Tarımsal üretimde kuraklık ve afet çanları
Tarımsal üretimi önce girdi maliyetlerindeki artış sonra kuraklık ve afetler zorladı. Türkiye'nin söz sahibi olduğu pek çok tarımsal üründe rekolteler düşüyor. Geçen üretim yılını da benzer sorunlarla geçiren üreticinin nefesini bu yıl orman yangınları, aşırı kuraklık ve seller kesti. DÜNYA ürün ürün rekoltelerdeki son durumu mercek altına aldı.
Ali Ekber YILDIRIM
Tarımsal üretim çok zor bir süreçten geçiyor. Yüksek girdi fiyatları nedeniyle üretimi sürdürmekte zorlanan çiftçiler, bu yıl da kuraklık başta olmak üzere doğal afetlerin yarattığı büyük zararla karşı karşıya kaldı.
Geçen yıl aşırı sıcak, don, sel, kuraklık, su sorunu ile karşı karşıya kalan çiftçiler, bu yıl aşırı hava olaylarının daha fazla etkisinde. Kuraklığın şiddetini artırması, sel, orman yangınları, yağış rejimindeki değişiklikle yaşanan su sorunu 2021 üretimini daha büyük oranda etkiledi.
Güneydoğu, Doğu Anadolu ve İç Anadolu Bölgesi kuraklık nedeniyle tarımsal üretimde yüzde 20 ile yüzde 70 arasında değişen oranlarda zarar görürken, Ege ve Akdeniz Bölgesi’nde orman yangınları, Karadeniz Bölgesi sel felaketleri ile sarsıldı. Yaşanan her felaket tarımsal üretimin yapılmasını zorlaştırıyor.
Tarımda kullanılan kimyevi gübrelerdeki son bir yıllık fiyat artışı yüzde 100’ü aşarken, mazot, tohum, zirai ilaç, hayvancılık sektörü için yem ve diğer girdilerdeki yüksek artışlar üretimi tehdit ediyor.
Ürün bazında değerlendirildiğinde aşırı hava olaylarından etkilenmeyen ürün neredeyse yok gibi. Üretimin azalması sonucu, Toprak Mahsulleri Ofisi, hububat ve bakliyat ürünlerinde geçen yıla göre alım fiyatını yüzde 35-40 oranında artırmasına rağmen piyasanın gerisinde kaldığı için iç piyasadan ürün alamıyor.
2021 yılında özellikle bitkisel üretimde ürün bazında yaşanan gelişmeler şöyle:
Buğdayda üretim azaldı ithalatta rekor kırılabilir
Türkiye, yılda ortalama 20-21 milyon ton buğday üretiyor. Bazı yıllar 22.5 milyon tona çıkan üretim bazı yıllar 18 milyon tona kadar geriliyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2021 yılına ilişkin ilk tahminine göre, 2020 yılında 20 milyon 500 bin ton olan buğday üretiminin 2021’de yüzde 7.3 oranında düşüşle 19 milyon ton olacağı tahmin edildi. Hasadın büyük oranda tamamlandığı buğdayda özellikle Güneydoğu, Doğu Anadolu ve İç Anadolu Bölgesi’nde etkili olan kuraklık nedeniyle üretimin 15-16 milyon tona kadar düştüğü ifade ediliyor. Buğday üretiminde yüzde 14 paya sahip olan Güney Doğu Anadolu ile yüzde 38 paya sahip İç Anadolu Bölgesi›nde kuraklık nedeniyle bazı alanlarda üretim yüzde 70 azaldı. Kuraklığın etkisi ile azalan buğday ihtiyacı ithalatla karşılanıyor. Amerika Tarım Bakanlığı, Temmuz ayı sonunda yayınladığı raporda, Türkiye’nin buğday üretiminin 16.5 milyon ton olacağını açıkladı. Raporda, bu üretimin 2 milyon tonunun durum buğdayı olduğu, bu sezon Türkiye’nin 11.5 milyon ton buğday ithalatı ile rekor kıracağı bilgisine yer verildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 17 Mayıs 2021’de ekmeklik buğday alım fiyatı 2020’de ton başına 1.650 lira olan ekmeklik buğday alım fiyatını 2021 ürünü için yüzde 36,4 artışla ton basına 2 bin 250 lira olarak açıkladı. Makarnalık buğday alım fiyatını ise ton başına 1800 liradan yüzde 36.1 oranında artışla 2 bin 450 lira olarak açıkladı.
