkelerden alımları artırıyorlar” dedi.
Hem dışardaki organizasyonları hem de Türkiye’deki mağazaları için bu alımları yaptıkları iddiasında bulunan Öztürk, şöyle devam etti: “Mümkün olduğu kadar son ürünleri dışarda yaptırıp getiriyorlar. Aldığımız duyumlar malı finiş’siz getirip burada yaptırıyorlar. Bu şekilde yerli malı gibi satıyorlar. Kuzey Afrika, Özbekistan ve Uzakdoğu’dan alımlar artıyor. Buradaki üreticilerle büyüyen zincirlerimiz bugün üreticiyi yüzüstü bırakıyor.”
Yerel üreticilerle global oldular
Türkiye’nin bir darboğaz içinde olduğunu vurgulayan Öztürk, “Üretimi kaybettiğimizde yerine yeniden koymamız mümkün değil. Türkiye üretim birikimini kaybetmek üzere. Zincirler karlarından fedakarlık ederlerse -ki etmeleri de gerekir- bu süreç servet edinme süreci, varlıklı olma süreci değil; var olma sürecidir. Bu Türkiye’nin de var olma sürecidir. Biraz daha stratejik davranılmalı. Bunu sağlamazsak biz değil ben oluruz. Bu zincirler yerel üreticiler ile global marka haline geldiler. Burada geriye dönüm bir ahde vefa bir ülke stratejisi ve biz kimliğini kullanarak hareket etmeliyiz. Salgında bile böyle bir süreç yaşamadık. Tüm sıkıntılı süreci üretici yaşıyor” şeklinde konuştu.
Daha milliyetçi davranabilirler
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Ramazan Kaya, açık bir ticaret sisteminin olduğunu ve herkesin istediği yerden ticaretini yapabileceğini belirterek, “Asgari ücret zammı ile işçilik maliyetimiz 600 doların üzerine çıktı. Rakip ülkelerde bu rakam 100-200 dolar. Maliyet açısından o ülkeler ile yarışamıyoruz. Yarışamadığımız zaman yabancılar gibi yerel markalar da alımlarını kaydırıyorlar. Bu konuda tabi ki yerel markaların milliyetçi ve manevi duygular ile yerel üreticilerden alım yapmalarını isteriz.
Ama bu markaların hem Türkiye hem de yurtdışıda mağazaları var. Bunları göz önünde bulunduruyorlardır. Asıl sorun kurun sabit kalması artan maliyetler. Karsız döneme girdik. Bu devam ettirilemez. İstihdam çıkışları ve sürdürülebilirlik sorunlarına yol açacak. Sektörde istihdam ve iş kayıplarının önüne geçmek için mutlaka kısa çalışma ödeneğinin uygulanması gerekiyor” şekilde konuştu. Kaya, son dönemde hazır giyimde ithalatın artış trendine girdiğini ve tekstilde ise dış ticaret açığı verildiğini hatırlattı.
Tek taraflı bakılmamalı, mentalite değişmeli
Yerel markalara çağrıyı doğru bulduğunu ancak bu duruma tek taraflı bakılmaması gerektiğini dile getiren Yağmur Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Kaya, “2021 Ekim-Aralık aylarında bizde hammaddeler dünya piyasasının daha üzerindeydi. Bu sürdürülebilir değildi ve talep düşünce fiyatlar da düşmeye başladı.
O dönem üreticinin elindeki koz Uzakdoğu’nun yaşadığı üretim sıkıntısı ve yüksek navlun idi. 2022’den itibaren navlun düştü ve Uzakdoğu’da üretim canlandı. Bizim düşünsel olarak kendimiz kimseyi suçlamadan üretici iken kendimizi zincir marka yerine koymalı, zincir iken de üretici yerine koymamız lazım. Bu yapılamasa dahi merkezi otoritenin regülasyon görevini doğru yapması gerekir. Bu dönemde hiç regülasyon yapmadı merkezi otorite ve hep izledi.
Bizim sıkıntımız var demesi gerekenler de doğru zamanda doğru tepkiyi veremedi. Mentalite olarak bir değişime uğramamız lazım. Yabancı markalar destek sözü verdi ama o alanda da büyük siparişleri görmek istiyoruz. Bir afet yaşadık. 11 ili etkiledi. Bizim AB’deki tedarikçilerimiz ve pazarımıza net bir şekilde üretim eksikliğini kapatacak güce sahibiz dememiz gerekiyordu. Demişsek de daha güç sesle demeye devam etmeliyiz” ifadelerini kullandı.