“Tedariki Türkiye'ye çevirmek için ekstra çaba gerekiyor”

İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) Başkanı Mehmet Şanal, ppandemi sürecinde ürünlerine yönelik talebin arttığını belirtirken, geçen yıl 6 milyar dolara çıkan ihracatın bu yıl 7 milyar dolara ulaşmasını beklediklerini kaydetti. Şanal, temel hedeflerinin dış ticaret fazlası vermek olduğunu aktarırken, sektöre yönelik doğrudan yabancı yatırımlarında da önemli artışlar olduğunu anlattı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
“Tedariki Türkiye'ye çevirmek için ekstra çaba gerekiyor”

Maruf BUZCUGİL - Hüseyin GÖKÇE

Ankara Sohbetleri’ne konuk olan İSİB Başkanı Mehmet Şanal, Ankara Temsilcimiz Maruf Buzcugil ve Ankara Haber Müdürümüz Hüseyin Gökçe’nin sorularını cevaplandırdı.

2021 yılını ihracat yönüyle nasıl geçirdiniz?

Sektör olarak 2021 yılında biz biraz temkinli yaklaşmıştık pandemi koşulları nedeniyle. Nelerle karşılaşacağımızı bilemiyorduk. Seneye 5 milyar dolarlık ihracat hedefiyle başlamıştık. Ancak bahar aylarında bu hedefimizi revize ettik ve 5.5 milyar dolara çıkardık. Bir önceki yılı ise 4.6 milyar dolar ile bitirmiştik.

Yani bütün sektörler gibi bizim için de ilginç bir yıl oldu. Sonra ara dönemde arz talep ve lojistik maliyetlerindeki dengesizlikler de ortaya çıkınca, mart ayından sonra hammadde zamları da kısmen yansımaya başladı. Hazirzn ayı sonu itibarıyla hedefimizi 6 milyar dolara çıkardık. Yaptığımız planlı programlar doğrultusunda da bu hedefimize ulaştık. Yaklaşık 6.2 milyar dolar ile geçen yılı bitirdik. Biraz daha performansımızın yükselmesini bekliyorduk ama son dönemde Euro-Dolar paritesinin değişmesinden dolayı, (1.22’den 1.13’e indi) ihracatımızın yarısından fazlasını yüzde 80’ini Euro bazlı yapıyoruz. Son iki ayda da dolar bazındaki rakamlara olumsuz yansıdı. 6.5 milyar dolara da ulaşabilirdik. Son iki üç aylık paritede değişiklikten dolayı rakamlarda azalma olmakla birlikte ihracatımız yüzde 32.6 büyüme gösterdi. İhracatımızın yaklaşık yüzde 62’si Avrupa ülkelerine yapılıyor.

“İhracatımız 13 milyar dolara çıkabilir”

Maliyetler yönünden yılı değerlendirdiğinizde ne söyleyebilirsiniz?

Yıl içerisinde baktığımızda lojistik maliyetlerindeki bu artışlar devam ediyor. Bu yıl da böyle geçecek gibi görünüyor. İstikrarlı politika sergilenseydi, Uzakdoğu’dan gelen, tedarik zincirini Türkiye’ye çevirmek için önemli bir fırsattı. Şu ana kadar henüz bu fırsatı çok iyi değerlendiremedik. Bunun için sektör olarak da, hükümet olarak da ekstra efor sarf etmemiz lazım. Bunu fırsata çevirebilirsek iklimlendirme sektörünün ihracatını orta vadede, yakın vadelerde 12-13 milyar dolara çıkarmak hayal değil, gerçekçi senaryo olup, bunların planlı yapılması gerektiğini düşünüyorum. Çip krizi kısmen etkiliyor. Özellikle yeni eco dizayn, kriterleri doğrultusunda, bizim kullandığımız motorlar ve frekans elektronik akşamlarda çip krizi de etkileyeme başladı. Çiplerin kullanıldığı ürünlerin teslim sürelerinde, tedarik zincirinde sıkıntılar yaşadığımız oluyor.

