TeaChef sürdürülebilir üretimle çayı elle hasat ediyor

Aytül Turan ve Yasemin Yazıcı’nın kurduğu TeaChef, el hasadı ve el yapımı çaylar üreterek tüketiciye sunarken, Türk çayını geleneksel üretimle dünya markası haline getirmeyi hedefliyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
TeaChef sürdürülebilir üretimle çayı elle hasat ediyor

HAKAN ÖZBEK / RİZE

2016 yılında katıldığı ve birinci olduğu Türkiye Çay Demleme Şampiyonası’nın ardından aynı yarışmada eşleştirme birincisi olan arkadaşı Yasemin Yazıcı ile birlikte Tea Chef markasını kuran ve el hasadı, el yapımı çaylar üreterek tüketiciye sunan Aytül Turan, geleneksel üretimle Türk çayının dünyada marka haline gelebileceğini söyledi.

Tea Chef markasının kurulmasının hasadı elle yapmalarından ötürü olumsuz tepkiler aldıkları ancak zaman içerisinde bu üretimin müstahsile ekonomik katkısının fark edilmesi ile birlikte önyargıların kırılmaya başladığını belirtti.

2017 yılında Çin’de bir yarışmaya katılan Turan, 5 bin yıllık çay geleneği olan Çin’in üretim metotlarının kendilerini çok etkilediğini ve Türkiye’ye döndüklerinde üretime başladıklarını belirtirken, önceleri kendilerine gülen yakınlarının şimdi onlarla birlikte hasat yaptığını ifade etti.

Bölgede çay tarımının iyi hale gelebilmesini ve çiftçiye destek olmayı misyon edindiklerini vurgulayan Turan, “Sürdürülebilir tarımı yüceltmek istiyoruz. Artık çay bitkisinin ömrü kısalıyor. İyi ekilen ve sürdürülebilir şekilde işlenen bir çay bitkisinin ömrü 100 yıldır. Bu nedenle artık rekolte kayıpları ve verim kayıpları yaşanacak. Bu yüzden organik tarımın ve sürdürülebilir tarımın geliştirilmesi gerekiyor” diye konuştu.

El hasadı, el yapımı üretimlerinin yanına zaman içinde geleneksel ortodoks üretimi de eklediklerini ve bunu bölgede yapan ilk firma olduklarını söyleyen Turan, “Sonra farklı firmalar da bu üretimleri yapmaya başladı ancak biz rekabeti seviyoruz. Önemli olan kalitenin artması ve bu yüzden kaliteden ödün vermemeye çalışıyoruz” dedi.

Tea Chef’in yanı sıra ÇAYKUR’un ile yaptıkları işbirliği kapsamında ÇAYKUR’un Rize Ziraat Bahçesi’nde bulunan el hasadı, el yapımı atölyesini de işlettiklerini söyleyen Turan, “Bu alan bir turizm bölgesi olduğu için gelen ziyaretçilerin soruları yanıtlıyoruz ve üretimlerimizi almalarını sağlıyoruz. Öte yandan deneyim turları ise Rize için yeni bir şey. Çay hasadının yüzde 69’u Rize’de yapılırken, deneyim turizminin burada pek gelişmediğini görüyoruz ancak son dönemde kentin markaları bu anlamda önemli işbirliklerine imza atıyorlar ve bu turlar referansı yüksek turlar oluyor” ifadelerini kullandı.

“Dünya pazarı için butik geleneksel üretime yönelmek şart”

Türk çayının markalaşması noktasında geleneksel yöntemlerin önemli bir yer tuttuğunu belirten Turan, “Dünyada da küçük yapraklı üretimlere ilgi var ancak genel tercih büyük yapraklı, kısa sürede dem salınımı yapan çaylar. Bizim bu çayları üretebilmemiz lazım, çünkü dünyanın bilinirliği bunun üzerine. Avrupa pazarında, dünya pazarında olabilmek için bu üretime yönelmemiz gerekiyor. Çünkü konvansiyonel üretimle biz yurt dışına hitap edemiyoruz” şeklinde konuştu.

Türk siyah çayının kıymetli olduğunu ancak pazar payının düşük olduğunu söyleyen Turan, Türk siyah çayını tercih etmeyenlere alternatiflerin sunulmaması halinde müşteri kaybı yaşanacağını ve bu nedenle farklı çay çeşitlerinin pazara sunulması gerektiğini vurguladı.

Turan, Türk çay yapraklarının dünya standartlarından farklı kriterlere sahip olduğunu söylerken, “Bizim ürettiğimiz çay yapraklarının kışın kar altında kalması, doğal dezenfekte olması, pestisit ve kimyasal kullanılmaması, kimi yerlerde NPK gübreler kullanılsa da, çoğu yerde tam organik tarım yapılması bizim çayımızı öne çıkaracak unsurlar. Biz butik üretimler yapıyoruz ancak büyük firmalar da bu alana girdiklerinde Türk çayı çok daha güzel yerlere gelecektir” ifadelerini kullandı.

Yatırımcı ve finansmana ulaşmak zor

Tea Chef olarak teşvikleri yakından takip ettiklerini ancak bulmakta sorun yaşadıklarını ifade eden Aytül Turan, “Biz kazandığımızı tekrar makineye yatırıyoruz ve standartlarımızı artırmaya çalışıyoruz ama neredeyse tüm ödeme kanalları yatırım yap, teşvik al şeklinde. Bu sektörün melek yatırımcılarla buluşabilmesi çok önemli. Kurumsal desteğimiz var ancak yeterli olmuyor, bir yatırımcı desteği de gerekiyor” dedi.

Tarım