Matematik bozuldu, hazır giyimde Avrupa'dan daha pahalı hale geldik
Türkiye’deki üretim maliyetlerinin Portekiz ve İtalya gibi ülkelerin üzerine çıkmasının Türk tekstili için büyük bir tehdit oluşturduğunu belirten tekstilciler, mevcut durumu “matematiğin bozulduğu nokta” olarak değerlendirirken, acil bir yol haritası oluşturulması gerektiğinin altını çizdi.
ESRA ÖZARFAT / BURSA
Türkiye’deki enflasyonist ortam ve döviz kurundaki dengesizliklerin tekstil üretim maliyetlerini ciddi şekilde artırdığına işaret eden tekstil ve hazırgiyim sanayicileri, bu durumun sektörün fiyatlandırma politikalarını doğrudan belirlediğini, ihracat tarafında da rekabet gücünü olumsuz etkilediğini belirtti. İtalya ve Fransa gibi önemli pazarlarda büyük ölçekli markaların ödeme limitlerinin düştüğünü ve bazı sigorta iptalleri yaşandığını ifade eden tekstilciler, ayrıca Türkiye’deki üretim maliyetlerinin İtalya ve Portekiz gibi ülkelerin üzerine çıkması sonucu yeni bir tehditle karşı karşıya kaldıklarını vurguladı. “İtalya ve Fransa’nın en iyi alternatifiyiz ancak ‘Made in Europe’ etiketinin altında eziliyoruz. Matematiğin bozulduğu noktadayız” diyen sektör temsilcileri, güçlü bir devlet desteği ve stratejik adımlar beklediklerini, çıkışın markalaşma ve katma değerli üretim, devlet teşvikleri ve destekler, yeşil ve dijital dönüşüm ile uluslararası iş birlikleriyle sağlanabileceğini söyledi.
“Katma değerli konfeksiyon fas’a gitmedi”
Fransa ve İtalya’daki markaların sıkıntılı bir süreçten geçmesinin katma değerli tekstile yönelen Türkiye’yi olumsuz etkilediğini belirten İpeker Tekstil Yönetim Kurulu Üyesi İhsan İpeker, “Diğer yandan da katma değerli tekstilde Türkiye’nin rakipleri de İtalya ve Fransa. Burada devlet destekleri bize göre çok ayrı boyutlarda. Firmalara her türlü destek veriliyor. Türkiye’nin kan kaybeden katma değerli konfeksiyon Fas’a gitmedi. En fazla Portekiz’e ve İtalya’nın kendi içine gitti. Şu anda o ülkelerde Türkiye’den daha ucuza katma değerli üretim yapılıyor. Türkiye’de katma değerli üretim yaparak rekabette İtalya’yı hedef alan firmalar, İtalyan firmaların Türkiye’den daha ucuza katma değerli ürün yapabilir kabiliyete ulaşması nedeniyle sıkışmış durumda” diye konuştu.
“Rekabetçiliğimizi koruduğumuz sürece satabiliyoruz”
Türkiye’nin önemli bir tekstil birikimi olduğuna ve tekstilden vazgeçilmesinin mümkün olmadığına işaret eden Güleser Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Ocak, “Rekabetçiliğimizi koruduğumuz sürece satabiliyoruz. Bu birikimi en doğru şekilde kullanmak lazım. Hala İtalya’da, Almanya’da, İngiltere’de tekstil devam ediyor. Ama tekstil üretimini farklı bir boyuta taşımış durumdalar. Bizim sanayimizde de yeni, ciddi teknolojik yatırımlar var. Bence tekstil durmayacak ve daha iyi noktaya gelecek. Fas ve Mısır gibi ülkelere üretimin kaydığı ifade ediliyor. Gidilmesi de gerekiyor. Dünyadaki bütün büyük üreticiler Çin’e gidip fabrikalar aldılar, üretim yaptılar. Bizde yurt dışına gidip üretim yapmak vatanseverlik değilmiş gibi algılanıyor. Oysa bizim de gidip oralarda fabrika kurmamız gerekiyordu. Türkiye’nin yayılması, enerjisini dışarı atması gerekiyor” dedi.
“2025’te toparlanma sinyalleri görmek mümkün”
Artan maliyetler, döviz kuru dalgalanmaları ve küresel piyasalardaki belirsizliklerin hazır giyim ihracatında düşüşe neden olduğunu vurgulayan Yeşim Grup CEO’su Şenol Şankaya, sektörün toplam ihracat içindeki payının yüzde 7,1 seviyesine gerilerken, sanayi ihracatı içindeki payının ise yüzde 13,5 olarak sabit kaldığını söyledi. Şankaya, “Türkiye’de tekstil ve hazır giyim sektörü, güçlü bir üretim altyapısına sahip olsa da enerji ve hammadde maliyetindeki artış, döviz kurundaki dalgalanmalar ve tedarik zinciri sorunları gibi zorluklarla karşı karşıya. Ancak, kalite standartlarımız ve coğrafi avantajımız sayesinde bu sorunları fırsata çevirebilecek bir potansiyele sahibiz. 2025’te toparlanma sinyalleri görmek mümkün ancak bu, maliyet yönetimi, sürdürülebilir üretim ve yenilikçi stratejilerle desteklenmeli. Aksi halde sektör, global rekabet karşısında zorlanmaya devam edebilir” değerlendirmesini yaptı.
“Pastadan hızlı ve yavaş pay kaybedenler var”
Yürek Tekstil Yönetim Kurulu Üyesi Alim Yürek de sektördeki rekabet pastasından hızlı ve yavaş pay kaybedenlerin bulunduğuna dikkati çekerek, işçiliğin ucuz olduğu Hindistan ve Pakistan’da iş hacimlerinin büyüdüğünü kaydetti.
Son iki senedir Türkiye’de konfeksiyoncuların fiyat tutturmakta zorlandığına vurgu yapan Yürek, “Ticaretin planlanması ve termin avantajı ile Türkiye öne çıkıyordu. Ancak son dönemde fiyat farkı yüzde 40’a çıktı. Biz kumaş tarafında makineleşmeyle maliyet endeksini bir miktar tolere edebiliyoruz ama konfeksiyoncu bu noktada hiçbir şey yapamıyor” açıklamasını yaptı.