Pandemi süreci ürünlerinize yönelik talepte ne gibi değişikliklere yol açtı?

Özellikle pandemi döneminde filtre üretimi noktasında ciddi bir potansiyel artışı oldu. Çünkü pandemide bu periyod halen devam ediyor. Temasların, bulaşların, havayoluyla geliştiği malumunuz. Mevcut sistemde yüzde 100 taze havalı sistemlere çevirme yönünde çalışmalar yapıldı. Türkiye’de, dünya genelinde, virüsleri, bakterileri öldürücü, yok edici sistemler gelişmeye başladı. Ultraviyole gibi, ozmoz gibi, ozon üretimiyle ilgili çalışmalar yapıldı. Bu noktada sistemlere bunların ilaveleri yapıldı ama hâlâ ülke içinde bakıldığında, performans, uygulama alanları çok sınırlı kaldı.

Okullarımız şu an sıkıntılı. Malum kış şartları çok yoğun geçiyor, kapalı ortamda çocuklarımız var, sürekli temas riski var. Tabii ki bu kadar okulu ve sınıfı, taze havalı cihazlarla beslemek ciddi bir ekonomik yük getirecektir. Bunları yapamadık. Avrupa ve ABD tüm sınıflarda, okullarda taze havalı sistemler kullanılıyor. Bizlerin de bu yönde çalışma yapmamız ve okullarda havalandırma altyapısını geliştirmemiz gerekiyor. Belki 3 sene sonra COVID değil farklı bir virüs karşımıza çıkma ihtimali var. Bu yüzden altyapıları belli plan çerçevesinde tamamlamamız lazım. 2020 yılında sektör olarak bilim kuruluyla da ortak çalışmalar yaptık. Onlardan çok şey öğrendik, onlar bizden fikirler aldılar. Ortak akılla süreci yönetmeye çalıştık. Ancak mevcut sistemlere baktığımızda bunların rehabilite edilmesi, renovasyon yapılması ciddi bir maliyet.

AVM’lerin büyük kısmı temiz hava sistemine geçti. İlk kuruluşunda hepsini kontrol edebilme imkanımız yok. Hepsi kendi ölçeğinde çalışma yaptı. Büyük kısmı zaten karışım havalı sistemler yani iç ve dış havayı ortak kullanan sistemlerdir. Onların birçoğu bu periyotta, yüzde 100 taze sisteme geçti. Bazıları da ultraviyole takviyesi yaptı.

İklim değişikliği ve sınırda karbon vergisinin üretiminize yönelik etkisini değerlendirir misiniz?

Bu konuyu zaten uzun süredir biz takip ediyoruz. Öncelikle ürün bazında baktığımızda zaten Avrupa sürekli enerji verimliliği kriterlerini değiştiriyor. Artık sezonsal verimlilikleri dikkate almaya başladılar, enerji performansları yükselttiler. Firmalarımız da bu doğrultuda tüm hazırlıklarını yaptı. Yeni eco dizayn kriterlerine yönelik çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Şu anda Ar-Ge merkezli 30 civarında firmamız var. Bu gelişmeleri ürün bazlı yapmazsak, en önemli pazarımızdan ciddi goller yiyeceğiz. Bununla ilgili çalışmalar sürekli devam ediyor. Aslında bizim ürettiğimiz ürünler içinde enerjinin büyük kısmını, iklimlendirme cihazları tüketiyor. Aşağı yukarı enerjinin yüzde 60’ını bizim ürettiğimiz ürünler sarf ediyor.

Üretim tesislerindeki karbon emisyonlarını düşürmeye yönelik çalışmalarımız var. Sektör bu noktada hazırlık içinde zaten. Çok sayıda firmamız kendi elektriğini üretir durumda. Solar yatırımları bir hayli artmaya başladı.

Ancak bir taraftan ürün bazında üretim tesislerinde bu belgeleri oluştururken, diğer taraftan da ülke olarak emisyonlarımızı düşürmeye yönelik politika geliştirmemiz lazım. Bizim başarılı bir firmamız ürün performansı yüksek, üretim tesislerinde karbon emisyonu düşük sıkıntı yok ama ülke genelindeki emisyonların bu karbon vergilerine etkisi ne olacak, ne ile karşılaşacağız ? Halen netleşmeyen bir takım şeyler var.

