Tekstile 3D dizayn merkezi geliyor
TİM Kadın Konseyi Başkan Yardımcısı Nilgün Özdemir, tekstil sektörünün kümeleme yapması halinde gücünü daha etkin kullanacağını belirtti.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından düzenlenen ‘TİM Women Export Talks’ın ikincisi “İhracata Nasıl Başladık? Nasıl Başardık?” başlığı ile 19 Kasım Dünya Kadın Girişimciler gününde yapıldı.
Türkiye’de firmaların bireysel çalıştığını ifade eden TİM Kadın Konseyi Başkan Yardımcısı Nilgün Özdemir, tekstil sektörünün kümeleme yapması halinde Türkiye’nin global pazarda gücünü daha etkin kullanabileceğini söyledi. Değişen dünyaya entegre olmanın çok önemli olduğuna dikkat çeken Özdemir, “Dijitalleşme ve yeni sisteme ayak uydurmak adına Sanayi Teknoloji Bakanlığı ve AB ile birlikte 12 milyon dolarlık bir dizayn merkezi projemiz var. Bu merkezde firmalar dijitalleşmenin tedarik zincirindeki 3D ile aksesuarını renklendirebileceği ve dizayn yapabileceği bir alt yapıyı sunuyoruz. Proje tam tamamlanmadığı için lansmanını yapamadık. Her firma gelip burada çalışma yapabilir. Merkezin kurulumu bitti, sadece uygulamasına geçilecek. Bu birbirine bağlı bir entegre sistem oldu. İTKİB olarak yapmamız gerekenlerden bir tanesi sektörün önünü açmak.” ifadelerini kullandı.
“Markada kaliteden ödün vermemeliyiz”
Girişimcilere teşviklerin yeniden revize edilmesi için görüşmelerin devam ettiğini aktaran Özdemir, “Şu an birçok alanda teşvikler verilmekte. Türkiye markalaşmada önemli adımlar attı. "Made in Turkey" bir marka. Türk markası algısını kimsenin bozmasına izin vermememiz lazım. Kaliteden ödün vermememiz lazım. Sürdürülebilirlik tek başına bir şey ifade etmiyor. Çevre, insan sağlığı ve yenilenebilir enerji gibi birçok konuyu kapsıyor. Bunlar maliyetlerimizi artırabilir ama bunlara bizi öne çıkaracak unsurlar olarak bakmak lazım.” dedi.
İhracata 1987 yılında 7 bin adet ürünle başladıklarını ve 2019 yılı itibarıyla 150 milyon dolarlık ihracat yaptıklarını vurgulayan Koton Yönetim Kurulu Üyesi Gülden Yılmaz da, yurt dışında 203 yurt içinde 301 olmak üzere 504 mağazalarının bulunduğunu söyledi. E-ticaret ile şu an 15 ülkeye ihracat yaptıklarını ve 2021 yılı sonu 50 ülkeye çıkarmayı planladıklarını aktaran Yılmaz, markalaşma yolculukları hakkında şu açıklamalarda bulundu: “Markalaşma gerçekten kolay bir yolculuk değil. Biz 1994 yılında ilk atölyeyi açtık ve ondan sonra kendi markamızla ihracat yapmaya başladık. Markalaşmak için ürününüzü talep edilebilir hale getirmeniz gerekiyor. Bir koleksiyon hazırlanmasından pazarlama faaliyetlerine kadarki süreç markalaşmayı kapsıyor.” Kadın girişimcilerin devletin verdiği birçok destekten faydalanmalarının önemli olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Turquality desteği büyük bir şans. Türkiye’nin iyi bir altyapısı var. Bu alt yapıdan en az bir dünya markası çıkarmalıyız. Türkiye'yi AB’nin Fast Fashion’ı yapabilecek ülke” diye konuştu.