Uzman Eller Projesi'nde hibe desteği 250 bin liraya çıkarılıyor
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, genç çiftçilere yönelik Uzman Eller Projesi ile verdikleri hibe desteğini 100 bin liradan 250 bin liraya çıkaracaklarını bildirdi.
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, 2022 yılı değerlendirme toplantısında, tarım sektörüne ilişkin açıklamalarda bulundu.
Kirişci, tahıl tedariki açısından en önemli konumda bulunan iki ülkenin sevkiyat kanallarındaki aksamanın tahılın yanı sıra, ayçiçeği ve gübre gibi ürünlerin arzını da güçleştirdiğini belirterek, şöyle konuştu: "8 Ocak itibarıyla tahıl koridorundan 633 gemiyle 16,9 milyon ton tahıl ve gıda ürünü taşındı. Bu tahılın, yüzde 53,6'sı Avrupa ülkelerine, yüzde 28,2'si Asya ülkelerine, yüzde 12,2'si Afrika ülkelerine, yüzde 6,1'i Orta Doğu ülkelerine ulaşmıştır. BM'nin en az gelişmiş ülkeler kategorisinde yer alan ülkelere giden buğday ve ayçiçek yağı 915 bin 699 ton oransal olarak da yüzde 5,4 olarak gerçekleşmiştir. Bu koridor, sadece uluslararası hububat ve gübre piyasalarını istikrara kavuşturmakla kalmadı, Türkiye'nin diplomatik bir başarısı olarak da tarihe geçti."
"2022'yi 30 milyar dolar civarında tarım ihracatıyla kapatacağız"
Bakan Kirişci, Türkiye'nin tarımda net ihracatçı ülke olma kimliğini 2022'de de sürdürdüğünü, kasım sonu itibarıyla tarım sektörünün 26,8 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiğini belirterek "Aralık ayı rakamlarının netleşmesiyle 2022 yılını, 30 milyar dolar civarındaki tarım ihracatıyla kapatmış olacağız. Ayrıca, su ürünleri ihracatımızı 1,5 milyar dolara taşıyarak bu alanda yeni bir rekor kıracağız." dedi.
Kirişci, bu yıl martta 1 milyon 152 bin çiftçiye ödenmesi gereken 8,6 milyar lira mazot ve gübre desteğini, 2022 Kasım itibarıyla kullandırmaya başladıklarının altını çizerek, bundan sonra mazot ve gübre desteklemelerinin, her yıl, çiftçinin desteğe en çok ihtiyaç duyduğu ekim döneminde ayni olarak kullandırılacağını aktardı.
Uzman Eller Projesi hibe desteği
Genç ve kadın çiftçilere prim indirimi uygulayarak TARSİM'den daha çok faydalandıracaklarını ifade eden Kirişci, köy yaşam merkezleri ile gençlerin ve kadınların kırsalda refahını sağlayacak projelerin hizmete sunulmasının öncelikleri arasında yer aldığını vurguladı.
Kırsala dönüş için yatırımlara devam edeceklerini belirten Kirişci, köy yaşam merkezleri sayısının 2 bin 200'e ulaştığını ve bu sayıyı daha da artıracaklarını bildirdi.
Kirişci, gençlere kırsalda üretim yapmaları için birçok başlıkta hibe ve destek verdiklerini belirterek, "Burada ilk defa paylaşıyorum. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın da uygun bulması halinde halihazırda genç çiftçilerimize yönelik Uzman Eller Projesi ile verdiğimiz hibe desteğimizi 100 bin liradan 250 bin liraya çıkaracağımızı duyurmak istiyorum." dedi.
DSİ'ye bin 273 sözleşmeli personel alınacak
İnsan kaynağını 2023 yılında güçlendirmeye devam edeceklerini belirten Kirişci, “Daha önce Bakanlığımızın taşra teşkilatında görevlendirilmek üzere farklı branş ve pozisyonlarda bin 200 sözleşmeli personel alımı yapacağımızı, Orman Genel Müdürlüğümüzün merkez ve taşra teşkilatı için bin 613 personel alacağımızı paylaşmıştık. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğümüze personel alacağımızı duyurmak isterim. DSİ bünyesinde görevlendirilmek üzere çeşitli branşlarda bin 273 sözleşmeli personel alacağız. Böylece, önümüzdeki günlerde, Tarım ve Orman Bakanlığımız bünyesinde toplam 6 bine yakın yeni personel istihdam edeceğiz."