Ülke olarak da özellikle iklimlendirme cihazlarında yüksek performanslı cihazlara geçmemiz lazım. Avrupa bu noktada çok ciddi teşvik veriyor. Bir çok ülkede yeni konutlarda doğalgaz kullanımı yasaklanıyor. Yeni teknoloji ısı pompasına geçişler başladı. Zaten şu yaşadığımız doğalgaz sıkıntıları kaynaklı, doğalgaz, elektriğe yansımalarından sonra bunların önemini ciddi oranda fark ettik.

Kısa vadede baktığımızda özellikle bizim PW ile Akdeniz Ege havzasında ısı pompalı kendi elektriğini üreten sistemlerle dengelemememiz lazım. Hem ısıtma hem soğutma tarafında irdelediğimizde bu tür sistemleri bir şekilde teşvik ederek emisyonlarımızı düşürmemiz lazım.

“Ülkelere özel stratejik plan yapıyoruz”

■ Artık Afrika’daki konsept ve ihtiyaca göre tarım konusunda da eğitim veriyoruz, ihtiyaca göre gıda sektörüne yönelik soğuk zincir, gıda muhafazası eğitimi veriyoruz. Sadece ürün bazlı değil, Azerbaycan konseptinde; pandemi döneminde iklimlendirme sistemleri anlattık, hastane klimalarını anlattık, sistem tasarımlarını anlattık. Proje tasarımcılarımızla gittik, sektörün tüm dinamiklerini bir araya getirmeye çalışıyoruz. Çünkü proje tasarımı yapıldığında iklimlendirme cihazlarının türü de belli oluyor. Biz tasarımcılarımızı götürdüğümüzde Türkiye’de üretilen ürünlerin kullanım miktarı da artacak. Ülkelere özel stratejik planlamalar yapmak zorundayız. Hem oradaki mühendisleri eğitiyoruz. İkinci aşamada mekanik taahhüt tesisat müteahhitleri tabir ettiğimiz ekibi de götüreceğiz. Yaptığımız bu tür organizasyonlarda zaten ne tür aktivite yaparsak yapalım, sonuçlarını ölçüyoruz. Talepleri alıyoruz. Eğitim sonrasındaki talepleri değerlendiriyoruz, ihtiyacı belirliyoruz. İkinci konseptteki planımızı yapmış oluyoruz. Ölçmediğimiz bir şeyi yönetemeyiz ne iş yaparsak yapalım. Bununla birlikte baktığımızda yıl içinde yine zaten sektör olarak 5 yıllık strateji belgesi yayınladık. Hammadde fiyatında artış oldu tabii ki bununla birlikte ortalama performans olarak kg başına ihracatımız yine yaklaşık yüzde 10 artarak 4.62 doları yakaladık. Dolayısıyla yapılan yatırımlarla daha teknolojik ürünleri üretmeye başlıyoruz.

2022’de son yönetim toplantısında aldığımız planlamalar doğrultusunda 2022 yılında yüzde 15’lik büyümeyi planlıyoruz ve yaklaşık 7 milyar dolarlık bir hedef belirledik kendimize. Tabi günün koşullarına göre pandeminin gidişatına göre, lojistik maliyetlere ve hammadde fiyatlarına göre güncellemeleri yıl içinde yapabiliriz.

“Yabancı yatırım artmaya başladı istikrar olursa daha da artar”

■ Split klima üretiminde güzel yatırımlar gelmeye başladı. Biz istikrarlı bir yatırım ortamı sergilersek, Avrupa’dan da gelen yatırımlar olduğu gibi, gelmeyi planlayanlar da var. Uzakdoğu’dan da gelecekler var. Bunların içinde sıfırdan tesis kurmak isteyenler olduğu gibi, şirket satın alanlar da var. Türkiye’yi üs olarak Avrupa kullanacak, planlamasını yapan Uzakdoğu firmalarını da getirmemiz lazım. Böyle bir fotoğraf açık, net şekilde belli. Ancak pandemi koşulları bir taraftan Türkiye’de kurların biraz dalgalanması, ekonomideki yaşanan sıkıntılı geçiş periyodu bazı planları geciktiriyor. Belki bu sene içinde olmasa bile biz istikrarlı bir yol haritası oluşturabilirsek, 2023 yılında ciddi manada yatırım gelecek.

