Sanayinin eleman sorununa, OSB çözümü
Geçen yıl 100 bin yeni istihdam sağlanmasına rağmen ara eleman konusunda sıkıntının sürdüğü tekstil ve hazır giyim sektöründe MHGF tarafından yeni bir formül geliştirildi. Başkan Öztürk, okullardaki atölyelerin kaldırılmasını, OSB’lerdeki fabrikaların eğitimin parçası olmasını önerdi.
Yener KARADENİZ
Bu yılı sektörel tasarım yılı olarak ilan eden ve bu kapsamda İstanbul’dan Mardin’e kadar uzanan birçok ilde bir dizi panel, defile ve konferanslar düzenleyecek olan Moda ve Hazır Giyim Federasyonu (MHGF), döngüsel ekonomiyi de bir adım daha ileriye taşıyarak ileri dönüşüm hareketi başlattı. Beraberindeki heyet ile DÜNYA Gazetesini ziyaret eden MHGF Başkanı Hüseyin Öztürk, ilkini geçtiğimiz hafta İstanbul’da gerçekleştirdikleri defile ve benzeri etkinliklerin Türkiye’nin birçok ilinde devam edeceğini anlattı.
Öztürk, tasarımın önemini hem örgüt hem de sektör içinde tartışılıp konuşulması gerektiği düşüncesi ile böyle bir hareketi başlattıklarını belirtti. Bu kapsamda ilk etkinlik geçtiğimiz hafta Şerefiye Sarnıcı’nda Ricchezza Bridal’ın Nymphs Koleksiyonu’nun defilesi ile gerçekleşti. Bu etkinliklerde önem verdikleri bir diğer alanın da döngüsel ekonomi olduğunu anlatan Hüseyin Öztürk, “Döngüsel modayı da devreye aldık. Döngüsel modada yeniden dönüşümü sağlayacak bir zirve planlıyoruz” dedi. Burada ileri dönüşüme dikkat çeken MHGF Başkanı Öztürk, sektörün en büyük sıkıntıları arasında yer alan stok sorununun da bu yolla çözülebileceğine işaret etti. İleri dönüşüm, modası geçmiş ürünlerin, ufak değişiklikler ile yeniden günümüz modasına uygun hale getirilmesi anlamına geliyor. Öztürk ve beraberindeki heyet, sektörel sorunlara da değinerek söz konusu sorunlar arasında ilk sırayı ara elemanın aldığını anlattı. Bununla ilgili çözüm önerilerini de paylaşan MHGF Başkanı Öztürk, mesleki eğitimde bir takım değişiklikler yapılması gerektiğini belirtti. Öztürk, “Atölyelerin kalkması lazım. OSB’lerde yüzlerce fabrika var. Bilgi okulda, uygulama sektörde olmalı. Biz sürekli ülke olarak üniversite öğrencilerine burs veriyoruz. Liselere de burs verilmesi lazım. Sürekli eğitim politikaları değişmemeli” dedi.
Topyekün bir organizasyon
Öte yandan gerek artan hammadde fiyatları, gerek işçilik ve enerjide artan maliyetlere karşılık işletme ve yatırım. Konusunda finansmana ise ulaşmakta zorlandıklarını dile getiren Öztürk, sanayinin üretim, istihdam ve ihracatta mihenk taşı olduğunu vurgulayarak, son dönemde sanayiciler olarak büyük sıkıntılar yaşadıklarını belirtti. Öztürk, “Bu kaleler çekildiği zaman çok büyük sorunlar yaşanır. Önümüzdeki süreçte bu kaleleri nasıl inşa edeceğiz. Topyekûn bir organizasyona gitmemiz gerekiyor” dedi. MHGF, tekstil ve hazır giyim sektöründe 33 derneğin ve 10 bin civarında da kayıtlı üyenin bağlı olduğu bir federasyon. Bu kapsamda MHGF temsiliyet alanı açısından olarak en büyük federasyonlardan biri. Üretim ağırlıklı şirketlerin yer aldığı federasyon, sektör ihracatının yüzde 65’ini temsil ediyor. Hazır giyim ve konfeksiyon sektörü, 2021’de ihracatını bir önceki yıla göre yüzde 18,3 artışla 20 milyar 250 milyon dolara taşıdı. Söz konusu artışta salgın etkisi ile değişen tedarik zincirinin etkisi de oldukça yüksek. Ancak son dönemde terminlerin kısaldığını ve miktarların ise düştüğünü dile getiren Öztürk, şöyle konuştu: “Alıcının ürünle ilgili detaylı baskısı, talepleri arttı. Hız ile ilgili talepler çok daha fazla arttı. Kendi operasyonel işlemlerini bile bize yaptırıyor. Müşteri kaçırmama adına operasyona hız vermemiz lazım. Siparişler zamanında sağlanıyor ama üretici 5-6 ay önünü görmeye alışkın. Şu an ne siparişte ne de maliyetlerde önümüzü göremiyoruz. Önümüzü göremediğimiz sorumluluklar ile karşı karşıyayız. Mart ayından sonra an risk daha da yoğun olacak. Şu anda tedarik zincirlerinde de ufak ufak kopmalar var. Zamlar ile yeni yeni yüzleşiyoruz.”