Toprak Mahsulleri Ofisi’nin açıkladığı fiyat serbest piyasa fiyatının altında kaldığı için Ofis, buğday alamadı. Bunun yerine ithalat ihaleleri ile buğday alımı yaptı. Hasat devam ederken Toprak Mahsulleri Ofisi, 30 Haziran, 13 Temmuz ve 4 Ağustos’ta her biri 395 bin ton olmak üzere toplam 1 milyon 185 bin ton ithalat ihalesi açtı. Bu ihalelerden 1 milyon ton civarında alım gerçekleşti. İthalat ihalelerinin devam etmesi bekleniyor.
İthalata rağmen iç piyasada buğday fiyatı yükselmeye devam ediyor. Makarnalık buğdayın tonu 2 bin 800 lira seviyesinde, ekmeklik buğdayın tonu ortalama 2 bin 500 lira. Polatlı Ticaret Borsası’nda 12 Ağustos günü kırmızı sert ekmeklik buğdayın tonu 3 bin 237 lirayı gördü. Daha hasat tam olarak bitmeden bu fiyata ulaşılması gelecek hasat dönemine kadar fiyatın daha da yükselebileceği tahmin ediliyor. Önümüzdeki günlerde buğday ithalatı ile ilgili vergi düzenlemeleri yapılması bekleniyor.
Arpa üretimindeki düşüş hayvancılığı olumsuz etkiliyor
Yem sektörünün önemli ürünlerinden arpada da kuraklığa bağlı olarak üretimde büyük düşüş yaşandı. Amerika Tarım Bakanlığı raporuna göre, Türkiye’nin 2021 ürünü arpa üretimi önce 7.5 milyon ton olarak tahmin edilmişti, ancak kuraklığın etkisi ile 4.5 milyon tona revize edildi. Türkiye’nin 2 milyon 750 bin ton arpa ithalatı yapacağı da raporda yer aldı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun 1.Bitkisel Üretim Tahmini’ne göre ise, 2020’de 8 milyon 300 bin ton olan arpa üretimi yüzde 6 düşüşle 7 milyon 800 bin tona gerileyecek. Piyasada yükselen fiyatlar ve Toprak Mahsulleri Ofisi’nin yaptığı ithalat, Amerika Tarım Bakanlığı tahmininin daha gerçekçi olduğunu gösteriyor. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin 2021 ürünü arpa alım fiyatı ton başına 1750 lira olarak açıklandı. Arpa satış fiyatı ise ton başına 1950 lira. Ancak, üretimin azalması nedeniyle arpa fiyatı serbest piyasada Haziran ayında ton başına 2 bin 800 lirayı gördü. Arpa fiyatı buğdayı geçti. Bu nedenle yem sanayicileri arpa yerine piyasadan buğday alarak yem üretiminde kullanmaya başladı. Toprak Mahsulleri Ofisi yem fiyatlarını düşürmek için yetiştiricilere ve yem sanayicilerine ucuz fiyatla tonu 1950 liradan arpa ve mısır satışına başladı. Açıkladığı fiyatla üreticiden arpa alamayan Toprak Mahsulleri Ofisi, 24 Haziran 2021’de 320 bin ton, 12 Temmuz’da 440 bin ton ve 3 Ağustos’ta 515 bin ton olmak üzere toplam 1 milyon 275 bin ton arpa ithalatı için ihale yaptı. Son olarak yapılan 515 bin tonluk ihale yüksek fiyat nedeniyle iptal edildi. Şimdi, 20 Ağustos’ta 270 bin tonluk yeni bir ithalat ihalesi yapacak. Buğdayda olduğu gibi arpada da ithalatın devam etmesi bekleniyor. Arpanın tonu halen piyasada ortalama 2 bin 350 - 2 bin 400 lira seviyesinde. Arpa üretimindeki düşüş ve buna bağlı olarak fiyatındaki artış yem sektörünü dolayısıyla hayvancılığı olumsuz etkiliyor. Dünya fiyatlarındaki artış ithalat maliyetini artırıyor.