“Kamu alımlarında Türk ürünler tercih edilmeli”

■ Özellikle, kamu yatırımlarında, mal alımlarında özellikle inşaat yapım işlerinde, ihalelerde kullanılan ürünlerin yerli malı kullanılması zorunluluğunu halen bir türlü gerçekleştirip uygulamaya geçiremedik. Sistem bir yerde tıkanıyor. Bunu çözersek ölçek ekonomisi noktasında da üretim miktarlarımız artacak. Biz sektör olarak şöyle irdeliyoruz; Firmanın sahibi, Türk, Alman, ABD önemli değil. Ürün Türkiye’de üretiliyorsa Türk malıdır. Diğer taraftan yerlilik, millilik oranına bakıldığında yüzde 70’i de ithal olsa, yüzde 30’unu burada yapıyorsak bu bir süreçtir. Bu yüzde 70 oranı zamanla düşer, yerlilik oranı artar. Bu konuyla ilgili çok sayıda yasal düzenleme yapılmasına rağmen, uygulama aşamasına gelince sistem çalışmıyor.

“Yeni pazarlara ihtiyacımız var”

■ Geçen yıl özellikle dijital heyetlere çok ağırlık verdik, Avustralya’dan Güney Amerika’ya kadar geniş bir yelpazeye hizmet vermek istiyoruz, yeni pazarlara ihtiyacımız var. Şu anda en fazla dijital dış ticaret heyet organizasyonu yapan sektörüz. 2021’de fiziki heyetlere başladık. Bununla birlikte fuarlara da organizasyonlar gerçekleştiriyoruz. Aralık ayında tüm sektörlere yönelik Azerbaycan’da eğitim organizasyonu düzenledik. Ayrıca tüm dinamikleri bir araya getirdik ki Karabağ’da çok ciddi yatırım yapılacak. Şimdiden onların altyapılarını oluşturmamız lazım. Hem ‘be to be’ görüşmeler hem de ülke ihtiyaçlarına göre Afrika, Türk Cumhuriyetlerine eğitim konseptleriyle de gidiyoruz. Güney Amerika’da büyümeye başladık. Özbekistan’da 2-3 yıl içinde yatırım ve ihracatımız ciddi oranda artmaya başladı.

“Hedefimiz dış ticaret fazlası veren sektör olmak”

■ Hammadde olarak yurtdışına bağımlıyız, bakır, alüminyum yok. Şu anda biz aynı zamanda ithalat verilerimizi ölçüyoruz. Stratejik olan, en önemli hedefimiz dış ticaret fazlası veren sektör olmak. 2021 yılında ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 96.1 biz 2022 yılında dış ticaret fazlası veren bir sektör konumuna geliriz. Bu noktada sektör yatırım yapıyor, yeni yatırımlar devam ediyor. Burada özellikle bu yapım işlerinde yerli malı kullanımı zorunluluğu geldiği zaman, ithalatımız da kısmen düşme olacak. Şu anda baktığımızda birtakım teşvikler vs filan şu ekonomik konjonktürde yapılması güç görünüyor. Yapılacak en güzel teşvik, kısa vadede hayata geçirilebilecek teşvik, kamu alımlarında ve kamu inşaat yatırımlarında Türkiye’de üretilen ürünlerin kullanılması. Son derece basit.Bu konuyla ilgili biz çok sayıda toplantı yaptık, sistem bir yerde tıkanıyor. Uygulama aşamasında, denetim, otokontrol sistemi maalesef yapılamıyor. Biz de her seferinde belli bir noktaya getiriyoruz, orada kalıyor.

Sektör Haberleri