“Ekim için izin alma zorunluluğu getireceğiz”
Kirişci, şu an herkesin tarlasına istediği ürünü ekebildiğini ve bu durumun yanlış olduğunu vurgulayarak, "Bu kabul edilebilecek bir şey değil. İzin alma zorunluluğu getireceğiz. İnat etti, izin almadı, bizim yapacağımız şey, mesela tarımsal desteklerden mahrum edeceğiz, planlı üretime zorlayacağız. Yapılması gereken yegane iş budur. Stratejik ürünlerde mutlak suretle sözleşmeli üretim zorunluluğu olması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Et ve süt fiyatları
Kirişci, et fiyatlarıyla ilgili soru üzerine de şunları kaydetti: "Et fiyatları konusunda spekülatif hareketlerin olduğunu gözlemlediğimizin altını çizmek isterim. Bunlarla ilgili gerekli önlemleri aldık, almaya devam edeceğiz. Piyasadaki fiyat artışı konusundan bağımsız olarak tedbiren kasaplık hayvan tedariki bağlantılarının da yapıldığını belirtmek istiyorum. Bazı ülkelerle ilişkilerimiz var, Bosna Hersek bunlardan birisi. Buralardan gelecek olan büyük rakamlar değil. Örneğin 1000 tonluk kasaplık hayvan ve siz bu ülkelerle anlaşma imzalamışsınız. Ticaretin belli kuralları var. Siz benden şunları alırsanız ben de sizden şunları alırım. Ayrıca sözleşmeli besicilik çerçevesinde Et ve Süt Kurumunun 18 bin 500 başa ulaşan bir sözleşmesi var, çiftçilerle de sözleşme görüşmeleri devam ediyor."
Süt fiyatına da değinen Kirişci şöyle devam etti: "Buradan sanayicilere seslenmek istiyorum, herhangi bir şekilde sütü satmayıp bunu elinde tutup bir stokçuluk yapıp, bir fırsatçılığa dönüştüren bir süt üreticisi olabilir mi? Burada sanayicilerimize biraz iş düşüyor. Bu fiyatları kendileri belirlemeye çalıştıklarını gördük ve zamanında da uyardık. 'Bu yaptığınız doğru değil, Ulusal Süt Konseyinin açıkladığı fiyatı dikkate alın' dedik. Onlar adeta yarışa girdi. Bu yarış doğal olarak sütün fiyatını yukarı çekti. Şimdi de kendi aralarında anlaşıp bir fiyat indirimine gidemedikleri için bize diyorlar ki 'Siz Ulusal Süt Konseyi olarak sütün fiyatını artırın.' Biz niye artıralım? Biz bunu zamanında yaptık, o zaman gereken ilgiyi göstermediler. Et ile ilgili normalleşme dönemini bekliyoruz. Ramazan ayıyla ilgili ete olan ilgi artar ama büyük bir iştahın olmadığını tespit ettik. Şu an bulunurluk konusunda et ve sütte bir eksiğimiz yok. Gerekirse gerekli tedbirler alınır, biz üreticimizi mağdur etmeyiz."
“Ne Venezuela'dan ne de Sudan'dan herhangi bir satın alma yapmadık”
Venezuela ve Sudan'da Türkiye tarafından işlenmesi öngörülen tarım arazilerine ilişkin de konuşan Kirişci, bu konudaki eleştirilere şu yanıtı verdi: "Ne Venezuela'dan ne Sudan'dan ne de diğer 9 ülkeden herhangi bir satın alma yapmadık, yapmayı da düşünmüyoruz. Bu, Batılıların, sömürgeci mantık ile oralara gidenlerin davranışıdır. Biz gittiği yere medeniyet götüren bir kültürün ve inancın münteşirleriyiz. Bu ülkenin insanlarının oralardaki insanları istismar edeceğini nasıl söyleyebiliriz. Oradaki insanların tarımsal faaliyet yapacak ne birikimleri ne de alt yapıları var. Biz Venezuela'dan tarım toprakları satın almaya gitmedik. Ülkenin şartlarını yerinde görelim, sonra da üreticilerimize 'Venezuela'da böyle bir imkan var, gelin burada bu üretimi yapın.' diyelim diye gittik. Toprakları satın al, oradaki insanları da köle yap. Bizim böyle bir kültürümüz yok, olmadı, olamaz.”