Nohuttaki artış trendi kuraklıkla son buldu
2018 yılından 2020 yılına kadar iki yıl Türkiye’nin nohut üretimi 630 bin ton ile çok iyi bir seviyeye geldi. Türkiye nohut ithalatını büyük oranda düşürdü. İhracatını ise ciddi olarak artırdı. Ancak bu yıl kuraklığın en çok etkilediği ürünlerden birisi de nohut oldu. Nohut üretiminin de yarı yarıya azaldığı ifade ediliyor. Daha önce 100-120 kilo alınan tarlalarda, üreticiler 40-50 kilo ancak aldıklarını belirtiyor. Nohut fiyatında da artış var. Bugünlerde 8 lira civarında. Toprak Mahsulleri Ofisi geçen yıl 3 bin 350 lira olan alım fiyatını, 2021’de 4 bin 50 lira olarak açıklamıştı. Piyasa fiyatı neredeyse bunun iki katı.
Mısır hasadı başladı fiyat açıklanmadı
Çukurova'da dane mısır hasadı başladı. Serbest piyasada tonu 2 bin 400 lirayı görse de ortalama 2 bin 350 liradan alıcı buluyor. Toprak Mahsulleri Ofisi mısır alım fiyatını açıklamadı. Üretici, serbest piyasanın altında bir fiyat açıklanmasını istemiyor. Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, Ofis’in şimdilik piyasaları izlediğini, açıklamayı düşündükleri fiyatın piyasanın altında olacağı için açıklamamasının üreticiye daha yararlı olacağını ifade ediyor. Yem fiyatlarını aşağı çekmek için piyasaya tonu 1950 liradan mısır satan Toprak Mahsulleri Ofisi’nin açıklayacağı mısır alım fiyatının 2 bin liranın altında olacağı için fiyat açıklamaması üreticinin lehine görünüyor. Ancak fiyatlar düşerse, Ofis devreye girebilir. Nişasta üreticileri mısır alım fiyatını ton başına 2 bin 250 lira olarak açıkladı.
Buğday ve arpa üretimi konusundaki farklı veriler mısır için de geçerli. Türkiye İstatistik Kurumu’na göre mısır üretimi yüzde 1.5 azalma ile 6 milyon 500 bin tondan 6 milyon 400 bin tona gerileyecek. Amerika Tarım Bakanlığı ise Türkiye’nin mısır üretimini 6 milyon 800 bin ton olarak tahmin etti.
Şanlıurfa'da elektrik sorunu büyüyor
Şanlıurfa’da elektrik dağıtım şirketi ile üreticiler arasında yaşanan sorun üretimi tehdit ediyor. Elektrik şirketi çiftçinin borçlarını ödemediğini iddia ederken, üreticiler kullanmadıkları elektriğin faturasını kendilerine kesildiğini, borcunu ödeyen çiftçilerin de elektriğinin kesildiğini iddia ediyor. Yıllardır çözülmeyen bu sorun Şanlıurfa’da tarımsal üretimi tehdit ediyor. Elektrik kesintileri nedeniyle ürünler sulanamıyor. Güneydoğu Anadolu Projesi(GAP) ile birlikte tarımsal üretimdeki payı artan Şanlıurfa’nın elektrik sorunu çözülemezse ülke tarımı ciddi zarar görür.
Kuraklık desteği henüz ödenmedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Haziran ayı başında yaptığı açıklamada bu yıl kuraklıktan zarar gören çiftçilere dekar başına 100 liraya kadar destek sağlanacağını açıkladı. Buna göre kuraklıktan zarar gören ürünlerle ilgili tespit çalışmaları yapıldı. Zarar oranına göre dekar başına üst limit 100 lira olmak üzere destek verilecekti. Ancak, şimdiye kadar bu destek ödenmedi. Üretici desteğin zaten çok az olduğunu belirterek bunun en kısa zamanda ödenmesini istiyor.
