Giyim ithalatı % 46 arttı
Kurdaki yatay seyrin yanı sıra artan enerji ve işçilik maliyetleri, giyim ürünleri ihracat artış hızında düşüşe yol açarken ithalatta ise rekor getirdi. Yerli markaların da yurtdışından tedarike yönelmesiyle, 2022’nin Ocak- Kasım döneminde giyim ithalatı %46’dan fazla artarak 5 yıl aradan sonra yeniden 2 milyar doların üstüne çıktı.
Baskılanan kura karşılık artan enerji ve işçilik maliyetleri, Türkiye’nin en büyük 4. ihracat kalemi olan hazır giyim ürünlerinin dış ticaretinde dengeleri değiştirdi. Gelişmelerin etkisiyle söz konusu alanda dünyanın en büyük 5 üreticisinden biri olan Türkiye’nin uluslararası rekabetçiliği negatif etkilenirken ihracat hızı geriledi, ithalatı ise artış trendine girdi. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 2022’nin Ocak-Kasım döneminde söz konusu kalemde ithalat bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 46,35 artarken ihracattaki artış hızı yüzde 5,4’te kaldı. İthalatta bu seviyeler en son 2017'de görmüştü. Sektör temsilcileri yerli ile ithal ürün arasında fiyat makasının kapanmaya başladığını belirterek tüketicinin bu durumu dikkate alarak ithal ürünlere yöneldiğine dikkat çekti ve önümüzdeki dönemde kurda yukarı yönlü bir hareket olmaması halinde ithalatta artış trendinin devam edeceğini dile getirdi.
Yüksek vergiye rağmen artış
Uluslararası ticaret sistemine göre hazır giyim ve konfeksiyon ürünleri dış ticarette 60, 61 ve 62. fasıllarda toplanıyor. Bu üç fasılda ihracat 2021’in Ocak-Kasım döneminde 18,1 milyar dolar iken geçen yılın aynı döneminde 19 milyar dolara yükseldi. Aynı kalemlerde ithalat ise yüzde 46,3 artarak 1,5 milyar dolardan 2,2 milyar dolara çıktı. Üstelik ithalatta AB dışından gelen ürünlere yüzde 42 civarında gümrük vergisi uyguluyor.
Rakiplerden Türk markalara teklif
Peki bu yüksek vergi oranlarına rağmen ithalattaki artışın sebepleri neler? Üyeleri arasında birçok yerli ve yabancı marka buluna Zincir Mağazalar Derneği (ZMD) Başkanı Serhan Tınastepe, son dönemde Türkiye’nin üretimde rekabet gücünü kaybettiğini vurguladı. Tınastepe, “Bir tarafta kur rekabetçiliğini kaybetti, diğer tarafta AB resesyonda ve talep azaldı. Yabancı markalar Türkiye ile fiyat tutturamıyor. Bangladeş, Pakistan, Hindistan gibi ülkeler çok etkili hale geldi. Hatta bu ülkedeki üreticiler Türk markalara ‘ürünlerinizi biz yapalım’ diye teklifle geliyorlar. Sourcing heaven (tedarik cenneti) özelliğimiz kaybolmaya başladı” dedi. Son yaşanan gelişmeler de Tınastepe’nin söylemlerini destekliyor. Ulaşılabilir fiyatları ile yaygın olan LC Waikiki’de yerli tedarik oranı yüzde 70 seviyelerine geriledi. Koton’un ise son dönemde siparişlerinin önemli bir kısmını Mısır’a kaydırdığı biliniyor.
Kurun rekabetçi olması gerekiyor
Hazır giyim ve konfeksiyon ithalatında artışa yol açan bir diğer gelişme de turist harcaması. Brandy’s çatısı altında dünyaca ünlü birçok yabancı markanın satışını gerçekleştiren ve birkaç hafta öncesine kadar da Tescilli Markalar Derneği’nin başkanlık görevini yürüten İzzet Stamati, turist alışverişinin söz konusu artışta önemli etkiye sahip olduğunu vurguladı. Öte yandan Türkiye’de artan maliyetler nedeni ile yerli ürünlerin fi yatlarının yabancı markalara yaklaştığını ve fiyat makasının kapandığını dile getiren Stamati, “Bu yıl yüksek miktarda turist harcaması oldu. Buradaki hacim de ithalatta artışa yol açtı. Öte yandan Türkiye’deki üreticiler de zorlanıyor. Üretimdeki yüksek üretim maliyetlerinin yurtdışı ile rekabet edilebilir seviyelere gelmesini umut ediyoruz. Bu yabancı markaların da Türkiye’de üretimi yeniden gündeme almasını sağlayacaktır. Bunun için de en azından kurun rekabetçi olması gerekiyor ” değerlendirmesinde bulundu. Hali hazırda ilave gümrük vergisi ve ek mali yükümlülük ile birlikte giyim ürünlerinde ithalata uygulanan vergi oranı yüzde 42’ler seviyesinde seyrediyor.