Sipariş var kar yok
Türkiye, hazır giyim üretiminde Başta Çin olmak üzere Bangladeş, Hindistan, Vietnam gibi ülkeler ile yarış halinde ve rekabet de oldukça sert. Hüseyin Öztürk, hali hazırdaki ekonomik durum nedeni ile sektörün edinimlerini kaybetme riski ile karşı karşıya olduğunu vurguladı. Öztürk, “Dünyada da enfl asyon var ama bizdeki çok daha yüksek. Müşteri, artan maliyetlere bakıyor ama okuyamıyor. Bir ekonomik model var ve bizi tarif ediyor. Ama bunların şartlarını yerine getirme imkanı yok, yönetmekte zorlanıyoruz. Riskler var. Kar marjı yok. Biz siparişi alırken heyecan duyuyoruz ama teslim edebilecek miyiz diye kaygılarımız bertaraf edemiyoruz” dedi.
Eleman sirkülasyonu arttı
Öztürk, asgari ücret zammı sonrası eleman sirkülasyonunun çok fazla arttığını söyledi. Firmalarda yer değiştirmelerin arttığını anlatan Öztürk, “Enfl asyondaki artış devam ediyor. Ya firmalar ücretlerde iyileştirme yapacak ya da sirkülasyon devam edecek” dedi. Hali hazırda sektörden çekilen ya da küçülen çok şirketin olacağını dile getiren Hüseyin Öztürk, şöyle konuştu: “Şu anda büyük firmalar fasonculardan çekiliyor. Önünü görene kadar böyle önlemler alıyorlar. Tedarikte kopmalar düzende gevşemeler görüldü. Bayrampaşa’da birçok atölyenin kapandığı haberlerini alıyoruz. Çoğu firma ben makinelerimi satıyorum dedi. O makineler de yurtdışına gidiyor” dedi.
Kg başına değer 30 dolar olmalı
MHGF Ege Bölgesi Koordinatör Başkanı Hayati Ertuğrul, hali hazırda 2021’de alınan siparişlerin üretimine devam ettiklerini söyledi. Maliyetlerin bu süre içinde çok daha fazla yükseldiğini dile getiren Ertuğrul, “Bunun çok büyük kısmımı müşteriye yansıtamadık. 2022’ye girmeden hemen önce bize merkezi hükümet tarafından yeni bir ekonomik modelinin uygulanacağı ve ihracatın da artacağı söylendi. Programa inandık. Ama 21 Aralık’tan sonra her şey değişti. 2021’de aldığımız işleri yapıyoruz ama enerji, nakliye, personel ücretleri arttı. Şu an Pazar kaybetmemek için sıfıra yakın bir kazanç ile çalışıyoruz” dedi. Bilindiği üzere hazır giyim sektöründe kg başına ihracat değeri 16 dolar seviyesinde bulunuyor. Bu rakamın sektörün para kazanmasının önünde bir engel teşkil ettiğini aktaran Ertuğrul, “Olması gereken rakam kg başına 30 dolar. 2015’te 25 dolarları görmüştük” diye konuştu.
Gelinlikte 1 milyar dolarlık hacme ulaşıldı
Hazır giyimde 16 dolar lan kg başına ihracat değeri gelinlikte ise 100 doları geçmiş durumda. MHGF Yönetim Kurulu Üyesi ve Gelinlik Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (GESİD) Servet Babataşı, salgın döneminde duran gelinlik sektörünün açılmalar ile birlikte yeniden yükselişe geçtiğini anlattı. Babataşı, “Normalleşmeler ile birlikte sektör yaralarını sarmaya başladı. Daha hızlanacak. Geçen seneden ertelenen ürünler var. Ben kendi şirketimde yüzde 70 ihracat yüzde 30 iç pazar olarak çalışıyorum. İç piyasada müşteriler daha sade fiyatı daha uygun gelinliklere yöneldi. Ortadoğu’da fiyatlar daha yüksek. Düğünler büyük olmasa da aynı ihtişamda düğünler yapılıyor orada. Türkiye gelinlikte dünyada önemli bir noktada. 250-300 milyon dolar civarında bir hacim var. İzmir’de ise 300 milyon dolar. Toplamda 1 milyar dolarlık bir hacim olduğunu tahmin ediyoruz. Şu an Fatih’te 890 adet gelinlikçi ve abiye mağazası bulunuyor. Ancak burada da eleman sıkıntısı yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
Talep artmasın diye düşündüğümüz zamanlar oluyor
MHGF Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Kapıcıoğlu, sektörün ocak sonu itibari ile personel ve enerji maliyetleri ile karşılaştıklarını hatırlattı. Hali hazırda devam eden siparişlerin ise 2021’de alınan siparişler olduğunu dile getiren Kapıcıoğlu, “Biz daha siparişi teslim etmeden maliyetlerin altında eziliyoruz. Öngörü ile hareket etsek rekabet dışında kalıyoruz. Sermaye eridiği için kendinizi güvence altına da alamıyorsunuz. Yüzde 10 karlılık ve yüzde 36 finansman giderleri ile iş yapmak imkansız oldu. Talepler yoğun gelmesin diye düşündüğümüz dönemler oluyor. İçerideki maliyet çok sık ve yüksek şekilde artıyor. Yüzde 80 enerji artışını anlatamıyoruz” dedi. Kapıcıoğlu’na göre her ne kadar ihracat ile ilgili sorunlar olsa da iç piyasada sıkıntının çok daha fazla olması nedeniyle şirketler ihracata yöneliyor. Kapıcıoğlu, “Ama oranın da riskleri ve fiyatlamasını bilmiyorlar. Artan maliyetlere rağmen aşağı çekilen bir fiyat var. Bu bizi zorlayacak. Talep artıyor ama bunu karşılayacak üretim ve hammadde kabiliyeti bir anda gelişmiyor. Dünya 2 yılda 20 yılık stoğunu eritti” diye konuştu.