Narenciyede sinek ve analiz sorunu büyüyor
Geçen yılaşırı sıcak nedeniyle limon, portakal ve diğer narenciye ürünlerinde üretimde önemli düşüş yaşandı. Bu yıl üretimle ilgili önemli bir sorun şimdilik yaşanmıyor. Ancak narenciyede özellikle ihracatı olumsuz etkileyecek iki önemli sorun var. Bunlardan birisi Akdeniz Meyve Sineği popülasyonunda yaşanan artış. Bu konuda mücadelenin yetersiz kalması. Diğer önemli sorun ise Avrupa Birliği’ne ihracatta analiz sıklığının yüzde 10’dan yüzde 100’e çıkarılması. Avrupa Birliği’nin kalıntı tespitindeki artışları öne sürerek Türkiye’den önlem alınmasını istemesi üzerine Tarım ve Orman bakanlığı Gıda ve Kontrol genel Müdürlüğü narenciye ürünlerinde yüzde 10 olan analiz sıklığını yüzde 100’e çıkardı. Bugüne kadar her 100 TIR’dan 10 tanesi analize tabii tutulurken, Avrupa Birliği’ne ihraç edilen ürünlerde 10 Tır’ın 100’ü de analize tabii tutulacak. Üstelik de bu analizler Tarım ve Orman bakanlığı laboratuvarlarında veya bakanlığın anlaşmalı laboratuvarlarında yapılacak. Özel laboratuvarlarda 300 liraya yapılan analiz, bakanlık laboratuvarında 1700 liraya yapılıyor. Analiz sorunu çözülemezse bu yıl narenciyede ciddi sıkıntılar yaşanacak.
Fındıkta düşük fiyat politikası ihracat gelirini sınırlıyor
2021 ürünü fındık hasadı başladı, alım fiyatları da açıklandı. Ancak, yıllardır devam eden rekolte ve fiyat tartışması bu yıl da sürüyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen hafta 2021 ürünü kabuklu fındık alım fiyatını açıkladı. Giresun kalite fındığın kilosu 27 liradan, levant kalite 26.5 liradan ve sivri fındık ise 25.5 liradan alınacak. Geçen yıla göre alım fiyatları yüzde 20 arttı. Üreticinin beklentisi 30 liraydı. Açıklanan fiyat üreticiyi değil ama alıcıları memnun etti. Fındık fiyatı açıklandı, ama üretim miktarı resmi olarak açıklanmadı. Tarım ve Orman bakanlığı İl Müdürlükleri koordinasyonunda iki kez rekolte tespiti yapıldı ve üretim 650 bin ton olarak tahmin edildi. Fakat, bu resmi olarak açıklanmadı. İhracatçıların tahmini ise 815 bin ton seviyesinde. Türkiye, dünya fındık üretiminin yaklaşık yüzde 70’ini gerçekleştiriyor. Türkiye’den sonra en çok fındık üreten ülke İtalya. Bu yıl kuraklık nedeniyle İtalya›da üretimde büyük düşüş var. Uluslararası Sert Kabuklu ve Kuru Meyveler Konseyi (INC) tahminine göre İtalya’nın 2021-2022 sezonundaki üretimi geçen seneye göre yüzde 60 civarında azalarak 160 bin tondan 70 bin tona düşecek. İtalya’da fındık üretiminin yarı yarıya azalması demek, Türkiye’nin fazladan 90 bin ton kabuklu fındık karşılığı 45 bin ton iç fındık ihraç etmesi anlamına geliyor. Türkiye için büyük fırsat. Bu yıl miktar bazında ihracatta rekor kırılabilir. Ancak düşük fiyat politikası nedeniyle daha çok fındık ihraç edilse de ihracat geliri yine 2 milyar dolar seviyesinde olması bekleniyor.
Mercimekte Kanada bağımlılığı artacak
Türkiye İstatistik Kurumu, 2021 kırmızı mercimek üretim tahminini 350 bin ton olarak açıklamıştı. Ancak, kırmızı mercimek ekiminin yaklaşık yüzde 90’nının gerçekleştiği Şanlıurfa, Mardin, Diyarbakır, Batman gibi merkezlerdeki aşırı kuraklık üretimi yarı yarıya azalttı. Sektör temsilcileri üretimin en iyimser tahminle 150 bin ton olacağını ifade ediyor. Üretimdeki düşüş fiyata yansıdı. Hasat başladığında Mersin’e kabuklu mercimek teslim fiyatı ton başına 6 bin 500 liraydı, Ağustos’ta 9 bin 500 liraya kadar yükseldi. Fiyat sezon başından bu yana yüzde 50 arttı. Toprak Mahsulleri Ofisi, kırmızı mercimekte geçen yıl ton başına 3 bin 500 lira olan alım fiyatını 2021 ürünü için ton başına 5 bin liraya çıkardı. Yeşil mercimekte ise 2020 yılı için ton başına 3 bin 200 lira olan fiyat, 2021’de 4 bin 150 liraya yükseltildi. Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir, Mersin’e günde 10 kamyon mercimeğin ancak geldiğini belirterek, “Burada 25 fabrika var. Her biri 200 ile 500-600 ton işleme kapasitesine sahip. Üretim bölgesinde mercimeği alıp stoka koyan da var, ama kuraklığın etkisi çok büyük. Kanada’da henüz yeni ürün çıkmadı. İç piyasada Kanada mercimeğinin kilosu 9 lira 250 kuruştan yerli mercimek 12.5 liradan satılıyor. Kanada mercimeğinin Türkiye’ye teslimi 620-750 dolar seviyesinde. Maliyeti 690-700 dolar. Şimdiye kadar ihraç edilen yerli mercimek yok. Tamamen ithal mercimek ihraç ediliyor. Kazakistan’da da kuraklığın etkisi ile 300 bin ton beklenen rekoltenin 100-150 bin ton olması bekleniyor. Kanada’nın üretimi 3 milyon ton. Bizim üretimimiz 150 bin ton. Üretimi mutlaka artırmamız gerekiyor” dedi. İçerde üretimin azalması, Kazakistan’da da üretimin az olması nedeniyle mercimek, ithalatının tamamının Kanada’dan yapılması bekleniyor.
Üzümde rekolte kaybı yüzde 20’nin üzerinde
Sultaniye çekirdeksiz kuru üzüm hasadı başladı. Üretici Toprak mahsulleri ofisinin fiyat açıklamasını ve piyasadan ürün almasını bekliyor. Kuru üzümde dünya lideri olan Türkiye’nin geçen yıl kuru üzüm rekoltesi 271 bin ton açıklanmış ancak ihracat verileri üretimin bunun üzerinde gerçekleştiğini gösterdi. Bu yıl ise dolu, don, sel gibi afetlerden en çok etkilenen ürünlerden birisi üzüm oldu. Rekolte henüz açıklanmasa da geçen yıla göre yüzde 20 civarında kayıp olduğu ifade ediliyor.
Salihli Ziraat Odası Başkanı Cem Yalvaç, üreticinin girdi maliyetlerinin çok yükseldiğini belirterek sadece gübrede yüzde 120 ile yüzde 150 arasında artış olduğunu, ilaç fiyatlarının yüzde 100 civarında arttığını belirterek 9 numara sultaniye çekirdeksiz kuru üzüm fiyatının en az 16.5 lira olması gerektiğini ifade etti.
TRAKYA ETKİLENMEDİ
Ayçiçeği üretiminde rekor artış
Trakya Bölgesi kuraklıktan etkilenmeyen bölgelerden birisi. Geçen sezon ayçiçeği fiyatının çok yükselmesi üretime yansıdı. Bu yıl ayçiçeği üretiminin 300 bin ton artarak rekor seviyeye ulaşması bekleniyor. Trakyabirlik Genel Müdürü Hakan Çalen, üreticinin 2020 mahsulünü çok iyi fiyata satınca üretime yönelme olduğunu belirterek sezonla ilgili şu bilgileri verdi: "Bu yıl 250-300 bin ton artış bekliyoruz. Türkiye’nin üretimi 1 milyon 600 bin ton ile rekor seviyeye ulaşacak. Türkiye İstatistik Kurumu 2 milyon ton diye açıklıyor ama onların yaptığı hesap ile sanayinin ve bizim hesaplarımız arasında her sene 400-500 bin ton fark oluyor. Yapılan ithalat, ham yağ üretimi ve ihracatı bizim verilerin doğru olduğunu gösteriyor. Yapılan destekleme ödemeleri de bizim rakamların doğruluğunu teyit ediyor. Bu sene daha az ayçiçeği ve ham yağ ithalatı olacak. En az 250-300 bin ton azalacak. İthalatın azalması elbette çok olumlu. Miktar açısından umut verici bir gelişme. Eğer fiyat dengesi de buna uygun olarak sağlanabilirse Türkiye-3-5 yıl içinde üretimini 2 milyon tonun üzerine çıkarabilir. O zaman da ihtiyacımızın yüzde 70-75’ini içerden karşılamış oluruz.
İlk kez ithalatta sıfır gümrükle harmana giriliyor
Harmana ilk defa sıfır gümrükle giriliyor. İlk kez böyle bir uygulama ile hasada giriliyor. Ürünün bu kadar bol olduğu bir yılda sıfır gümrükle hasada girmek üretici için endişe verici. Bu sene 1 milyon 600 bin ton ürün dediğimizde 8 milyar lira demek. Fiziki olarak finansman olarak sıkıntılar yaşanabilir. Geçen sene yüzde 9 yüzde 10’la finansman ihtiyacı karşılanırken bu sene yüzde 20’lerde. Finansman çok pahalı. Bu nedenle stok tutmak çok mümkün olmayacak. Birlik olarak tabii ki biz verdiğimiz taahhüdü yerine getirmiş oluruz. Diğer tarafta girdi fiyatlarındaki artış var. Gerçekten üretimin sürdürülmesi açısından çiftçiye verilecek fiyat önemli. Bu yıl zor bir yıl olacak ve herkesi memnun etmek kolay olmayacak. Bu yıl ayçiçeğine verilecek fiyat gelecek yılın ekimini, fiyatını da belirleyecek. Bu nedenle bütün bu paramaetleri dikkate alarak ithalatta vergi politikası ve çiftçiye verilecek destekleme priminin buna uygun olarak uygulanması gerekir. Ayçiçeği primi ve gübre, mazot desteklerinin mutlaka artırılması gerekiyor. Bu hem bizim için hem de sanayi için önemli”
Fasulye üretiminde şimdilik sorun yok
Bakliyat ürünlerinden üretimde sorun yaşanmayan hatta bir miktar üretim artışı olan tek ürün kuru fasulye. Henüz hasat başlamadı, ancak ürün gelişimi iyi görünüyor. Fasulyenin fiyatı da 7-98 lira seviyesinde.
Çam balı üretimi tehlikede
Tarım ve Orman Bakanlığının 2020 yılı verilerine göre Türkiye’de 22 bin 948 orman köyü var. Bu köylerde yaklaşık 7 milyon orman köylüsü yaşıyor. Orman köylüleri ülkenin en yoksul, sosyal olanaklardan mahrum, temel hizmetlerden bile yararlanamayan ve geçimini ormandan topladıkları ürünlerle sağlıyor. Orman yangınları köylüleri göçe zorluyor. Yangınlarla köylüler evlerini, gelir kaynaklarını kaybediyor. Marmaris başta olmak üzere Muğla yöresi Türkiye’nin ve aynı zamanda dünyanın en önemli çam balı üretim merkezi. Bu orman yangınlarından en çok etkilenen kesimlerden birisi arıcılar. Dünya çam balı üretiminin yaklaşık yüzde 90’ı Türkiye’de, bunun da yüzde 80’ni Muğla’da üretiliyor. Türkiye’nin yıllık 115 bin ton bal üretiminin 30-40 bin tonu çam balı. Bunun da 15-20 bin tonu orman yangınlarının en etkili olduğu Marmaris ve yöresinde gerçekleştiriliyordu. Bölgedeki orman yangınları çam balı üretimini uzun yıllar olumsuz etkileyecek.